Birinci basamakta görev yapan sağlık çalışanları, tüm sağlık çalışanlarını kapsamayan iyileştirmeler nedeniyle bugün iş bırakıyor.
Konu hakkında Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Can Kirişçi açıklamalarda bulundu. Kirişçi, “Özellikle aile sağlığı merkezlerinde hekim ve ebe hemşirelere yapılan teşvik uygulamalarında büyük bir fark oluşmuş, asgari ücretin biraz üstünde ücret alan ebe hemşireler aile sağlığı merkezlerinden ayrılıp asli kadrolarına dönmeye başlamışlardır. Birinci basamak sağlık hizmetleri ekip işi olduğundan, hekimin tek başına sürdürmesi mümkün değildir. Bu nedenle özellikle aile sağlığı merkezlerinde ebe hemşirelerimize hak ettikleri iyileştirilmenin yapılmasını ve tüm iyileştirmelerin performans ve cezaya endekslenmeden adaletli ve emekliliğe yansıyacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.” dedi.
"Asgari ücretin bir tık üzerinde ücretle çalışılması mümkün değil"
Kirişçi sözlerine şöyle devam etti:
“Bakanların yaklaşık 1 yıldır sürdürdüğü iyileştirme çalışmalarında gelinen nokta bugün iş bırakmayla sonuçlandı. Son derece adaletsiz ve iş barışını bozan bu uygulama haline gelen bu iyileştirme üzerine özellikle birinci basamaktaki sağlık çalışanları şikayetlerini duyurmak üzere iş bırakıyorlar.
Şu anda aile sağlığı merkezlerinde hekimler ve hemşire arkadaşlarımızın üzerinde yapılan iyileştirmede bir uçurum meydana gelmiştir. Hemşire arkadaşlarımıza layık görülen iyileştirme sadece yüzde 3’tür. Asgari ücretin bir tık üzerinde bir ücretle aile sağlığı merkezlerinde bu arkadaşlarımızın çalışması artık mümkün değildir. Hepsi asli kadrolarına dönecek ve birinci basamak hemşiresiz ve ebesiz kalacaktır.
Bir ekip anlayışıyla yürütülmesi gereken birinci basamağın hemşiresiz, sadece hekim tarafından yürütülmesi mümkün değildir. Bu nedenle sesimizi duyurmak ve bakanlığın dikkatini çekmek üzere özellikle aile sağlığı merkezlerinde çalışan hemşire arkadaşlarımız iş bırakıyorlar.”
“Kağıt üzerinde alınan pansuman iyileştirmeler çözüm değil”
Kirişçi, bakanlığın aldığı geçici önlemlerin çözüm olmadığını şu sözlerle dile getirdi:
“Ne yazık ki bakanlığın kağıt üzerinde, masada bizlere danışmadan aldığı kararlar bir sonuç üretmiyor. Bunun en büyük örneğini sağlıkta şiddette görüyoruz. Sayın Bakan her ne kadar sağlıkta şiddeti önleyen tedbirler aldığını söylese de dün öldürülen güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan arkadaşımızın vahşice katledilmesiyle sağlıkta şiddetin bitmediğini, artarak devam ettiğini gördük.
Bu nedenle tekrar vurguluyoruz; kamu sağlık hizmetleri son 10 yıldır çökertilmiştir. Şu anda alınan pansuman tedbirlerle, ücret iyileştirmelerle hekimlerin hastanelere geri dönmesi amaçlanmaktadır. Ama sonuç almaktan çok uzaktır. Sağlıkta şiddetle ilgili tedbirler de bu şekildedir. Bunların engellenebilmesinin tek çözümü kamu sağlığının yeniden sahaya danışarak bizlerle birlikte düzenlenmesi ve halkın eşit, nitelikli sağlık hizmetini her ulaşabildiği yerden alabilmesinin sağlanmasıdır.
Şu anda ikinci ve üçüncü basamakta bildiğiniz gibi bir randevu kısıtlaması da bakanlık tarafından yapıldı. Bunun sonuçlarında da yine randevu alamayan insanların birinci basamağa hücum etmesi olacaktır ve yine birinci basamak asli işini, koruyucu sağlık hizmetini yapamayacaktır.”
