Bakanlık, önümüzdeki 3 yıllık süreçte halen 2 bin 700 kişiden oluşan paramedik kadrosunu genişleterek, doktorları hastanede tedavi sürecinde daha etkin kılmayı amaçlıyor.
Ancak, karşısında doktor görmeye alışkın halk tarafından yakasında ''paramedik'' yazan kişilerin kim olduğu bilinmiyor. Ambulanstan doktor yerine bir paramedik çıktığında, insanların içinde, henüz tanımadıkları bu meslek grubundaki kişilere karşı güvenilir mi güvenilmez mi sorusu, kaygısı oluşuyor.
Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Coşkun, paramediklerin yetkinliği, eğitimleri ve Sağlık Bakanlığı'nın paramedik politikasıyla ilgili A.A muhabirinin sorularını yanıtladı. Coşkun, ABD'de 1970'li yıllarda başlayan bu sistemin, artık tüm dünyada yaygılaştığını ve acil müdahalede alanın paramediklere ve acil tıp teknisyenlerine (ATT) bırakılarak, doktorların daha etkin çalışabilecekleri alana çekildiğini anlattı.
Coşkun, sağlık meslek lisesi mezunlarının ATT kabul edildiğini, ATT'lerin önlisans programını tamamladıklarında ''paramedik'' olduklarını ifade ederek, şu an itibarıyla 43 üniversitede paramedik programlarının bulunduğunu, sayının giderek artış gösterdiğini söyledi.
2 yıllık önlisans sürecinde acil yardım, kurtarma çalışmaları ve acil hasta bakımı alanında teorik ve pratik eğitim verildiğini, farmakolojiden davranış bilimine kadar acil müdahalede gereken tüm eğitimlerin verildiğini belirten Coşkun, ''Peki ben bir hasta yakını olarak paramediklere güvenebilir miyim?'' sorusuna, ''Tabii ki. Zaten paramedikler, bahsettiğim tüm bu eğitimleri almış olarak mezun oluyorlar. Paramedikler, ambulans öncesi ve ambulansta hastaya gerekli tıbbi yardımı yaparak bir sağlık kuruluşuna naklini sağlayabilecek bilgi ve beceriye sahip sağlık personelleri'' yanıtı verdi.
Paramediklerin hastaya müdahale sınırının sorulması üzerine de Coşkun, ''Paramedikler, hastayı aldığı zaman önce triaj (değerlendirme) yapıyor. İlk kontrol sonrası ilk yardım ve tıbbi müdahalesini gerçekleştiriyor. Eğer mevcut durum bir doktor desteğini gerektiriyorsa irtibatlı olduğu komuta kontrol merkezi danışman hekimiyle görüşüyor. Doktorun yönlendirmesiyle de tedavi sürecini devam ettiriyor'' dedi.
Coşkun, ''Bu süreçte, bir paramedik yerine doktor olmasının yaratacağı farklılık nedir?'' sorusuna da ''Süreç normal süreçten çok da farklı değildir. Şöyle söylemek gerekirse; paramedikler tanımlanmış yetki ve sorumlulukları dahilinde derhal tıbbi uygulamalara başlarlar. Acil vakalara hızlı müdahale edebilme adına paramedikler ambulans öncesi ve ambulansla nakil esnasında önemli rol üstlenirler. Bu anlamda da doktor bulunmamasının yaratacağı bir kayıp yoktur'' karşılığını verdi.
-''Paramedik istihdamı artacak''-
Coşkun, paramediklerle ilgili dünyadaki ve Türkiye'deki uygulama sürecine ilişkin şu bilgileri aktardı:
''ABD ve Kanada, sistemi ilk uygulayan ülkelerdir. Biz de dünyadaki gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara paralel olarak sistemi ülkemizde uygulamaya koymuş bulunuyoruz. Türkiye'de bu alanda önlisans eğitimi 1993'te Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ile Kanada Cambrian College işbirliğiyle başladı. Bakanlığın 2004'de paramediklere kadro açması ve özel sektördeki gelişmelerle birlikte talep ciddi oranda artmıştır. Bugün için 43 üniversitede paramedik programı verilmektedir.''
Coşkun, sağlık bakanlığının önümüzdeki 3 yıllık süreçte paramedik istihdamını da artıracağını bildirdi.
Türkiye genelinde halen 1706 adet 112 istasyonu bulunduğunu, doktor, sağlık memuru, hemşire, şoför, ATT ve paramedikler dahil toplam 25 bin civarında personelin istihdam edildiğini belirten Coşkun, paramedik sayısının 2 bin 700 olduğunu, 3 yıllık dönem içerisinde paramedik istihdamının daha da arttırılacağını kaydetti.
Mevcut sistem içinde ATT'lerin sayısının 10 bin dolayında olduğunu, burada da artış öngördüklerini ifade eden Coşkun, ambulanslarda doktor veya paramedik, bir sağlık personeli ve bir ambulans şoförünün bulunduğunu belirtti ve ambulans sürücülerinin, ATT veya paramedik olması halinde daha etkin bir tablonun oluşabileceğini söyledi. Böyle bir dönüşümü de sağlamak istediklerini belirten Coşkun, ''Ambulans sürücülerinin ATT veya paramedik olması halinde personelden verim sağlanacağı gibi ayrıca ambulansta hastaya müdahale eden biri olarak, ambulans kullanımı sırasında daha özenli davranacaktır'' şeklinde konuştu.
-Eğitim süreci, mezuniyetle bitmiyor-
Görüşmede yer alan Paramedik Derneği Başkanı Umut Uğurel de yoğun bir eğitim programından geçtiklerini, eğitim süreci tamamlandıktan sonra da ''temel modül'', ''erişkin ileri yaşam desteği'', ''çocuk ileri yaşam desteği'', ''travma ileri yaşam desteği'' ve ''ambulans sürüş teknikleri eğitimi'' olmak üzere 5 sertifika almaları gerektiğini belirtti.
Uğurel, bu sertifikaların 3 yılda bir yenilenmesi gerektiğini de ifade ederek, hastane öncesi alanı en iyi şekilde değerlendirebilmek için kendilerini geliştirdiklerini, önümüzdeki süreçte müdahale alanlarıyla ilgili uzmanlığın da gündeme geleceğini söyledi.
Türkiye'de verilen paramedik eğitimin içeriği ve süresinin, uygulamanın yapıldığı ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinden farklılık göstermediğini de kaydeden Uğurel, Türkiye'nin, ambulans sürüşü, triaj, acil müdahale gibi paramediklerin tüm sürecini kapsayan uluslararası ''ambulans rallilerinde'' önemli başarılar elde ettiğini söyledi. Uğurel, bunlara örnek olarak, Türkiye'nin, uluslararası kategorilerde Ocak 2010'da Polonya'da düzenlenen rallide birincilik, Ekim 2008'de Litvanya'daki rallide ikincilik, Eylül 2010'daki Ege Rallisi'nde de ikincilik ödülleri bulunduğunu belirtti.