Bu yazıyı aslında hemşire kimdir, nasıl çalışır, güncellenen, güzelleşen Hemşirelik mevzuatı, YTKİ hükümleri, görev, yetki ve sorumlulukları, iş yoğunluğu, zimmet yükü, uzun çalışma saatleri, çalışma düzeni gibi unsurları göz önünde tutarak yazacaktım, ama içimde yükselen öfkeye engel olamadım. Hem yazarken, hem okunurken yazıya sinen yoğun içerleme duygusunun anlaşılacağının ve bağlı olarak bazı yanlış anlamalar içereceğinin farkındayım.
Doğumda, ölümde, hastalıkta, sağlıkta, çoğu insanın kokusuna bile tahammül edemediği hastanelerde, kliniklerde, hasta odalarında, acılar içinde çaresiz, yalnızlıklarda yanı başımızda biri var: Hemşire.
Hastanın her sorunu için başvurabileceği, tedavisini yürüten, bakımını üstlenen, 24 saat sürekli yanı başında olan tek meslek biziz. Kimi hastanelerde gece nöbetlerinde doktorsuz klinik vardır da hemşiresiz klinik olmaz. Ancak ne yazık ki ülkemizde hemşirelerin durumu, taşıdıkları değer ve önemle uyumlu değildir.
Çünkü;
Bir meslek düşünün ki, eş süre eğitim gördüğü diğer mesleklerden emeklilikte veya aktifken daha az kazanıyor olsun. Niye?
Bir meslek düşünün ki, sayısal puan ile öğrenci alacak, en ağır eğitimlerden geçirecek ama bu statüsünde, ücret ve maaşta bir fark yaratmayacak. Niye?
Bir meslek düşünün ki, başka nöbetli mesleklerden daha az haklara sahip olacak, gece-gündüz çalışacak, yeraltı maden ocağından bile daha tehlikeli bir çalışma ortamının daimi çalışanı olarak yıpranmış kabul edilmeyecek, niye? Her türlü enfeksiyona, mesleki risklere açık çalışacak ama mesleği riskli sayılmayacak, tek bir meslek hastalığı bile tanımlanmamış olacak, Niye?
Bir meslek düşünün ki eğitim koşullarına, süresine, biçimine hemşirelik mevzuatı hiç umursanmadan sendikalar yön verecek, ihtiyaca binaen denilerek her sağlık meslek lisesi mezunundan kolaylıkla hemşirelik yapması istenecek, meslek adı, kimliği yok edilecek; statüsüz, tuhaf pozisyonlarda heder edilecek, niye?
Hemşirenin bu ülke koşullarında en yüksek mesleki eğitimi alması, yönetim kadrolarında yetki-sorumluluk dengesizliği içinde hastanelerin tüm yükünü çekmesi, mezuniyet sonrası aldığı eğitimler, bilimsel araştırma yapması bile mevcut performans sistemine göre, eğitim faaliyetinden sayılmıyormuş, önemli değilmiş, herhangi bir bilimsel puan, ek ödeme farkı falan gerektirmezmiş, biliyor muydunuz? Sağlık sistemimize zarar veren, tehlikeli bir görmemezlikten gelme politikası değil mi?
Hemşirelerin yokluğu o kadar önemli ki, meslekleri o kadar kutsal ki; Maliye bakanlığının ilan ettiği maaş skalasının sonunda galiba hemşire yer alıyor. SML mezunu bile olsa eş düzey eğitim aldığı imam, polis kadar bile kazanamıyor, niye? Sağlık yükselen değer olmadığı için mi acaba?
Maaş, ücret azlığı bir yana, saati 2–3 lira gibi nöbet ücreti verilmesini aşağılayıcı buluyoruz. Hani çalışan kazanacaktı? İşe gitmek, nöbette olmak bile işin kazandırdığından daha masraflı ise o iş nasıl bir değere sahiptir?
Hastanede görevli, klinisyen bir hemşire bir yıl içinde günlük mesaisi dışında, ayda en az 4–6 gün gece nöbeti tutar. Bu nöbetler hafta sonu 24, hafta içi 16 saattir. Nöbetlerde geçen çalışma süresi ile normal bir memur çalışanın yılık çalışmasının yarısı kadar da geceleri ve hafta sonları, bayramlarda, süreli tatillerde çalışmış olur. Ancak bu süre ne hikmetse toplam hizmet süresinden sayılmaz.
Bu çalışma temposu ile yine de yıpranmış sayılmıyorsak, yıpranma hakkımız yok ise, sağlık kuruluşlarında, hastanelerde işler yolunda değildir. Sağlıkta performans sistemi –ki akılcılıktan uzak, verimsiz bir şekilde- kaynakların israf edilmesi düzenidir. Çünkü hastanelerde işler yine yolunda değildir. Doktorun mali olarak mutlu edilmeye çalışılması toplam kaliteye yansımamaktadır. Hastanelerde klinik kalite kriterlerini hemşirelik hizmetleri üstüne kuran ama gelir dağıtımda bu bilgi, emek payını görmeyen bu sistem inanın gerçek bir revizyonu hak ediyor.
Merdiven altı tıpçılığı diyebileceğimiz, pıtrak gibi türedi açılan, denetlenmeyen, sözde sağlık hizmeti veren kötü dükkânlarda, hiçbir çalışma yasasına dayandırılmadan ya da itibarlı özel sektörde haftada 6 gün, günde 10- 12 saat çalışma süresi normal mesaiden sayılan, asgari ücret ve biraz fazlasına gece, gündüz çalıştırılan hemşireler konusuna girmiyorum bile.
Sağlık bakım sistemimiz gözden geçirilmeye hemşirelik mesleğinin eğitsel, mesleki, mali, yönetsel sorunlarının araştırılması ile başlanmalıdır. Hemşireler sağlık insan gücümüzün önemli bir bileşeni ise, yaptığı işler başka hiçbir meslek grubu ile ikame edilemeyecek nitelikte ise, evet hemşirelerin meslek yapısını, eğitimini güçlendirmek, mali durumlarını iyileştirilmek ülkemizin sorumluluğudur. Çünkü hemşirelerin sorunlarını çözmek hastanelerin ve sağlık hizmetleri sorunlarının en azından yarısını çözmek demektir. Hemşire mutsuzsa hasta da mutsuzdur. Hasta bakımı bir sistem olarak ele alınmıyorsa, bilimsel düzenlenemiyorsa, hemşireler tarafından yönetilemiyorsa, imkânları iyileştirilemiyorsa, inanın sağlık sistemi de bakımsız kalmıştır, hastadır demektir.
Bu duygu ve düşüncelerle Hemşirelerimizin, sağlık sistemimizin, nitelikli hasta bakımını hak eden tüm halkımızın, sağlık bakanlığımızın 12 MAYIS DÜNYA HEMŞİRELER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.
Kezban ATAKOĞLU / Hemşire
kezbanatakoglu@gmail.com