Medimagazin’de yer alan Tam Gün yasa tasarısıyla ilgili yazılarda, eczacıların diğer idare personelle eşit tutulması şeklinde bazı sendikaların yaptığı haksız ve mantıksız eleştirilere cevap vermek istiyorum.
Üniversite hastanelerinde çalışan eczacılar, idari personelden farklı olarak hafta içi 16 saat, hafta sonları 24 saat doktorlar gibi nöbet tutmaktadır. Nöbet süresinin tamamı hastane eczanesinde geçmektedir. İcap nöbeti tutulmamaktadır. Sürekli hasta ve hasta yakınlarıyla iş gereği yüz yüze iletişim halinde bulunmakta olup, eczacılar enfeksiyon riski altında bulunmaktadır. Ayrıca eczacılar ilaç ve tıbbi malzeme ihale komisyonlarında, muayene komisyonlarında yer almaktadırlar. Bu komisyonlardaki eczacılar MİLYONLARCA YTL. lik ihalelere imza atmakta, ihale sonucunda hastaneye alınan yine MİLYONLARCA YTL. lik ilaç ve tıbbi malzemeyi zimmetine almaktadır. Bu kadar ağır bir sorumluluk hiçbir sağlık ve idari personele verilmemektir. Sadece normal mesaisini tamamlayıp maddi hiçbir sorumluluğu olmayan diğer personelle aynı kategoride olmaması gayet doğaldır.
Halen YÖK’e bağlı Üniversite hastanesinde çalışan eczacılar idari personelle aynı oranda döner sermaye almaktadır. Oysa Sağlık Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığına bağlı S.G.K. sağlık işlerinde çalışan eczacılar, üniversitelerde çalışan eczacılara oranla 1000 ila 2200 YTL. arasında değişen döner sermaye ve ek ödeme almaktadırlar. Bu uygulama yaklaşık 2 yıldır devam etmektedir.
Ayrıca hastanede çalışan eczacılar meslekleriyle ilgili olarak 4 senelik eğitim ve öğrenim görmekte iken bu süre 5 seneye çıkmıştır. Uzun ve zorlu eğitim süreci geçiren eczacıların biraz farklı bir konumda olması doğal karşılanmalıdır.
Saygılarımızla.
Üniversitede Çalışan Kamu Eczacıları