İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Dokuz Eylül Üniversitesi’nden yaklaşık 54, Ege Üniversitesi’nden de 31 civarında öğretim üyesinin ayrıldığını veya ayrılmak için müracaat etmiş olduğuna ilişkin duyumlar almaktayız” dedi.
‘Acil çözüm bulunmalı’
Cumhuriyet’ten Yusuf Körükmez’in haberine göre Kaynak, “Üniversitelerin özgür, bağımsız ve gerek araştırma - geliştirme ve gerekse bilimsel etkinlik açısından daha büyük bir özgürlük ortamında çalışmalarını sağlamak için özerk olmaları gerekirken bir siyasi erkin atadığı rektörler tarafından yönetildiğini görmekteyiz. Üniversite hastaneleri araştırma -geliştirme tıp alanındaki gelişmelere ön ayak olma yönünde çalışmalar yapan kurumlardır. Öğretim üyeleri de hem lisans düzeyinde hem lisansüstü hem kariyer düzeyinde bu tür çalışmaların öncüsüdür. Fakat üniversiteler finansal olarak özellikle yeteri kadar destek bulamadıkları için adeta ‘Sağlıkta Dönüşüm’ programının da çerçevesinde bir işletme durumuna sokuldular” ifadelerini kullandı.
Kaynak, “Bu nedenle de öğretim üyelerinin bu işletmelere parasal katkı sağlamaları için ameliyat yapmaları, hasta bakmaları, elbette ki hizmet açısından da bazı görevler almaları yönünde zorlamalar başladı” diye konuştu.
"Bu bir tercihtir"
İzmir Tabip Odası Başkanı Kaynak’ın açıklamalarının ardından Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörlüğünden konuya ilişkin açıklama geldi.
Yapılan açıklamada İzmir Tabip Odası tarafından yapılan ve yanlış algı oluşmasına sebep olabilecek “Bu düzenlemelerin akademisyenlerin Üniversiteden soğumasına, araştırma ve akademik çalışmalarına engel olmasına" şeklindeki ifadeleri kabul edilemeyeceği ifade edildi.
Oluşturulan yanlış algıyı düzeltmek amacıyla açıklama ihtiyacı doğduğunu dile getiren DEÜ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Yasama, yürütme ve yargı tarafından ortaya konan irade ve düzenlemelere uymak her vatandaşın ve her kurum/kuruluşun asli yükümlülüğüdür. Söz konusu Genelge, 18.01.2014 tarihinden önce faal muayenehanesi bulunmayan öğretim üyeleri tarafından açılmış bulunan muayenehanelerin faaliyetlerine son verilmesi gerekmektedir" şeklindedir.
Bu kapsamda olan doktorların bir kısmı Üniversite hastanesinde çalışmaya devam etmiş, bir kısmı da ayrılmayı tercih etmiştir. Bu bir tercihtir. Kurumumuzdan ayrılan akademisyenlerimizin yerine mesleğinde başarılı ve kuruma katkı sağlayacak akademisyenler istihdam edilmiştir. Hasta mağduriyeti yaşanmaması, tanı teşhis ve tedavi süreçlerinin eksiksiz işletilmesi için gerekli tüm önlemler alınmıştır. Muayenehaneyi tercih eden öğretim üyelerinin zamanının büyük bir bölümünü muayenehanede geçirmeleri nedeni ile akademik ve araştırma performansının yanı sıra hasta karşılama oranlarının da diğerlerine oranla daha düşük olduğu gözlemlenmiştir.
Üniversitemiz, geçmişte olduğu gibi bugün de kamu hizmetini eksiksiz sunmaya, yürürlükteki düzenlemelere uymaya ve toplum yararına çalışma devam edecektir. Üniversitemiz bu bilinçle hareket etmektedir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”