Üzülerek belirtiyoruz ki yine bir hekime şiddet vakasıyla karşı karşıyayız. 2 Mayıs 2011’de 62 Nolu Aile Sağlığı Merkezinde pansuman yaptırmak için gelen bir şahıs ve yakınları tarafından görevi başındaki bütün Aile Sağlığı Merkezi çalışanları tehdit edilmiş, hakarete uğramış dövmek üzere dışarıya çağırılmış ve içlerinden bir hekim de darp edilmiştir.
Meslekte 21 yılını doldurmuş, temel sağlığın her alanında görev yapmış, meslek hayatının önemli bir kısmını da idari kadrolarda geçirmiş yapmış, yurtiçi ve yurtdışı birçok sağlık taramasına gönüllü katılmış, takdir belgeleri ile bunu ispatlamış bir meslektaşımız olan Dr. Mehmet BÜLÜÇ saldırıya uğramıştır.
Yıllardır bu ülkede hekimi ihmal eden ve halka popülist görünmeye çalışılan sağlık politikaları yürütülüyor, bunun neticesi olarak karşınızda aile hekimini ailesinin emir eri zanneden, size emir kipiyle konuşan, sizi psikolojik baskıyla yönetmeye çalışan, kapınızı açtığında esas duruşta olmanızı bekleyen, istediği zaman istediği yerde istediği şekilde ve her istediğinin yapılmasını emreden insan tipi oluşmaya başlamıştır. Bu da gerçek sağlık hizmetinin sunulmasını engellemektedir.
Kendince istediğine ulaşamadığı her durumda birilerinin de doldurmasıyla aleyhinizde şikayetler yazan, telefonlar açan, soruşturmalar açtıran, incelemeler başlattıran, aile hekimine istediği ilacı yazdıracağını, istediği tahlili yaptıracağını ve bununda son derece normal olduğunu düşünen insanlar oluşmuş durumdadır.
Bunun sonucunda artık hekimler sağlık hizmeti sunamaz duruma getirilmiş, her gün hakarete uğrayan, şiddete maruz kalan hekim ve sağlık çalışanlarıyla ilgili haberler gazete manşetlerinde sıradanlaşmıştır.
Televizyon programlarında aile hekimliğinden nasıl faydalanılacağı konuları yerine tamamen populizm mantığı yer almaktadır. Aile hekimlerini aile uşağı, hastaneleri hizmetçi kışlası zanneden toplulukların sayısı gittikçe artmakta, hekimlik hiçbir hekimin kendi çocuğunun yapmasını istemeyeceği bir meslek haline gelmektedir. Halkın sağlık hizmetinden memnun olmasını tabii ki sağlık çalışanları da istemektedir. Aile Hekimliği Sistemine geçilmeden önce bu eğitimi alan hekimler gönüllü olarak bu sistemi desteklemiş ve halkın yararına olacağını düşünmüşlerdir. Fakat uygulamaya geçildiğinde halka empoze edilen sistemin hekime yönelik şiddeti artıracağını yetkililere iletmişlerdir.
Sonuçta hekimlerin itibarını azaltarak, personeli ezerek kurulacak sağlık sistemlerinin istenileni veremeyeceği açıktır. Birçok hekim sağlıklı hizmeti veremeyecek kadar psikolojik olarak yıpranmış durumdadır.
Sağlık bakanının ve hatta başbakanın “benim hekimime, benim hemşireme benim sağlık çalışanıma el kaldıranın alnını karışlarım” deme vakti çoktan geçmiştir. Ancak maalesef tıp bayramımız bile kutlanmamaktadır. Unutulmuş bir gerçek vardır ki zamanında tıbbiye mezun verdiğinde mezuniyet balosu için Dolmabahçe sarayı hekimlere açılmıştır.
Artık hekimlerin mesleklerini gönül rahatlığıyla ve güven içersinde icra etmeleri için destek verilmesini bekliyoruz. Populizme: “artık sağlıktan elini çek” diyoruz.
KONYA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU