Medimagazin logo

YÖK Başkanı: Üniversitelerimizi yeniden yapılandırıyoruz

Avrupa Birliği'ne uyum süreci kapsamında yükseköğretim standartlarının ele alındığı ve ülkemizin üyesi olduğu Bologna süreciyle ilgili durum değerlendirmesi yapmak ve bilgi paylaşımında bulunmak için Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya rektörler ve alan uzmanlarıyla bir araya geldi.
YÖK Başkanı: Üniversitelerimizi yeniden yapılandırıyoruz
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Yaptığı açılış konuşmasında göreve başladığı ilk günden beri yükseköğretimin kalitesinin artırılması ve uluslararası standartların yakalamasını hedeflediklerini belirten Çetinsaya, "Dünyada küresel bir güç olma potansiyeline sahip bir ülkeyiz. Son yıllarda yaşanan hızlı değişime bağlı olarak Yükseköğretimimiz de buna uygun hale gelmelidir. Yöneticiler olarak hedefimiz bu değişime öncü bir rol oynamaktır." dedi.

Rektörlere ve katılımcılara "Üniversitelerimizi yeniden yapılandırıyoruz." diye seslenen YÖK Başkanı, bu kapsamda eğitim müfredatlarının yeniden düzenleneceğini, hedeflenen mezun profilinin istihdam alanlarına uygun olarak gözden geçirileceğini, diplomaların tanınırlığının artırılacağını, ortak diploma programlarına ağırlık verileceğini, yurt ve barınma koşullarında iyileştirme yapılacağını, yükseköğretimde her öğrenciye ayrım yapmaksızın eşit fırsatlar sağlanacağını, üniversitelerde şeffaflık ve hesap verilebilirliğin artırılacağını, akademisyen yetiştirme sürecinin daha ciddi ele alınacağını duyurdu.

"NİTELİKLİ BİR DEĞİŞİM YAŞIYORUZ"

Yükseköğretim sistemimizin uluslararası formatlara uygun hale getirilmesinde Türkiye'nin 11 yıldır takip ettiği ve üyesi olduğu Bologna projesine ehemmiyet verilmesi gerektiğini hatırlatan Çetinsaya, bu projeyi abartmanın ya da yok saymanın hedeflerin doğrultusunda anlamlı bir yol olmadığına değindi.

Avrupa Yükseköğretim Alanı adıyla güncellenen ve 47 ülkenin katılımcısı olduğu projenin küresel anlamda yükseköğretim meselelerini ele aldığını ve ülkemize tecrübe kazandırması açısından önemli bir araç olduğunun altını çizen Çetinsaya, "Nitelikli bir değişim yaşıyoruz. Kurumlarımızın dışa açık, işbirliği yapan ve hesap verilebilirliği artırılmış üretken kurumlar olması yönünde çalışmalıyız." şeklinde konuştu.

Son yıllarda gerçekleşen atılımla YÖK sisteminin geliştiğini ve kurumun hedef aldığı çalışmalarda sayısal bir artışın gerçekleştiğine işaret eden Çetinsaya, sayısal artışın tek başına yeterli olmadığını buna bağlı olarak kalitenin ve uluslararası platformlarda yarışa dahil olabilmenin önemine vurgu yaptı.

"TÜRKİYE'NİN YÜKSEKÖĞRETİM KARNESİ İYİ"

Geçtiğimiz hafta Bükreş'te gerçekleştirilen Bakanlar Zirvesine Türkiye temsilcisi olarak katılan YÖK Başkan Danışmanı Dr. Armağan Erdoğan ise Türkiye'nin Bologna sürecini ve zirvede alınan kararları özetledi. Türkiye'nin yükseköğretim karnesinin genelde iyi olduğunu resmi verilerle açıklayan Erdoğan uyum sürecinde örnek gösterilen bir ülke konumunda olduğumuzu ifade etti.

Öğrenci sayısı bakımından Rusya'dan sonra Avrupa'da ikinci büyük nüfusa sahip olduğumuzu hatırlatan Erdoğan, 47 ülke içinde ilk beşe giren ülkelerin Avrupa'daki toplam öğrenci nüfusunun yarısına denk geldiğini vurguladı. Ekonomik kriz sebebiyle çoğu Avrupa ülkesinde yükseköğretim maliyetlerinin düşürüldüğünü ve kesintiye gidildiğini anımsatan Dr. Erdoğan, Türkiye'nin ise bu süreçte daha fazla yükseköğretim kurumu açarak yatırımlara hız verdiğinin altını çizdi.

yök
başkanı:
üniversitelerimizi
yeniden
yapılandırıyoruz
Yorum (1)
Hasan Kutlu
Üniversiteleri hemşericilik, particilik, akrabalık, .... culuk, .... cilik, gibi kirli ilişkilerden kurtarmazsak ve bilimselliğe ve mesleki tecrübeye göre değil de bu kriterlere göre öğretim görevlisi alırsak üniversitelerimiz çok iyi konumda deyip sadece kendimizi ve halkı kandırırız. Yardımcı doçentlik için yapılan sınavlar ne kadar adil? ve istenen kriterler neden belli kişileri tarif ediyor. Adamın sadece adı soyadı söylenmiyor yaptığı tez veya katıldığı nadir bir çalışma kritere konuluyor ki kendi adamları gelsin. Yönetimle zıt görüşte olan öğr. görevlilerini cezalandır, sudan sebeplerle soruşturma aç, çalışma alanını daralt, bıktır, onun kliniğine ambargo koy sadece onu değil hastalarını da cezalandır. Böyle bilim olmaz. İsim vermeye gerek yok üniversitelerin durumu tam tersine içler acısı. Bilim ve eğitimden çoooook uzaklar.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir