Şayet ilgilenmediyseniz, benden duyun…
İsviçre’de yerleşik Dünya Ekonomik Forumu, 2011-2012 Küresel Rekabet Gücü Raporu sonuçlarını açıkladı.
Rapora göre, rekabet gücü sıralamasında bu yıl dikkate alınan 142 ülke arasında İsviçre ilk sırayı aldı.
Listenin ikinci sırasında Singapur, üçüncü sırasında ise İsveç bulunuyor.
Türkiye’yi mi merak ettiniz, acele etmeyin…
***
ABD, son üç yıldır devam eden düşüş eğilimini sürdürdü, bu yıl bir sıra daha gerileyerek dünyanın en rekabetçi beşinci ekonomisi oldu.
Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş OECD ülkeleriyle arasında var olan farkı kapatma yönünde ilerlerken, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri 142 ülke arasında ilk 10 sıraya sahip oldu.
Sıralamada Finlandiya dördüncü, Almanya altıncı, Hollanda yedinci, Danimarka sekizinci, İngiltere ise onuncu sırada konumlandı.
***
Japonya, geçen yıla göre üç sıra gerileyerek bu yıl dokuzunculuğa düşerken, Fransa da üç sıra gerileyerek 18’inci sırada yer aldı.
Yunanistan ise 90’ıncı sırada bulunuyor.
Yer aldığı 26’ncı sıra ile en rekabetçi 30 ekonomiden biri olan Çin, büyük ölçekli gelişmekte olan ülkeler arasında lider pozisyona sahip oldu.
Diğer dört BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ülkeleri arasında Güney Afrika 50’nci, Brezilya 53’üncü, Hindistan 56’ncı, Rusya ise 66’ncı sırada yer alıyor.
Körfez ülkelerinin büyük bir bölümü yükselme eğilimini devam ettirirken, Latin Amerika’da ise lider olan ülke Şili 31’inci sıra ile en rekabetçi ekonomi konumunda bulunuyor.
***
Rapora göre Türkiye, BRICS ülkeleri arasında sadece Rusya’dan ileride yer aldı.
2011-2012 dönemi Küresel Rekabetçilik Endeksi hesaplamalarına göre Türkiye 142 ülke arasında 59’uncu sırada yer aldı.
Türkiye bir önceki yıl 139 ülke arasında 61’inci, ondan önceki yıl ise 133 ülke arasında yine 61’inci sırada yer almıştı.
Raporda, Türkiye’nin satın alma gücü paritesine göre 741,9 milyar dolarlık GSYİH büyüklüğe, kişi başına 10 bin 399 dolarlık gelire sahip olduğu, GSYİH’nin dünya ticaretindeki payının ise yüzde 1,29 olduğu hatırlatıldı.
Türkiye, pazar büyüklüğünde en rekabetçi 17’nci ekonomi olurken, en kötü performansı ise 133’üncü sıra ile işgücü piyasasının etkinliği kaleminde gösterdi.
İş dünyasını en çok zorlayan sorunlara ilişkin değerlendirmede vergi oranlarının yüksekliği, etkin olmayan kamu bürokrasisi, vergi mevzuatı, eğitimli işgücü ilk dört sırayı aldı.
***
Bir sene içinde iki basamak yükselmemiz son derece sevindirici ama hala 59’uncu sıradayız…
Bu nasıl daha hızlı gelişir?
Örneğin, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan kararname taslağı yaşama geçerse daha hızlı gelişir…
O kararname ile sağlık alanındaki personel politikası silbaştan değişecek.
Yani ne olacak?
Kamuda yabancı doktora kapı açılırken, özel sektörden bürokrat transferi de yapılabilecek.
Taslakta, yabancı uzmanların çalıştırılmasına dair usul ve esasların da bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirtileceği ifade edilmekte…
Ancak taslağa göre yabancı uzman sayısı toplam uzman sayısının yüzde 5’ini aşamayacak.
***
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Aralık 2010’da düzenlediği bir basın toplantısında, Türkiye’de doktor ve hemşire sayısının yetersiz olduğunu anlatarak, yabancı doktorların Türkiye’de çalışması gerektiğine dikkati çekerek, bu konuyla ilgili muhalefetin destek vermesi gerektiğini ifade etmişti.
Akdağ, ithal doktor getirilmesinin milliyetçilikle bir alakası olmadığını belirterek, “bu yabancı doktorlar milletimize hizmet edecek. Yabancı doktorların tabii ki Türkçe bilmeleri gerekir. Eğitim kalitesi düşük olan doktorların gelmesi kesinlikle söz konusu olamaz.
Kaliteden taviz vermeyeceğiz. Sağlığa para ayırmakta zorlanmıyoruz. Sistem oturdu, oturmaya devam ediyor. AB’li bir doktorun karşısına 20 hasta çıkıyorsa, Türkiye’de bir doktorun karşısına 40 hasta çıkıyor” demişti.
Çok doğru…
Keşke aynı anlayış üniversiteler için de geçerli olsa…
Yeryüzü ile hemhal oldukça standardın ve dolayısıyla kalitenin çok hızla arttığını göreceğiz…
Nereden mi biliyorum?
Çünkü bugüne kadar sapına kadar yabancı düşmanlığı yaptık ve rekabet sıralamasında ancak 59’uncu sıraya geldik…
Rekabet sana benzemeyen ile ilişkinin geliştirilmesi, dünyadaki çoğulculuktan beslenme ve bu yerkürede sürat yarışına girmektir…