Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, yaptığı açıklamada son günlerde gündemde yer alan tam Gün Yasa Tasarısı ve öğretim üyelerinin rotasyona tabi tutulması konuları ile ilgili görüşlerini açıkladı. Prof. Dr. İsmail Mete İtil, “Eğer ihtiyaç bulunan fakültelere daimi kadrolar açılır ve bunlara da belirli şartlar getirilirse, bu sorun daha kolay çözülür. Gönüllü olmayan hiçbir öğretim üyesi rotasyona zorlanmamalıdır” dedi.
Mete Generaloğlu/Ankara
TJOD Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, tıp fakültelerinde görev yapan öğretim üyelerinin rotasyonla başka fakültelere gönderilmesi düşüncesinde ısrar edilmemesi gerektiğini, bu sistemin süreklilik sağlanabilecek bir sistem olmadığını söyledi. Sağlık alanında son 6 yılda kapsamlı bir değişiklik programı uygulanmakta olduğunu ifade eden Prof. Dr. İtil, bu programın bir “ Dünya Bankası” projesi olup, uluslar arası sağlık örgütleri tarafından da desteklendiğini, bir yandan halka yoğun, ucuz, kolay erişilebilir bir sağlık hizmeti sunarken, bir yandan da sağlık hizmetlerinin devlet tekelinden çıkarılarak özel sektöre açılımını öngördüğünü söyledi.
Sağlıkta devletin tüm vatandaşlara ucuz ve yoğun hizmet götürebilmesi düşüncesiyle, uygulamada sorunlar yaratabilecek olan özel sektöre açılım arasındaki çelişkinin ise, devletin özel sağlık kurumlarını da tam bir denetim altına alması ile çözülmeye çalışılması olduğunu ifade eden Prof. Dr. İtil, “Bu en temel çelişkidir. Uzun vadede bunun sürdürülebilirliği son derece güçtür. Özel sektör üzerindeki aşırı baskı kaldırılmalıdır. Özel sektör açılımının yapıldığı bir ortam devletçi anlayışla yönetilemez. Burada hastanelerin rekabet edebilmesine ve kendi yatırım ve istihdam politikalarını oluşturmasına izin verilmelidir” şeklinde konuştu.
Bu uygulamalardan halkın büyük çoğunluğu memnun olduğunu belirtirken, hekimlerin büyük çoğunluğu ise memnun olmadığını ifade ettiğini sözlerine ekleyen TJOD Başkanı İsmail Mete İtil, Sağlıkta başarının yakalanması için hekimlerin mutlaka programa uyumlarının sağlanması ve hekimlerin üzerinde hissettiği baskının ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. İtil, eğer biraz empati yapılabilir ve hekimlerin özel çalışma koşullarını sınırlayan anlayış değişirse, başarının da hemen ardından geleceğini kaydetti.
YÖK kapsamında yapılacak bir “Tam Gün” düzenlemesi için yeterli mali kaynak bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. İtil, “Son önerilen yasa tasarısı ile , bırakın koşullarda iyileşme sağlamayı, öğretim üyelerinin bugünkü koşullarını sağlamak için bile, Pazar günü dahil çalışması istenmektedir. ‘Biz önce yasayı çıkaralım daha sonra düzenlemeler yapılır’ demek çözüm değil, karmaşa getirecektir. Tıp Fakülteleri şu anda yüzde 200 döner sermaye ödeyemezken, yüzde 800 ödemeleri öngörülmektedir. Bu ödemeler asıl maaşlara ve emekliliğe yansımayacaktır. Bir yandan rotasyon bir yandan “ Tam gün “çalışmayla öğretim üyeleri belli bir sisteme zorlanmaktadır. Özellikle gelişmiş üniversitelerde bir çok değerli öğretim üyesi çok sevdikleri üniversiteden ayrılmak zorunda kalacak, kimisi ise yurt dışı olanaklarını araştıracaktır. Bu uygulamaların hepsinin durdurulması gerekmektedir” diye konuştu.
Tıp fakültelerinde görev yapan öğretim üyelerinin rotasyonla başka fakültelere gönderilmesi düşüncesinde ısrar edilmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. İtil, bu sistemin süreklilik sağlanabilecek bir sistem olmadığını, YÖK yasasının bu maddesinin olağanüstü dönemlerde konulmuş ve sonra rafa kalkmış bir madde olduğunu söyledi. İtil, hükümetin demokratik açılımlar yaptığı bir dönemde bu maddenin tekrar yürürlüğe konmasının doğru olmadığını sözlerine ekleyerek, “Eğer ihtiyaç bulunan fakültelere daimi kadrolar açılır ve bunlara da belirli şartlar getirilirse, bu sorun daha kolay çözülür. Gönüllü olmayan hiçbir öğretim üyesi rotasyona zorlanmamalıdır. Bu gün yerleşmiş üniversitelerde öğretim üyelerinin çoğunluğu mecburi hizmetlerini tamamlamış ve artık ulusal ve uluslar arası üretime geçmişlerdir. Bunların birdenbire tüm yaşamlarının değişmesini istemek doğru bir yaklaşım olamaz” dedi.
Prof. Dr. İtil, “Gelişmiş üniversitelerde, sadece öğretim üyesi yoğunluğu değil, hasta ve öğrenci yoğunluğu da kat be kat fazladır. Amaç gelişmekte olan Tıp Fakültelerinde öğretim üyesi istihdamı sağlamaksa, bunlar kalıcı kadrolarla sağlanmalıdır ki eğer kadro açılırsa bir çok kişi buna müracaat eder” şeklinde konuştu.
Tam Gün Yasa tasarısı gündemden kaldırılmasını isteyen Prof. Dr. İtil, bu gün artık böyle bir düzenlemeye gerek kalmadığını söyledi. Muayenehanelerin sistemdeki rolünün azalmış ve çoğunluk hekimin hastanelerde çalışmaya başlamış olduğunu ifade eden TJOD Başkanı Prof. Dr. İtil, “Muayenehane –hastane ilişkisi ortadan kalkmıştır. Kriz ortamında 40 bine yakın muayenehanenin kapatılması işsizliği körükleyecek, sosyal bir çöküntüye yol açacak, sağlık hizmetlerinde aksamalar olacaktır. Üniversitelerden umulanın üzerinde öğretim üyesi istifaları yaşanacak, bu da eğitim ve öğretimi olumsuz etkileyecektir. Böyle büyük değişikliklerin yapıldığı bir sosyal programın, uygulamasının sorularla dolu olduğu bir yasa tasarısıyla gölgelenmesine izin verilmemelidir” dedi.