TTB tarafından 2010 yılı sonunda tamamlanan Kocaeli'nin Dilovası ilçesindeki sanayi kirliliğiyle ilgili rapor, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) Konferans Salonunda düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlarla paylaşıldı.
Toplantıda konuşan Tanık, raporu hazırlarken daha önceki dönemlerde bazı bilim adamlarının çalışmalarından yararlandıklarını söyledi.
Tanık, raporun hazırlanmasında 14 kişinin emeğinin olduğunu bu kişilerin bir çoğunun ise halk sağlığı uzmanı olduğuna dikkati çekerek, Dilovası'nın sanayinin çevre ve insan sağlığına etkisinin ''dramatik'' bir örneği olduğunu savundu.
Dilovası'nın gözle görülür bir kirliliğe sahip olduğunu öne süren Tanık, ''Dilovası sanayileşmeden en çok etkilenen ilçelerden biri. Yüz ölçümünün önemli bir kısmını sanayi yerleşimi kaplıyor. Türkiye'de bulunan 500 dev fabrikanın yüzde 10'una ev sahipliği yapıyor. 1'i aktif diğerleri yapım aşamasında olan 5 organize sanayi bölgesi (OSB) ve 1 küçük sanayi sitesi var. Sadece 1 OSB'de 250 kuruluş var'' diye konuştu.
Tanık, Dilovası'nın topografik olarak çanak biçiminde olduğunu ve bölgenin trafiğin de yoğun olduğu bir konumda yer aldığını belirterek, bölgede 300'e yakın büyük ve orta ölçekli sanayi kuruluşu bulunduğunu ve bunların 193'ünün faal durumda olduğunu ifade etti.
-''Ciddi atık üretiliyor''-
Bölgede metal ve kimya sektörünün ağırlıklı olduğuna işaret eden Tanık, ''Dilovası bölgesinde çok ciddi atık üretiliyor. Evsel ve endüstriyel arıtma tesislerinin hayata geçmesi de sadece 1,5-2 yıllık geçmişe sahip. 2006 yılındaki il çevre raporunda 'Dilovası Belediyesi sınırları içerisinde akan Dilderesi ve D-100 karayolunun kuzeyinden Marmara Denizi'ne kadar uzanan bölgede fabrikalar burayı kullanılamaz biçimde kirletmiştir' diyor, Kocaeli Valiliği'nin raporunda'' dedi.
Sağlık örgütlenmesi açısından da bakıldığında, ilçede yetersiz bir yapının olduğunun görüldüğünü anlatan Tanık, şöyle devam etti:
''Endüstrinin çevreye ve sağlığa verdiği zararı, çok nesnel ve somut olarak ölçebilmek ve kanıtlarıyla ortaya koyabilmek çok olanaklı değil. Çünkü çok karmaşık bir biçimde gerçekleşiyor. Sayısız risk bileşeni var. Tek bir kuruluş olsa bile çok sayıda kimyasal ve fiziksel riskler ortaya çıkabiliyor. O nedenle, sanayi, tüm çevresel aracılarla ilişkilerinin değerlendirilmesi önemli. Çevresel kirlilik etmenlerinin de insan vücuduna giriş yolu mekanizmaları çok farklı olabiliyor. O nedenle maruziyet çok karmaşık bir biçimde gerçekleşiyor. Etki düzeyinin ve zehirlenmesinin düşük olması söz konusu olabiliyor ve etkilenmenin sonuçlarının kanıtlanabilmesi yıllar alabiliyor. Ama varlığının kesin olarak kanıtlanamaması riskin olmadığı anlamına gelmiyor. O zaman riskin varlığını değil, riskin bulunmadığı kanıtlamak durumunda olmalılar''
Tanık, Dilovası bölgesinde ortaya çıkan sağlık sorunlarının insanları hangi düzeyde etkilediğinin ortaya çıkarılmasının önemine dikkati çekerek, ''Sağlık ve çevre etkilerini ayrıntılı ve sürekli izleyen bir sistem oluşturulması ve denetlenen bir yapının olması gerekiyor. Toprağın, havanın ve suyun sanayi kuruluşları nedeniyle kirlendiğini gösteren kanıtlar her geçen gün artıyor. Sağlık etkilerini gösteren etkiler son derece az. Çünkü yöntemsel zorluklar var. Siyasi zorluklar var, bilim politikası ile ilgili zorluklar var'' ifadesini kullandı.
