Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Akan, tıpta çıkar ilişkisini ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını ancak açıklanması için gerekli girişimlerin yapılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Akan, “Çıkar İlişkisi-Çıkar Çatışması” isimli makalesinde, çıkar çatışmasının “maddi çıkar gibi ikincil çıkarların kişinin birincil çıkarlarını göz ardı etmesine yol açması” olarak tanımladı. Maddi çıkar tanımının sadece kişisel parasal ilişkileri kapsamadığını, mesleki ilerleme olanakları, kişisel gelişme şansı veya arkadaş ya da aile bireylerine yapılan desteklerin de bu kapsam içinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Akan, birincil çıkarların ise önce hastanın sağlığı, bilimsel tutarlılık ve eğitim kalitesi olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Hamdi Akan, tıpta çıkar çatışmasıyla ilgili yurt dışı yayınlardan örnekler verdi. The New England Journal of Medicine (NEJM) dergisinde 1998 yılında yayınlanan bir çalışmada, o dönemde çok popüler olan kalsiyum kanal blokerleri ile yapılan çalışmaların yazarlarına bir anket gönderilerek endüstri ile olan ilişkilerinin sorgulandığını anlatan Akan, yanıt veren 69 yazardan 24 tanesinin ilaçlar hakkında olumlu, 15’inin nötr, 30’unun ise eleştirel görüş bildirdiğini kaydetti.
Makalede, yine aynı yıl Journal of The American Medical Association (JAMA) dergisinde yayınlanan bir çalışmada, sigara içiciliğiyle ilgili 106 derlemenin incelendiği, bu derlemelerin yüzde 37’sinde pasif içiciliğin zararlı olmadığının belirtildiği ifade edildi. Makale kalitesi, hakem, yayınlanma yılı gibi faktörler göze alınarak yapılan çoklu regresyon analizinde, yazarın değerlendirmesindeki en önemli faktörün, yazarın tütün endüstrisiyle ilişkisi olduğunun görüldüğü kaydedildi.
Makalede, çıkar ilişkisine başka bir örnek olarak, HIV için aşı geliştiren bir ABD üniversitesinde bu aşının denenmesi hakkında bir çalışma yaptıran ilaç firmasının, çalışma sonucunda aşının yararlı bulunmaması üzerine, bu sonucun yayınlanmasını engellemeye çalışması ve üniversiteye karşı 7 milyon dolarlık dava açması gösterildi.
Çıkar ilişkileri kaçınılmaz
Prof. Dr. Hamdi Akan, dünyadaki ilaç geliştirme politikaları ve sektör-akademi ilişkilerine bakıldığında, çıkar ilişkisinin kaçınılmaz hatta doğal olduğunu söyledi. JAMA’da 2003’te yayınlanan bir yazıda belirtildiği gibi, ABD’de araştırıcıların dörtte birinin farmasötik destek aldığını, yarısının “araştırma ile ilgili hediye” aldığını dile getiren Akan, önemli dergilerde yayınlanan 789 makale üzerinde yapılan incelemeye göre, ana araştırmacıların üçte birinin patent, hisse, danışma kurulu üyeliği, firma çalışanı olma gibi çıkar ilişkisine sahip olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Akan, sempozyum, toplantı destekleri, konuşma yapma ücretleri, eğitim toplantıları için alınan destek, firma araştırma fonları, danışma desteği gibi tıp pratiğinde çok sayıda çıkar ilişkisi doğuran süreç olduğunu kaydetti. Sağlık hizmetlerinin bu kadar masraflı olmaya devam ettiği sürece bu ilişkilerin olacağına dikkat çeken Akan, bu süreçten en çok etkilenen taraflardan birinin de tıp dergileri olduğunu söyledi.
Akan, 2000’li yılların sonuna doğru bir ilaçla ilgili klinik araştırmaların soruşturulması sonucu açığa çıkanların bu konuya iyi bir örnek olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Bu araştırmalar sonucu ‘hayalet yazarlık’ kavramı tıp literatürüne kazandırılmıştır. Konu ile ilgili 96 yayın içinde, klinik araştırma olanların yüzde 92’si derlemelerden ise yalnız yüzde 50’si firma ilişkisini açıklamıştır. Makalelerin önemli bir bölümü profesyonel makale yazma şirketleri tarafından konu ile ilgili olmayan yazarlara yazdırılmış, bu yazarlara ve akademiden olup da çalışmada yer almayan doktorlara da makalelerde yer verilmiştir. Daha da ciddisi ilacın olumsuz etkilerini gösteren yayınlar gizlenmiştir.”
Hangi önlemler alınabilir?
Prof. Dr. Hamdi Akan, makalesinde çıkar çatışmasının kontrolü veya tamamen önlenmesinin çok zor olduğunu, ancak en kritik ilk aşama önlemin şeffaflık olduğunu ifade etti. Çıkar ilişkilerinin açıklanması gerektiğine dikkat çeken Akan, yazarlar, editörler, dergi hakemleri, ruhsat komisyonları ve etik kurulların bu açıklamaya dahil olması gerektiğini söyledi. Akan, alınabilecek önlemleri şöyle anlattı:
“Çalışma başlamadan önce çalışmaların herkes tarafından görülebilecek açık bir veri tabanına kaydedilmesi önemlidir. Bunun en iyi örneği clinicaltrials.gov internet sitesidir. Ayrıca tüm yazarlar yazarlık kriterlerine sahip olmalıdır. Dergiler, yazarların çıkar çatışma durumlarını ve çalışmanın desteklerini açıklamalı ve yazıları değerlendirirken bunları dikkate almalıdır. Destekleyici firma veri toplama, izleme ve yayın aşamalarında görev almamalı, dergiler firmalardan bağımsız çalışan istatistik uzmanı çalıştırmalı, yazarlar, hakemler, editörler için denetim mekanizmaları geliştirmeli, toplantı ve kursların içeriğine destekleyici firmalar müdahale etmemeli ve sektör-doktor ilişkisi etik kodları belirlenmelidir.”