Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, çalışma şartlarının ağırlığı, giderek artan sözlü ve fiziksel şiddet, mesleklerinin itibarsızlaştırılması, yerli yersiz şikayetlerle ve açılan davalarla yıpratılma ve meslektaşlar arasındaki adaletsiz gelir dağılımı gibi sorunların dağ gibi yığıldığı belirtildi.
Kayseri Tabip Odası olarak doktorların tepkilerine hak verdiklerinin ve onların sesi olup haklarını savunmakta asla çekimser kalınmayacağının vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bununla birlikte, hekimlerin haklı tepkilerinin yanlış öncülerin elinde, yanlış mecralarda ve yanlış yöntemlerle yönlendirilerek sönümlenmesini büyük bir tehlike olarak görüyoruz. Hekimler tepkilerini hekimlik doğasına, saygınlığına ve vakarına uygun şekilde, sonuç alıcı etkinlikte verme kapasitesine sahiptir ve öyle vermelidir. TTB Merkez Konseyi'nin ilan etmiş olduğu 15 Aralık'taki grev çağrısı, bu konseydeki zatların ideolojik ezberlerinin tekrarı ve sendikaların taklidi niteliğinde alelacele yapılmış bir çağrıdır. Tabip Odaları ile istişare edilerek iş bırakma eylemi yapılmasına karar verilecekse bile bu haftalar öncesinden ilan edilerek, çok yoğun çalışmakta olan hekimleri ve hastaları mağdur etmeyecek şekilde planlanabilirdi."
Açıklamada, "Meslektaşlarımızı dostça uyarıyoruz, bugüne kadar hekimleri temsil sorumluluğunu asla taşıyamamış mevcut TTB Merkez Konseyi, hekimlerin yükselen tepkisini arkasına alarak bu haklı tepkiyi siyasi amaçlarına hizmet için kullanmak istemektedir ve yayınladıkları çağrının ayrıntılarında bu niyetini belli etmektedir. Kayseri Tabip Odası olarak buna alet olmayacağız." ifadelerine yer verildi.