MEDİMAGAZİN - Eskişehir Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hamit Güçlüer, öğretim üyesi hekimlerin muayenehanelerinin kapatılması hakkında açıklamada bulundu.
Muayenehanesi olan akademisyenler için kapatma genelgesi
Açıklamasında, tıp fakültelerinde görevli öğretim üyelerinin mesai saati dışında hizmet verdikleri muayenehanelerle ilgili yıllardır süren belirsizliğin, mahkemelerin verdiği çelişkili kararlardan sonra, Sağlık Bakanlığı tarafından 2023 yılında 81 ilin sağlık müdürlerine gönderdiği genelge ile üniversitelerde profesör, doçent, doktor öğretim üyesi olarak görev yapanların 18.01.2014 tarihinden sonra açtıkları özel muayenehanelerin kapatılması istendiğini hatırlattı.
“Genelge, muayenehanesi olan öğretim üyeleri üzerinde baskı yarattı”
Genelgede, “Anılan tarihten önce faal muayenehanesi bulunmayan öğretim üyelerinin yeni muayenehane açma taleplerinin reddedilmesine yönelik idaremiz işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, bu kapsamdaki yeni muayenehane açma taleplerinin kabul edilmeyeceği, 18.01.2014 tarihinden önce faal muayenehanesi bulunmayan öğretim üyeleri tarafından her ne suretle olursa olsun açılmış bulunan muayenehanelerin faaliyetine son verilmesi gerekmektedir” ifadelerinin yer aldığını belirten Dr. Güçlüer şunları kaydetti:
"Çalışma şartları, maaş ve özlük haklarındaki önemli kayıplar, güvencesiz sağlık ortamlarında yaşanan şiddet olayları nedeniyle yurtdışına hekim göçü artarak sürerken Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı bu genelge üniversite hastanelerinde görev yapan muayenehanesi olan öğretim üyeleri üzerinde baskı yaratmıştır.
Muayenehaneleri kapatma kararı ile 2014 yılından önce muayenehanesi olanlarla 2014 yılından sonra muayenehane açanlara uygulanan bu iki farklı yaklaşım adaletsiz olup, eşitlik ve rekabet kurallarına aykırı bir durum oluşturmaktadır. Zira bu gelişmenin ardından karara karşı anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle hekimler tarafından davalar açıldı ve Danıştay verdiği karar ile öğretim üyesi hekimlerin muayenehane açabileceğine hükmetti.
Danıştay’ın bu kararının ardından Türkiye genelinde yaklaşık 1500 öğretim üyesi hekim muayenehane açtı. Ancak yine aynı Danıştay, son bir yıldır 2014’ten sonra muayenehane açan öğretim üyesi hekimlerin muayenehanelerinin kapatılması yönünde kararlar vermeye başladı. Kanunlarda, yönetmeliklerde herhangi bir değişiklik yok. Dolayısıyla Danıştay’ın önce açılması sonra da kapatılması yönünde vermiş olduğu kararları mantıklı bir şekilde açıklamak mümkün değil."
"Tıp eğitiminin büyük yara alacağı kesin"
Bu kararın öğretim üyelerinin istifasını artıracağını, özel hastanelere geçişin hızlanacağını ve yurt dışı hekim göçüne nitelikli kaynak oluşturacağını ifade eden Dr. Güçlüer şu sözlere yer verdi:
“Bu kararla birçok üniversitede özel muayenehane açan öğretim üyelerinin görevlerinden ayrılmak için başvuruda bulunduğunu bazılarının emeklilik dilekçelerini verdiğini görmekteyiz. Bu durumda öğrenci ve asistan eğitiminin aksayacağı, tıp eğitiminin bundan büyük yara alacağı kesin. Ayrıca tıp fakültelerinde komplike ve nitelikli tedavi gerektiren hastalıkları olan vatandaşların muayene ve takiplerinde büyük sıkıntılar da yaşanacaktır.
Eskişehir’de de benzer süreç ile ESOGÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi hekimlerin muayenehane ruhsat iptalleri başlamış, öğretim üyelerinin istifaları ve emeklilik talepleri gündeme gelmiştir.
"İdari koşullar, performans baskısı, düşük ücretler muayenehane açmaya zorladı"
2003 yılında başlatılan sağlıkta dönüşüm programı ile kamusal sağlık alanları, üniversiteler her türlü katkı katılım payı, ödemeler ve yönetim anlayışı bakımından ticari işletmeler haline getirilmiş, hastalar müşteri olarak tanımlanmış ve hastaneler kar amacı güden şirketler haline gelmiştir.
Sağlıkta dönüşüm programı sürecinde üniversitedeki idari koşullar, performans baskısı, düşük ücretler öğretim üyelerini muayenehane açmaya zorlamıştır. Sağlık Bakanlığı’nın tam gün çalışma sürecinin uygulanmasında almış olduğu ayrıştıran ötekileştiren istisnai kararları bugün yaşadığımız istenmeyen duruma zemin hazırlamıştır.”
"Çözüm önerileri ivedilikle hayata geçirilmeli"
Oluşturacağı olumsuz etkiler göz önünde bulundurulduğunda Sağlık Bakanlığı’nın bu kararı tekrar gözden geçirmesini talep eden Dr. Güçlüer, “Sağlık Bakanlığı ve Meclisteki siyasi partilerin konunun çözümü ile ilgili adım atmalarını, Türk Tabipleri Birliği’nin görüşlerini de içeren çözüm önerilerini ivedilikle hayata geçirmelerini bekliyoruz.” şeklinde konuştu.