Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tarafından Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliğine’ne ilişkin yapılan yazılı açıklamada, yönetmeliğin sendikaların görüşleri alınmadan hazırlandığı ifade edildi.
Emekliliğe yansıyan ve yoksulluk sınırının üzerinden belirlenen temel ücretin hayata geçmesini savunacaklarını ifade eden SES, açıklamasında “Bu yönetmelikle, çalışırken elde edilen ücretler emekli olunca tamamen ortadan kalkmakta ve oldukça komik emekli aylığına mahkûm edilmek istenmekteyiz. Bu tarz ücretlendirme politikaları ile hekimler 72 yaşına kadar, hekim dışı sağlık emekçileri de 65 yaşına kadar çalışmaya zorlanacaklardır” ifadelerine yer verildi.
Yönetmeliğin ilgili mevzuat nedeniyle yalnızca Sağlık Bakanlığı personelini kapsadığının ifade edildiği açıklamada Bakanlık merkez teşkilatının kapsamda yer almadığı ve bu konuda ayrı bir düzenleme yapılacağının anlaşıldığı belirtildi.
“YÖK’e bağlı çalışanlar için süreç hızlandırılmalı”
Üniversite hastaneleri 2547 sayılı kanunun 58. Maddesi kapsamında olduğundan buralarda çalışanlar ile ilgili YÖK’ün bir çerçeve yönetmelik çıkaracağı ve ilgili üniversite yönetim kurullarının da bu çerçeve yönetmeliğe göre kararlarını alacağı ifade edilerek sürecin hızlandırılması gerektiği kaydedildi.
Adli Tıp Kurumu, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, ve Aile hekimliği çalışanlarının özel kanun ve yönetmeliği olduğu ve buralarda çalışan hekimler için bir an önce iyileştirme yapılması için mücadelenin devam edeceği dile getirildi.
Teşvik adı altında performans gizlendi
Yönetmelikle “performans” kavramı yerine “teşvik” kavramı getirildiğini ifade eden SES, “Böylece yıllardır eleştirdiğimiz ve “sağlıkta performansa dayalı ücret olmaz” görüşümüz doğrulanmıştır. Ancak bu görüşümüz doğrulanmasına rağmen buna uygun bir düzenleme yapılmak yerine kelimeler ile oynanarak “teşvik” adı altında performansı gizleyen ve sorunu çözmekten uzak bir yaklaşım sergilenmiştir” ifadelerini kullandı.
Yönetmelik ile sağlık personelinin ek ödemesinin üç başlık altında toplandığını ifade eden SES, şu ifadelere yer verdi:
“Bunlardan ilki 375 Sayılı KHK’nin ek 9. Maddesi emsal alınarak 209 sayılı kanunun 5. Maddesine göre sabit ödenen ek ödeme, ikincisi bu yönetmelikle ilk defa getirilen taban katsayıya göre ödenecek olan taban ek ödeme, üçüncüsü ise bu yönetmelik ile getirilen teşvik adı altında esasında fazla çalışma ve fazla girişimsel işlemlere dayalı teşvik ek ödemesidir. Sabit ek ödemeden gelir vergisi alınmamaktadır. Ancak taban ve teşvik ek ödemesinden gelir vergisi alınmaktadır. Her üç ek ödeme de hiçbir şekilde emekliliğe yansımamaktadır. Emekliliğe yansımak yerine sadece hekimler için ilave emekli aylığı düzenlemesi getirilmiş ve hekim dışı personel kapsamda yer almamıştır.”
“Hekim ve hekim dışı personel arasında katsayı uçurumu oluştu”
Açıklamasında , ek ödeme yönetmeliğinin sağlık çalışanları arasındaki gelir uçurumunu açtığını ifade eden SES, hekim ve hekim dışı personel arasında katsayı uçurumu oluştuğunu şu sözlerle belirtti:
“Her ne kadar bu yönetmelikle taban ödeme altında hekim dışı personele cüzi bir ödeme getirilmişse de bunun yeterli olmadığını taban ödeme katsayılarının hekim dışı personel bakımından daha yüksek olması gerektiğini vurgulamak isteriz. Bir önceki ek ödeme yönetmeliğine karşı hekim ve hekim dışı personel arasındaki katsayı uçurumu nedeniyle açmış olduğumuz dava maalesef kabul edilmemiştir”
“Ek ödeme adaletsizliği giderilmelidir”
Koruyucu sağlık hizmetlerinde çalışanlar ile tedavi edici sağlık hizmetlerinde çalışanlar arasındaki ek ödeme adaletsizliğine de vurgu yapılan açıklamada “Örneğin bir halk sağlığı uzmanı ile bir genel cerrah arasında ek ödeme adaletli olmalıdır. Örneğin toplum sağlığı merkezinde koruyucu hizmetlerde çalışan bir hemşire ile hastanede ameliyatlara giren hemşire arasında ek ödeme adaletli olmalıdır” denildi.
SES, yönetmelikte yapılan incelemeler sonucunda dava açılacak hususları şu şekilde sıraladı:
Yönetmeliğin 5. Maddesinin 1. Fıkrasının a bendi eksik düzenlenmiştir. Çalışılmış sayılan gün içerisine senelik izin, şua izni ve sendikal izin alınmadığından eksik düzenleme yapılmıştır. Dinlenme hakkı anayasal bir haktır. Senelik izin dinlenme hakkının gereğidir. Şua izni sağlık hakkının gereğidir. Sendikal izin örgütlenme hakkının gereğidir. Bu nedenle bu maddeye dava açılacaktır.
Yönetmeliğin 5. Maddesinin 1. Fıkrasının ç bendinde sağlık tesisleri arasında görevlendirilen personelin geçici görev yaptığı yerden ek ödeme alacağı belirtilmiştir. Son TİS metnine göre en yüksek ek ödeme hangi sağlık tesisinde verilecek ise oradan alması gerektiği belirtilmiştir. TİS’e uygun düzenleme olmadığı için bu madde dava edilecektir.
Yönetmeliğin 6. Maddesinin 3. Fıkrasının a bendinin 2 numaralı alt bendinin son cümlesi dava edilecektir. Disiplin cezası alanlardan taban ödeme ek ödemesinin kesilecek olması bir fiile iki ceza olmaz kuralına aykırı olduğundan dava edilecektir.
Yönetmeliğin 13. Maddesinde geçen, süre gelen gelir vergisi matrahı dikkate alınarak gelir vergisi kesintisi yapılacağına dair düzenleme dava edilecektir. Bu düzenleme nedeni ile uzman hekimler başta olmak üzere hekimler yüzde 35’lik vergi dilimine diğer sağlık personeli de yüzde 27’lik vergi dilimine erken geçmekte ve bize göre fazla vergi vermektedirler. Bu konu etraflıca değerlendirilmiş ve gelir adaletsizliği yarattığında ayrıca da emekliliğe yansımadığından dolayı örnek mahiyetinde dava edilecektir.
Yönetmeliğin 14. Maddesinin 3. Fıkrasının a bendinde çalışılan gün içerisine senelik izin, şua izni ve sendikal izin alınmadığından eksik düzenleme ile dava edilecektir.
Diğer hususların ise ilgili olarak uygulama yönergesi çıktıktan sonra uygulamada ortaya çıkan sorunlar incelenerek karar verileceği ifade edildi.