Son genel seçim "istikrar" kavramını yeni bir toplumsal ve siyasi duruşun simgesi olarak karşımıza çıkardı.
Kuşkusuz, "İstikrar" önümüzdeki yıllarda sağlık politikasının da belirleyici kavramlarından birisi olacak. Farklı dünya görüşündeki ve çok sayıda değişik tona sahip toplumumuzun yarısı, tereddütsüz bir şekilde, geleneksel siyasi düşüncesi yanında, istikrar ve hizmete oy verdi.
Seçim sonuçları, ülkenin mevcut sosyal ve ekonomik tablosunun, sağlık politikalarındaki tercihlerin ve bu tercihlere göre ortaya çıkan sonuçların değişimine sıcak bakılmadığını gösterdi.
Seçim sonuçları, seçim öncesi TTB'nin siyasi yönünü gizlemeye çalıştığı, mevcut sağlık politikalarına yönelik eleştirisel eylem ve söylemlerini vatandaşın dolaylı olarak reddettiği göstermekte.
Vatandaşın "istikrar" ve “hizmet” noktasındaki baskın duruşunu bundan sonrası için en iyi okuması gereken kesimlerden birisi de sağlık çalışanları. Çünkü vatandaşın yeni duruşunun en önemli sebeplerinden birisi de sağlık hizmetlerindeki toplam başarı.
Seçim öncesi doktorların ve sağlık çalışanlarının çözülebilecek sorunlarının yapay olarak şişirilerek büyütülmesi, her meslek gurubunda olabilecek memnuniyetsizliklerin abartılması ve bunlar üzerine hak mücadelesinin kurgulanması en çok sağlık çalışanlarına, doktorlara zarar verdi.
Vatandaşı yanına almış politikalara karşılık, kuru sıkı eleştirilere ve gerçekle bağdaşmayan çözüm önerilerine camdan sandıklar geçit vermiyor.
Ayrıca karar vericiler toplumu sıkboğaz etmeden de ve herkesin aynı şekilde düşünmesini sağlamadan da istikrar ve hizmetle iktidar olunabileceğini gösterdiler. Bundan sonra aklı başında iktidar sahipleri istikrarın bozulmasına ve hizmetin aksamasına kesinlikle izin vermez.
Bu çerçevede bundan sonra sağlık alanında mevcut durumun istikrar kazanarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Sağlıkta dönüşüm programının yeni vurgusunun “kesintisiz reform” olacağını ifade etmek yanlış olmayacaktır. İstikrar kazanmış mevcut durumu iyi okuyamazsak gereksiz bir depresif duruma düşmüş oluruz. Gerçekten çözülmesi gerek sorunlar çözülememiş olur. İstikrar kazanmış ve hizmetiyle vatandaşın gönlünü kazanmış politikalar ve kararlar karşısında gerçekten sorunlar iyi tespit edilip gerçekçi öneriler yapılmazsa beyhude bir faaliyetten başka bir şey yapılmamış olur.
Hiç kuşkusuz vatandaşın bu yeni ideolojisini anlamış karar vericiler istikrarı perçinleyecek ve hizmeti geliştirecek her türlü tedbiri gecikmeden alacaktır. Başarıyı yakalamış ve tecrübelenmiş karar vericilerin istikrar kazanmış politikaları değiştirmeleri pek mümkün değil.
Önümüzdeki bu yeni dönemde mesleki dayanışma daha önemli hale gelmekte. Mesleki dayanışmadan kasıt hasta üzerinden veya asistan üzerinden dolaylı mesaj vermek, eylem yapmak değil tabiî ki. Hastanın gönlünü kazanmak, iyi hekimlik, hastalığın bedelini hastaya değil topluma ödetmek, kanıta dayalı tıp uygulamaları çerçevesinde ilaç ve tıbbi malzemeyi doğru kullanmak, kurumsallaşmak, hastaya yeterli zamanı ayırmak, bildiklerini meslektaşlarına öğretmek yeni dönemin mesleki dayanışmasının konu başlıkları olmalı.
Önümüzdeki dönem başarılı olunan alana daha çok kaynağın ayrıldığı bir dönem olacak gibi görünüyor. Sağlık alanına artarak aktarılan kaynaktan emeğin karşılığının alınması için yukarıdaki birkaç konu başlığının önemli olduğunu düşünüyoruz.
Dr. Mehmet Demir