HÜSEYİN SÜMER-Zaman
Kamu hastanelerinin yükünü hafifletmek isteyen devlet, özel hastanelerle anlaşma yaptı. Sağlıkta yapılan bu reformla sigortalı hastaların hastanelerdeki kuyruk çilesinin bitmesi amaçlanıyordu.
Bu konuda önemli mesafeler katedildi. Ancak sigortalı hastaların özel hastanelerde tedavi görmesiyle birlikte doktor transferleri gündeme geldi.
Devlet, kendi hastalarını özel hastanelere göndermeye ve buralardan faydalanmaya başlayınca, özel hastaneler cirolarını artırmaya başladı. Bunun üzerine hepsi yeni yatırımlara girdi. Yeni yatırım ve hastanelerin artması, zaten kıt olan doktor-hemşire gibi sağlık çalışanlarının maaşlarını inanılmaz artırdı.
Bu kez doktorlar, devlet hastanelerinden kaçıp, özel hastanelerin cazibesine kapılmaya başladı. Dün Kütahya'da hastane yapan bir arkadaşla konuştum; 15 bin YTL maaşa çocuk doktoru bulamadığını söyledi.
Artık sadece devlet, elindeki doktorunu kaçırmıyor, özel hastaneler de maaş beğendiremez hale geldi. Bu soruna çözüm bulmak için Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz cuma günü bir yönetmelik yayınladı. Böylece dananın kuyruğu da kopmuş oldu. Sağlık Bakanlığı ve özel sağlık sektörü arasındaki tartışma yayınlanan yönetmeliklerle iyice alevlendi.
İlk aşamada yönetmelik, yeni hastane açmanın yanı sıra var olanlara da yeni bölüm açılmasını zorlaştırıyor. Korkulan, özel hastanelerin krize girme endişesi. Yönetmelikle özel sağlık kuruluşu açanlara ağır kriterler getirildi. Şu anda projesi, inşaatı devam eden ve bitmek üzere olan en az yüzün üzerinde hastane yatırımı durmuş durumda. Gelecek on yıllarını planlayan özel hastane yatırımcıları şaşkınlık içinde. Özellikle Anadolu'da özel hastane açmak için yola çıkan birçok yatırımcı şimdi, ne yapacağını kara kara düşünmeye başladı.
Türkiye, yatırımcıların önünü açmak için var gücüyle mücadele ederken, apar topar atılan bu adım sağlık sektöründe işleri karıştırmış görünüyor.
Sağlıkta krizin bu derece derinleşmesinin şüphesiz en önemli sorumlusu YÖK. Yıllarca ülke nüfusundaki artışı göz ardı edip doktor yetiştiren tıp fakültelerinin kontenjanını artırmadı. Gelinen noktada doktor sayısı büyük açık veriyor. Devletin doktor bulmak için attığı bu adım, yakın planda çözüm gibi görünüyor. Ancak bir yöntem yanlışlığı var.
Halbuki özel hastaneler de artık kendi içlerinde bir karara varmışlardı. Sektörün iki önemli kuruluşu AYSAD ve TÜMSAD, geçtiğimiz hafta aldıkları bir kararla özel sektörün doktor transferlerinde kamudan aldığı ücretin bir buçuk katına, geçmeyecek biçimde doktor maaşlarına düzenleme getirmişlerdi. Bu kararın hem devlet hem de özel hastaneler için de iyi olduğu söyleniyordu. Çünkü özel hastanelerin transfer ettikleri doktorların parasını ödeyemediğine dair bilgiler bize kadar ulaşıyor.
Peki çözüm ne? Acilen, bir kez daha özel hastanelerle devletin masaya oturması gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye'nin, yabancı doktor konusunu bir kez daha düşünmesi gerekiyor. Bu kadar doktor açığımız var, o zaman Türk Tabipleri Birliği, Meclis'ten geçmesini engellediği yabancı doktor yasası ile ilgili bilgilerini bir kez daha gözden geçirmeli.
Devlet özel sektöre, 'madem benim doktorumu alıyorsun' diyor, o zaman yurtdışından yabancı hekim getirilsin. İtalya'da 30 bin doktor fazlası var, bu insanlar gidecek ülke arıyor. Hiç olmazsa özel sektör de aylık 15 bin YTL'yi beğenmeyen doktorlardan kurtulmuş olur. Yabancı doktor yasası beklemeden hükümet, özellere yurtdışından doktor getirmesinin önünü açabilir.
Görüldüğü gibi özel ve kamuda kılıçlar çekilmiş durumda. Oysa ne özel hastaneleri öldürelim ne de kamunun içini boşaltalım. Hepsi bize lazım.