MEDİMAGAZİN - Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Güler, Akademik Akıl Köşe Yazısı platformunda kaleme aldığı ‘Sağlığın MHRS ile İmtihanı’ başlıklı yazısında Sağlık Bakanlığının ek randevu uygulamasını ve Merkezi Randevu Sistemi (MHRS) sistemindeki aksaklıkları konu edindi.
MHRS sistemi bir bataklığa dönüştü
Ek randevu uygulamasının ortaya çıkışının, randevu alıp gitmeyenler nedeniyle ortaya çıkan atıl kapasite ile sistem dolu göründüğü için randevu alamayıp özel hastanelere gidilmesiyle kamu hastanelerinin verimsiz hale gelmesi ile Sağlık Bakanlığının aldığı bir tedbir olduğunu belirten Prof. Dr. Güler,“Ne zamandan beri bataklıklar kurutulmadan sadece sinek avı ile salgın hastalıkların kontrol altına alınması söz konusu?” sorusunu yönelterek MHRS sisteminin bir bataklığa dönüştüğünü ifade etti.
'Normalde dönüşle patladı'
Yazısında Recep Akdağ döneminde uygulanan sevk zinciri modelini, MHRS sistemi öncesini ve ortaya çıkışını anlatan Prof. Dr. Güler, sistemin başlangıçta ideal gibi göründüğü ancak pandemi sürecinde hastaneye gidemeyen, tedavisi aksayan kişilerin pandeminin hafiflemesiyle birlikte hastanelere akın etmeye başladığını bu noktada ise MHRS sisteminin adeta ‘patladığını’ ifade etti.
"Ruhsuz, mekanik, halinizden anlamıyor"
MHRS sistemini hem hekim açısında hem de hasta açısından değerlendiren Prof. Dr. Osman Güler, yazısında bir hekim açısında MHRS sistemini şu sözlerle betimledi:
“Yıllarınızı bu mesleği edinebilmek için harcamışsınız. Okulu bitirmekle kalmayıp yine yıllarınızı harcayarak, pek çok geceler uykusuz kalarak uzman hekim olmuşsunuz. Artık hayattan beklentileriniz biraz daha fazla, doğal olarak. “Sanat” olarak nitelendirilen bir mesleği icra edecek “sanatkar” olduğunuzu düşündüğünüz anda karşınıza MHRS denilen ruhsuz, mekanik, halinizden hiç anlamayan bir sistem çıkıyor ve her 15 günlük periyod da hayatınızın nasıl olması gerektiğini dikte ediyor. Oysa siz iyi biliyorsunuz ki, insan denilen “eşrefi mahlukat” ile ilgilenmek, tabir caizse işlevi kontör attırmak olan bir bilgisayar programının düzenleyeceği bir şey değildir. Bu işleyiş zaten başlangıçta sizin sinir katsayınızı yükseltiyor.
'MHRS kimi memnun ediyor?'
Toparlayacak olursak; bir tarafta henüz hastanenin kapısından girmeden daha önce hiç karşılaşmadığı “badirelere” (teknoloji gereği) maruz kalan ve bu nedenle sinir katsayısı yükselmiş bir hasta, öteki tarafta kendi mesleğinin inceliklerini serbestçe icra ederek önce manevi hazza ulaşmak isteyip ancak hiç bunlardan anlamayan bir sistem tarafından nasıl davranacağı dikte edilen ve bu nedenle de sinir katsayısı yükselen bir hekim…
Açıkça sormak zorundayım: Gelinen bu nokta kimin yararınadır? Kimi memnun etmektedir?"
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayınız.