MEDİMAGAZİN - Obez kişilerin sayısı 1975'ten bu yana neredeyse üç katına çıktı ve bu da dünya çapında bir salgına yol açtı. Diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı faktörleri obezitenin gelişmesinde ve ilerlemesinde rol oynasa da bilim insanları obezitenin aynı zamanda içsel metabolik anormalliklerle de ilişkili olduğunu anlamaya başladı.
Şimdi, Kaliforniya Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar, obezitenin hücrelerimizin en önemli enerji üreten yapıları olan mitokondrilerimizi nasıl etkilediğine yeni bir ışık tuttu.
Nature Metabolism dergisinde 29 Ocak 2023'te yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, farelere yüksek yağlı bir diyet uygulandığında, yağ hücrelerindeki mitokondrinin, yağ yakma kapasitesi azalmış olan daha küçük mitokondriye parçalandığını buldu. Ayrıca bu sürecin tek bir gen tarafından kontrol edildiğini keşfettiler. Bu geni farelerden silerek, diğer farelerle aynı yüksek yağlı diyeti yediklerinde bile onları aşırı kilo alımından koruyabildiler.
UC San Diego Tıp Fakültesi Tıp Bölümü Profesörü Alan Saltiel, "Aşırı yemekten kaynaklanan aşırı kalori yükü kilo alımına neden olabilir ve aynı zamanda enerji yakımını azaltan metabolik bir kademeyi tetikleyerek obeziteyi daha da kötü hale getirebilir" dedi. "Tanımladığımız gen, sağlıklı kilodan obeziteye geçişin kritik bir parçası."
Alışılmadık bir fenomeni keşfedildi
Obezite gibi kalori dengesizliği durumunda, yağ hücrelerinin enerji yakma yeteneği başarısız olmaya başlar, bu da obezitesi olan kişilerin kilo vermesinin zor olmasının nedenlerinden biridir. Bu metabolik anormalliklerin nasıl başladığı obeziteyi çevreleyen en büyük gizemlerden biridir.
Bu soruyu yanıtlamak için araştırmacılar fareleri yüksek yağlı bir diyetle beslediler ve bu diyetin yağ hücrelerinin mitokondrileri üzerindeki etkisini ölçtüler. Alışılmadık bir fenomeni keşfettiler. Yüksek yağlı bir diyet tüketildikten sonra, farelerin yağ dokusunun bazı kısımlarındaki mitokondri parçalanmaya maruz kaldı ve daha az yağ yakan birçok daha küçük, etkisiz mitokondriye bölündü.
Bu metabolik etkiyi keşfetmenin yanı sıra, bunun RaIA adı verilen tek bir molekülün aktivitesi tarafından yönlendirildiğini de keşfettiler. RaIA'nın, arızalandığında mitokondriyi parçalamaya yardımcı olmak da dahil olmak üzere birçok işlevi vardır. Yeni araştırma, bu molekülün aşırı aktif olması durumunda mitokondrinin normal işleyişine müdahale ederek obeziteyle ilişkili metabolik sorunları tetiklediğini öne sürüyor.
Kritik bir rol oynuyor
Saltiel, "Aslında RaIA'nın kronik aktivasyonu, obez yağ dokusunda enerji harcamasının baskılanmasında kritik bir rol oynuyor gibi görünüyor" dedi. "Bu mekanizmayı anlayarak, yağ yakımını artırarak kilo alımını ve buna bağlı metabolik bozuklukları giderebilecek hedefe yönelik tedaviler geliştirmeye bir adım daha yaklaştık."
Araştırmacılar, RaIA ile ilişkili geni silerek fareleri diyet kaynaklı kilo alımına karşı korumayı başardılar. Biyokimyayı daha derinlemesine inceleyen araştırmacılar, farelerde RaIA'dan etkilenen bazı proteinlerin, obezite ve insülin direnciyle ilişkili insan proteinlerine benzer olduğunu buldu; bu da benzer mekanizmaların insan obezitesine neden olabileceğini düşündürüyor.
"Gelecekteki olasılıklar heyecan verici"
Saltiel, "Keşfettiğimiz temel biyoloji ile gerçek klinik sonuçlar arasındaki doğrudan karşılaştırma, bulguların insanlarla olan ilgisinin altını çiziyor ve RaIA yolunu yeni tedavilerle hedefleyerek obezitenin tedavisine veya önlenmesine yardımcı olabileceğimizi öne sürüyor" dedi. Bu hastalığın karmaşık metabolizmasını henüz yeni anlamaya başlıyoruz, ancak gelecekteki olasılıklar heyecan verici."