Medimagazin logo

Nükleer tıp akıllı moleküllerle görüntülemede ilerliyor

Türkiye Nükleer Tıp Derneği tarafından, 06-10 Nisan 2016 tarihleri arasında, İzmir Swiss Otel’de düzenlenen 28.Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, Türkiye ve dünyadan pek çok nükleer tıp uzmanına ev sahipliği yaptı
Nükleer tıp akıllı moleküllerle görüntülemede ilerliyor
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof.Dr. Zehra Özcan ve Genel Sekreter Prof. Dr. Tevfik Fikret Çermik
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof.Dr. Zehra Özcan, kongrede yaptığı konuşmada, “Bu sene İzmir’de gerçekleştirdiğimiz kongre 28.Ulusal Nükleer Tıp Kongresi oluyor.  Bu kongrenin bizim için şöyle bir önemi de var; derneğimiz 1975 yılında kuruldu, dolayısıyla41. kuruluş yıldönümümüzü kutluyoruz.  Derneğimizin 41.yıldönümüne denk gelen bu kongre bizim için çok gurur verici bir toplantı oluyor.  Meslektaşlarımızla hem alanımızdaki yenilikleri paylaşmak hem de sosyal olarak bir araya gelme imkânı bulmamız ve deneyimlerimizi, sorunlarımızı paylaşıyor olmamız çok önemli.” açıklamalarında bulundu.
Bu kongrede öne çıkan ana temanın “Moleküler Görüntüleme ve Ötesi” olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özcan, nükleer tıbbın hem görüntülemede hem de tedavide kullanılan moleküler ajanlara ve akıllı moleküllere yöneldiğini, bu nedenle de bu tema üzerine yoğunlaştıklarını ifade etti.
Kongrede 40’a yakın bilimsel oturum yapılırken, yurt dışından davetli yaklaşık 15 konuşmacı görev aldı ve toplam katılımcısı sayısı 500’e yaklaştı  
Kongrenin genç hekimlere fayda sağlaması amacıyla da pozitron emisyon tomografi/manyetik rezonans görüntüleme (PET/MRG) ve nöroendokrin tümör tedavisi ile ilgili iki ayrı mini kurs düzenlendi.
 
Teknisyenler unutulmadı
Kongrede hekimlere yönelik oturumlar, genç hekimlere yönelik kursların yanı sıra teknisyenler için de ücretsiz kurslar düzenlendi. Teknisyenlerin hem kendi bilgilerini tazelediklerini hem de sürekli eğitimin bir parçası olarak pratiklerini artırdıklarını vurgulayan Prof. Dr. Özcan, teknisyenlerin kendi çalışma ortamları dışındaki farklı merkezlerdeki deneyimleri dinleyip öğrenme fırsatı  bulduklarını ifade etti.
 
“Nükleer tıp artık moleküler düzeyde”
Prof. Dr. Özcan, “Nükleer tıbbın dayandığı temel alan, moleküler ajanları kullanarak tanı ve tedavi yapmak üzerine. Dolayısıyla moleküler ajanların geliştirilmesi ile birlikte pek çok kanser tanısında o kanser dokusuna spesifik ajanlar geliştirilmeye çalışılıyor.” dedi.
 
Özcan sözlerine, “Örneğin; prostat kanserinde böyle bir durum söz konusu. Prostat kanserinin dokusunda olan prostata spesifik membran antijen dediğimiz bir molekül var.  Bu molekülü işaretlediğimiz takdirde radyo aktif galyum 68 ile tümör sahasını,  metastazlarını  ya da çevre dokudaki yayılımını PET yöntemi ile yakalayabiliyoruz.  Bu bize tanısal bir katkı sağlıyor.  MRG veya ultrasonografi ile göremediğimiz tümör odaklarını hem çok hassas hem de çok spesifik bir şekilde yakalıyor. Çünkü bu molekül sadece prostat dokusunu yakalayan bir antijene sahip, dolayısıyla sizi yanıltmadan doğrudan hedefi işaretleyip, tümör sahasını gösteriyor.” şeklinde devam etti.
Aynı molekülün tedavi özelliği olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Özcan, şu anda prostat kanseri tedavisinde uygulanan bu gelişmenin, ilerleyen dönemlerde diğer kanser türleri için de gündeme geleceğini ifade etti.
Uzmanlara göre, bu tedavinin yan etkileri daha az ve klinik olarak uygulanması çok daha kolay.  Ayrıca, kemoterapinin etkisiz kaldığı hastalarda artık moleküler yöntemlerle sonuç alınıyor.
 
Türk hekimler dünya literatürüne katkı sağlıyor
Kanserin teşhisinde kullanılan PET/BT görüntüleme yöntemi ile nükleer tıp dünyası büyük bir gelişme gösterdi.  Bu alanda Türkiye merkezli çok sayıda bilimsel çalışma saygın dergilerde yayımlandı. Ayrıca, son yıllarda üst üste Avrupa kongrelerinde Türkiye, en çok bildiri ve katılımcı ile katkı yapan  ilk beş ülke arasında yer aldı.
Nükleer tıp uzmanlarının PET/BT konusunda çok deneyimli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özcan, hangi durumda PET/BT’ye ihtiyaç duyulduğunun standart bir sisteme oturtulduğunu ifade ederek, nükleer tıp uzmanlarının radyasyon onkologları, medikal onkologlar ve diğer tüm disiplinlerle iş birliği hâlinde olduğunu sözlerine ekledi.
 
Yeni bir yöntem; PET/MRG
Kanserin teşhisinde kullanılan diğer bir teşhis yöntemi olan PET/MRG ise hem dünyada hem de Türkiye’de yeni kullanılmaya başlayan ve gelişimini hâlen devam ettiren bir yöntem.  Dünyada 70 adet olan PET/MRG cihazının iki tanesi Türkiye’de bulunuyor.
Uzmanlar, PET yöntemi ile gereksiz yere yapılan tetkiklerin önüne geçildiğini ve sonuçta teşhis ve değerlendirme süresinin azaldığını ifade ediyor.
 
 “PET/BT radyolojik onkolojinin bel kemiği”
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Tevfik Fikret Çermik, “PET/BT radyolojik onkolojinin bel kemiği ve bu yöntemle hastaların en az %25’inde daha başlangıç aşamasında bile evreleme değiştiriliyor.  Evreleme değiştirmenin şöyle bir önemi var; sizin tedavi protokolünüzü doğru planlamanızı sağlıyor.  Hastaların gereksiz tedavi olması ve gereksiz cerrahilerden sakınmasını sağlıyor.  Böyle bir avantajı var. Bunun dışında, işin özünde moleküler görüntüleme olduğu için o da size tedavinin doğru zamanda değerlendirilmesi için olanak sağlıyor.” açıklamalarında bulundu.
Nükleer tıp camiası olarak çabalarının, kullanılan yöntemleri kılavuzlar hâline getirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Çermik, son dönemde hem Türkiye Nükleer Tıp Derneğinin hem de dünyadaki uzmanların yaptığı tüm yayınların bunun göstergesi olduğunu ifade etti.
 
Nükleer tıp, onkolojide üç sacayağından biri
Nükleer tıbbın onkolojide çok anlamlı ve önemli bir yer alacağını ifade eden Prof. Dr. Çermik, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi ile birlikte nükleer tıbbın tedavi kısmında sacayağı oluşturacağını düşündüklerini ifade etti.
 
Artık patologlara ihtiyaç yok mu?
Çermik, “Cihaz teknolojisi gözün ayıramayacağı boyutlara geldi ve görüntüleme cihazları son teknolojilerle üretiliyor.  Bunun daha ilerisi yok, bu noktadan sonra önemli olan, o gördüğünün ne olduğunu ayırabilmek.  Bunları ayırabilmek için doku örneklemesi yapılması ve patolojiye gitmesi gerekiyor.  Nükleer tıpta kullanılan akıllı moleküller ile gösterilen tümör odağının tipi veya tümörün biyolojik özellikleri hakkında yorum yapmak mümkün olabiliyor Biz artık cihaz kullanarak hastadan parça almadan doku tanısını koymaya doğru gidiyoruz. Tıp artık o noktaya doğru evriliyor.” dedi.
Ancak bunun patologların işlerini elinden almak anlamına gelmediğinin altını çizen Prof. Dr. Çermik, bu yöntemle patologların işlerinin kolaylaşacağını ifade etti.
Tümörün nöroendokrin kökenli olup olmadığının tam anlaşılamadığı durumlarda patologlar ile nükleer tıp uzmanları iş birliği içinde problemin kökenini bulabilecekler.
 
Moleküler teknoloji ilaç firmalarına da katkı sağlayacak
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Zehra Özcan, “Moleküler teknolojinin, hastaların yanı sıra ilaç endüstrisine  de yararı var.  Şu an kanser tedavisi için çok büyük yatırımlar var ve yeni ilaçlar geliştiriliyor.  PET/BT, teşhis ve tedavinin yanı sıra, ilaç çalışmalarında faz dediğimiz deneysel çalışmalarda verilen ilacın hem hastaya etki edip etmediğini görmeleri hem de tümör büyüklüğünü izlemeleri ve metabolik özelliklerin yatışıp yatışmadığının kontrolü için kullanılıyor.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Çermik ise “PET/BT,  aynı zamanda nöropsikiyatri alanı için de önemli. Pek çok nörolojik veya psikolojik hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların beyindeki etkisini anlamak için de PET molekülleri kullanılıyor.” dedi.

nukleer tip
ulusal nukleer tip kongresi
prof.dr. zehra ozcan
prof. dr. tevfik fikret cermik
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir