Sağlık Bakanlığı kaş yapayım derken göz mü çıkartıyor?
Devlet hastanelerinde çalışan doktorların özel muayenehanelerini kapatmaları için çıkartılan yasa Anayasa Mahkemesi'nden geri dönünce, Sağlık Bakanlığı imkansızı isteyen bir dizi fiziki ve mimari koşul içeren yeni bir yönetmelikle muayenehane ve laboratuvarları fiilen kapanmaya zorluyor.
Düşünün ki üç yıl içinde konuyla ilişkili sekiz kez yönetmelik değiştirildi ve bunlar hakkında Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verince ertesi gün yeni yönetmelik çıkartıldı.
Şimdi muayenehaneler için 4 Ağustos tarihi "Olmak ya da olmamak" anlamını taşıyor.
Mevcut yönetmelik bu tarihe kadar geri çekilmezse sonuçta binlerce muayenehane hekimi ve çalışanı işsiz bırakılacak.
Bu konuda muayenehanesi olan ve olmayan iki doktorun görüşlerini özetleyerek aktarıyorum.
Muayenehanesi olan Selçuk Erez şu noktaları vurgulamış:
Muayenehaneler kapanacak
"-Sonuçta çalışma özgürlüğü ve mesleklerini serbestçe icra etme hakkı, doktorların elinden alınmaktadır. Hastanın istediği doktoru özgürce seçerek uygar bir sağlık hizmeti alması engellenmektedir. Acaba doktorlar, tekelleşen özel hastane zincirlerinin patronlarına ucuz işgücü olarak sunulmak mı isteniliyor?
-Bu yönetmelik bir dizi mantıksızlıkla dolu. Örneğin, iki veya daha çok hekimin birlikte muayenehanede çalışmalarına izin verilmiyor. Neden diye sorduğunuzda bir cevap verememektedirler. Amacın maliyetleri artırarak, muayenehanede çalışmayı imkansız hale getirmek olduğu açıktır.
-Yönetmelik, kadın doğum hekimlerinin muayene odasının içine tuvalet zorunluluğu getiriyor. Odanın hemen yanında veya karşısında tuvalet olursa, bunu kapatma gerekçesi sayıyor. Tuvalet gibi en hijyenik olmayan birimi, muayene odası gibi en hijyenik olması gereken ortamın içine şart koşmanın ne mantıkla, ne bilimle, ne de akılla izah edilebilir bir yanı vardır.
Muayenehane hastane değil ki
- Türkiye'de Yönetmelik'te istenen standartlara sahip bina stoku yoktur. Örneğin standart asansör kapısı genişliği 80 cm değildir. Ya da daire girişi ve oda kapıları genişliği 110 cm değildir. 110 cm hastanelerde kullanılan mobil yatak ölçüsüdür. Bunun muayenehanede ne işi olabilir? Apartmanın merdiven basamaklarına bile uyulması imkansız ölçüler getirilmiştir. Böyle binaların olmadığı bilinirken böyle bir yönetmeliği dayatmak, muayenehanelerin kapatılması demektir."
Hedeflenen nedir?
Muayenehanesi olmayan Prof. Dr. Haldun Güner de "medimagazin.com"da Yönetmelik hakkında şu noktaları vurgulamış:
"-Yeni çıkarılan yönetmeliğe göre ortaya çıkan ya da çıkartılan bu uygunsuzluklar, nasıl düzeltilecek. Binaları toptan yıkıp tekrardan mı inşa etmeli? Yapalım denilse bile, buna kimin gücü yeter? Burada hedeflenen, bir punduna getirip de, yıllardır çalıştırılan muayenehanelere kilit vurulması için mi acaba? Yoksa, en azından yeni açılacak olanları, 'Hani şu yerden bitme gibi son yıllarda giderek artarak yapılan bir kısmı kiracısızlıktan yakınan, çok katlı ofis binaları ya da gökdelenlerine göndermek için mi?
Bakanlık doktorları sevmiyor mu?
-Bakanlığın, doktorları zora koşacak, başka başka tüzük ve yönetmelikleri hazırlamaya koyulduğunu hisseder gibi oluyorum. Yeni yönetmelik, yeni mahkemeler yeni sorunlar demek. Ne diyelim, hepimize hayırlı olsun.
Hesap yanlış. Düşünce yanlış, bu işlerin sonu nerelere uzanır? Hep birlikte yaşadıkça göreceğiz.
-Okuyan arkadaşlarım, sanmasınlar ki benim de muayenehanem var ve canım yanmış. Alakası yok. Bu nedenle, sırf o yüzden yazıyor diyenler yanılırlar. Halen fakültemde tam gün statüsüyle görev yapmaktayım."
MEDİMAGAZİN KÖŞE YAZARI PROF.DR.HALDUN GÜNER'İN YAZISININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ