Medimagazin logo

Lütfü Tat Sempozyumu Ankara'da devam ediyor

Ankara Deri ve Zührevi Hastalıklar Derneği ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen ''XX. Prof. Dr. Lütfü Tat Sempozyumu''nda deri hastalıkları ve dermatoloji alanındaki bilimsel çalışmalar ele alındı.
Lütfü Tat Sempozyumu Ankara'da devam ediyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sempozyum Başkanı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Erkin, Sheraton Otel'de düzenlenen basın toplantısında, dermatoloji konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde uzman konuşmacıların katıldığı etkinlikte 44 oturum başkanı, 7 yabancı ve 3 yurt dışında görev yapan Türk hekiminin bulunduğu 60'a yakın konuşmacının görev aldığını belirtti.
    

Yaklaşık 750 katılımcının takip ettiği kongrede, 19 panel, 5 konferans, 4 uydu sempozyumu ve 2 eğitim kurultayının düzenlendiğini kaydeden Erkin, sempozyum sayesinde deri hastalıklarındaki güncel bilgileri ve gelişmeleri paylaşmayı hedeflediklerini söyledi.
    
     -Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ilk beşte-
    
     GATA Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Köse, cinsel yolla bulaşan hastalıkların (venerolojik hastalıklar) gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hala çok önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu ifade etti.
    

Dünyada her yıl yaklaşık 480 milyon insanın bu hastalıklardan etkilendiğini belirten Köse, cinsel yolla bulaşan hastalıkların, erişkinlerin hekimlere başvurma nedeni içinde ilk 5 sırada yer aldığını kaydetti.
    

Köse, bu hastalıkların özellikle kadınlarda yüzde 70'e varan oranlarda belirtisiz ya da belirgin şikayet olmadan ortaya çıktığını, bu nedenle de uzun süre tanınamadığına ve bulaşıcılığının devam etme riski bulunduğuna dikkati çekti.
    

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan olan AIDS'in de dünyada görülme sıklığının düz bir çizgide ilerlediğini dile getiren Köse, ancak Türkiye'de artış gösterdiğini ve nüfus yoğunluğuna bağlı olarak en çok Marmara Bölgesi'nde görüldüğünü vurguladı.
    
     -Kadınlar erkeklere göre daha çok kurdeşen riski altında-
    
     Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Utaş da ''ürtiker''in, halk arasında dabaz veya kurdeşen olarak bilinen deride kaşıntılı, kırmızı kabarıklıklarla seyreden ve oldukça sık görülen bir deri hastalığı olduğunu söyledi.
    

Kronik ürtikerin, genellikle 20-45 yaşlarında, yani aktif çalışma hayatı çağlarında görüldüğünü belirten Utaş, bu hastalığın kadınları erkeklere göre iki kat fazla etkilediğini bildirdi.
    
     -Botoks ve dolgu uygulamaları-
    
     GATA Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Erbil ise insanların ne kadar genç görünürlerse, kendilerini o kadar iyi hissettiklerini belirterek, ancak yaşlanmanın durdurulamayan bir süreç olduğunu anlattı.
     Yaş, hormonlar, güneşte kalma ve sigara kullanımının ince çizgilerin ve kırışıklıkların gelişmesine neden olduğunu kaydeden Erbil, şöyle konuştu:
    

''Cildin yaşlanması bir 'son' değildir. Günümüz tıbbında kullanılan birçok yöntem en ince çizgilerden en derin kıvrımlara dek tüm kırışıklıklara veda etmeyi sağlayabilir. Bu yöntemlerin en çok bilinenleri botoks ve dolgu uygulamalarıdır. Son yıllarda geliştirilen yeni teknoloji dolgular hem güvenli hem de etkili uygulamalara imkan sağlamıştır. Ama burada önemli olan işlemlerin, uygulamaların alanında uzman ve tecrübeli kişiler tarafından yapılmasıdır.''
    

Gelinen nokta itibarıyla oyunculara, üstlenecekleri rol gereği yaşlandırıcı uygulamalar da yapılabildiğini belirten Erbil, ''Yakışıklı bir aktör, yaşlı bir kişiyi canlandırabiliyor. Çok minicik bir dokunuşla bu aktörü rolüne uygun bir karaktere büründürebiliyoruz. Bu uygulamayı, oyuncunun rolünü canlandırdıktan sonra geri çekebiliyoruz. Hiç dokunmasak bile uygulama kendiliğinden 3-4 ay içinde kayboluyor. Ancak bu uygulamanın kesinlikle spesifik kişilerce yapılması gerekiyor'' diye konuştu.
    

Dermatoloji alanındaki yeni gelişmelerin tartışıldığı bilimsel toplantıların yapıldığı ''XX. Prof. Dr. Lütfü Tat Sempozyumu'', 20 Kasım Pazar gününe kadar sürecek.

lütfü
tat
sempozyumu
ankara'da
devam
ediyor
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir