ANKARA -Akdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), ABD'nin uzun vadeli borcuyla bağlantılı tutsat (mortgage) devleri Fannie Mae ve Freddie Mac'in kredi notunu düşürdükten sonra piyasalarda döviz ve altın fiyatlarının artması ve borsanın düşmesine paralel olarak artan kriz ortamının Türkiye'de sağlık sistemine etkisi hakkında bilgi verdi.
Bugüne kadar hükümet politikası gereği vatandaşa verilen hizmetten asla taviz vermediklerini vurgulayan Akdağ, 2009 yılında yaşanan krizde de bunu gösterdiklerini söyledi.
Akdağ, hizmetten taviz vermeden sağlık sunumuna devam ederken bir yandan da parayı en verimli bir biçimde kullanmaya çalıştıklarını ifade ederek, ''Türkiye'de bugün sağlığa kişi başına yıllık ortalama 600 dolar civarında para harcanıyor. Bunun 450 dolara yakınını kamu olarak biz harcıyoruz. Toplam 600 dolarla verilen hizmeti, pek çok ülke 6 bin dolarla veremiyor. Bu, bir maharettir'' diye konuştu. Bu başarıyı, AK Parti olarak gösterdiklerini belirten Akdağ, şöyle devam etti:
''Hem daha kaliteli bir hizmet sunabiliyoruz hem de bunu ucuza mal edebiliyoruz. Elbette kriz zamanlarında biraz daha dikkatli olmak gerekebilir, ama vatandaşımız şundan emin olsun ki verdiğimiz sağlık hizmetini asla geriletmeyiz. İlerletir, ama geriletmeyiz. Bütçeyi kısıtlamak için mutlaka bir yerden tasarruf yapılır ama vatandaşın sağlık hakkından değil.
Bugün Türkiyede kullanılan aşılar, ilaçlar ve tıbbi malzemeler birçok ülkeden çok daha az maliyete temin edilebiliyor. Aynı kalitede hatta bazen daha kaliteli malzeme için söylüyorum. Bu, bir maharettir. 'İş bilenin, kılıç kuşanın derler' ya, bizim için de öyle.''
-''SAĞLIK HİZMETİNE KOLAY ULAŞIM, HALKIN DEVLETE GÜVENİNİ YÜKSELTTİ''-
Akdağ, AK Parti'nin son genel seçimlerde oyunu daha da yükselterek bir kez daha iktidara gelmesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla gerçekleştirilen Sağlıkta Dönüşüm kapsamında yapılan uygulamaların da büyük etkisi olduğunu söyledi.
Vatandaşın sağlık hizmetine kolay ulaşmasının, hizmet kalitesinin artmasının, vatandaş-birey odaklı bir sağlık hizmetinin verilmesinin, halkın devlete olan güvenini yükselttiğini vurgulayan Akdağ, ''Bu, hem vatandaşın sosyal devlete olan inancını artırdı hem de seçimlerde bize büyük katkısı oldu'' diye konuştu. Akdağ, buna ''Sağlık Bakanlığı'nın başarısı olarak bakılmaması gerektiğinin'' altını çizerek, ''Öncelikle Başbakanımızın liderliği ve bu husustaki tavrı, bu meselenin kararlı biçimde arkasında duruşu olmasa şüphesiz bu dönüşümü gerçekleştiremezdik'' değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık uygulamalarındaki başarının altında yatan ikinci etkenin ise ''ekonomik istikrar'' olduğunu vurgulayan Akdağ, '' Ekonomimiz iyiye gitmeseydi ve bütçeden sağlığa yeterince pay ayıramasaydık bu işler yapılamazdı. Bu, bir ekip meselesi. AK Parti olarak, partimiz kurulduğundan beri sağlığa verdiğimiz önemi ortaya koyduk. Sağlık Bakanlığı olarak, işin bayrağını taşımak bize kaldı, ama unutulmamalıdır ki bu bir ekip işidir ve hükümetimizin başarısıdır'' diye konuştu.
-''SAĞLIĞIN KORUNMASINA YÖNELİK FARKINDALIK ARTIRILACAK''-
Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm kapsamında çok önemli işler yapılmasına karşın daha yapılacak birçok şey olduğunu söyledi.
Yaklaşık 9 yıldır Sağlık Bakanı olarak Türkiye'ye hizmet ettiğini ve önemli projelere imza attığını dile getiren Akdağ, yapılacak yeni çalışmalarla vatandaşın memnuniyetini artırmayı hedeflediklerini belirtti. Akdağ, öncelikli olarak vatandaşın sağlığın korunmasına yönelik farkındalığının artırılmasını hedeflediklerini ifade ederek, ''Sağlıklı yaşam konusunda bireylerin davranışları değiştirmeleri için çok gayret edeceğiz. Bunu, biz yapamayız. Bireyin kendisi yapabilir, ama biz teşvik edeceğiz, yollarını göstereceğiz'' dedi.
''Dumansız Hava Sahası'' örneğini veren Akdağ, vatandaşlarda sigara bağımlılığın kendilerine ve yakın çevrelerine verdiği zararın ne kadar ölümcül olduğunun yapılan çeşitli çalışmalarla çok iyi anlatıldığını belirtti. Akdağ, benzer bir projenin de çok önemli halk sağlığı sorunu olan obezite ile mücadelede yapıldığını anımsatarak, ''Çünkü, Türkiye'deki hastalık yükü ve çeşitleri, daha ziyade bulaşıcı hastalıklardan, aşı ile korunabilir hastalıklardan ziyade obezite, kalp, kanser, diyabet, akciğer hastalıklarına kaydı'' diye konuştu. Bu hastalıklarla mücadelede, kişilerin sağlıklarını korumada bireylerin kendilerinin yapabilecekleri davranış ve yaşam biçimlerinin etkili olduğuna dikkati çeken Akdağ, mutlaka farkındalık oluşturulması gerektiğini söyledi. Akdağ, ''Sağlıklı bir toplum için daha yapılacak çok işimiz var'' değerlendirmesinde bulundu.
-''TÜRKİYE AVRUPA'DA HALA EN ÇOK SİGARA İÇİLEN ÜLKELER ARASINDA YER ALIYOR''-
Akdağ, sigara ile mücadelede çok yol alındığını, ancak hala istenilen konuma gelinemediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Bu konuda ne kadar mesafe aldığımız ortada, ama hala Türkiye Avrupa'da oransal anlamda en çok sigara içilen ülkeler arasında yer alıyor. Yüzde 31'lerden yüzde 27'lere geriledik. 2015'in sonuna kadar yüzde 24'ün altına çekeceğiz. Tüm alanlarda hedefimiz var. Obezite, ülkemizde yüzde 33'lere çıktı. Hedefimiz, bu oranının artışını durdurmak ve geriye doğru döndürmek.
Bunun dışında evde sağlık bakımına başladık. 60 bin kişiye ulaşmış durumdayız. Tahmin ediyorum, 120-150 bin kişiye ulaşacağız. Türkiye genelinde 50'ye yakın ilimizde hastanelerde telefonla randevu dönemini başlattık. Bunu, tüm Türkiye'ye 2012 yılının içinde yaygınlaştıracağız. Evinizden, istediğiniz şehirdeki istediğiniz hastanedeki istediğiniz doktora randevu alabileceksiniz.
Aile hekimliği gelişiyor, sağlık teknoloji ile ilgili hususlar gelişiyor. Türkiye'de robotik cerrahi gittikçe gelişmeye başladı. Tüm bunlar, işini iyi bilen bir ülkenin, işinin iyi bilen bir hükümetin, sağlık alanının erişilebilirlik noktasını genişlettiği, kalitesini yükselttiği bir programın parçaları. Önümüzdeki yıllarda bunları geliştirerek yolumuza devam edeceğiz.''