Medimagazin logo

İhmal iddiasıyla hastane ve doktorlar hakkında suç duyurusu

Edirne'de anne karnında ölen bebeği operasyonla alındıktan bir süre sonra vefat eden kadının eşi, ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle hastane ve doktorlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Edirne İl Sağlık Müdürlüğü de olayla ilgili soruşturma başlattı.
İhmal iddiasıyla hastane ve doktorlar hakkında suç duyurusu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

EDİRNE-İddiaya göre, kendisi gibi polis memuru olan eşi Gürol Can ile özel bir hastaneye giden Sevda Can'ın karnındaki bebeğinin öldüğü belirlendi. Bebek, operasyonla alındı. Bunun ardından yoğun bakım ünitesine alınan Can, bir süre sonra iç kanama geçirdi.

Özel hastaneden Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilen polis memuru Can hayatını kaybetti.

Gürol Can, eşiyle bebeğinin ölümünde ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle hastane ve doktorlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

İl Sağlık Müdürlüğü'nün olayla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.

 

suç duyurusu
tıp hukuku
malpraktis
edirne
Yorum (7)
ali usta
Kadın Doğum Branşı En Riskli Meslek tir.Anlayın artık.Hiçbir Ademoğlu ne kendisinin nede bir başkasının Eceline Mani Olamaz..!
0
Cevapla
mert aksu
Kadın hastalıkları doğum uzmanlığı bitmiştir.Seçip yapana diyeceğim yok ama seçmeye düşünen genç arkadaşlara kesinlikle bir kez daha düşünmelerini mutlaka hasta ve nöbetten uzak bölümlere yönelmelerini tavsiye ederim.Bu branş bu memlekette yapılacak bir branş değil.Doğumhane eylemde 10 gebe acile 3 dakikada bir gelen çoğu acil olmayan sabırsız ve saldırgan hastalar sizi 3 ayda bitirir.Evde huzurunuz kalmaz, başka işte yapamazsınız psikolojiniz bozulur.Adliyelerde müşteki, sanık, tanık olarak yıllarınız geçer.Başarılı bir öğrenim hayatından sonra sizi bekleyen bir b.. çukurudur!
0
Cevapla
bahri
700.000 tl tazminat ve sonunda hapis cezasıyla yargılanıyorum. Hastanemiz 2 aydır döner vermiyor. Tek suçum kadın doğum uzmanı olmam. Tus sınavına giren arkadaşlar aklınızı başınıza alın uzak durun...
3
Cevapla
RKTR
Tıbbi hatalar olabilir ya da olabilir. Bunu tesbit etmek mümkündür. VE ASLINDA ÇOĞU ZAMAN HERHANGİ BİR HATA FİLAN DA YOKTUR. Bir şanssızlık, komplikasyon, hatta hiç de nadir olmayan bir şey, hastanın ya da yakınlarının bizzat KENDİ İHMALLERİ söz konusudur. Bunlar tartışılır ve tesbit edilir. Önemli olan şudur: Hekimlere yapılan şikayetler Savcılığa ve Mahkemeye GİTMEDEN ÖNCE, para almak için açgözlülükle atılmış olan iftiraları, zırvaları, kışkırtmaları ya da yanlış anlamaları BAŞTAN ELEYECEK tıbbi ön-inceleme mekanizmalarını kurmak şarttır. Batı'da bunun bir sürü örneği vardır. Amerika’da hekimini şikayet etmek isteyen birisi avukata gittiği zaman, bizzat avukat tıbbi ön değerlendirmeyi otoritelere ücreti mukabilinde yaptırır. Ve oldukça yüklü olan bu ücreti de şikayetçiden aynen tahsil eder. Ön değerlendirme ücreti 10-15.000 doları bulabilir. Ve Amerika’da avukatlar haksız şikayetleri, sonunda bir şey çıkmayacak zırvaları ASLA almazlar. Biz de ise ne kadar haksız olursa olsun, bir şikayet doğruca Yargı’ya intikal eder ve sonunda aklansalar bile, doktorların hayatını karartır. Zira Milli Tıp Hukuku Formülü uygulanır. Şikayetinde haksız çıkan müfterilere ise hiçbir şey olmaz. Hekime yaptıkları yanlarına kar kalır. TÜRKİYE'DE DOKTORA AÇTIKLARI DAVAYI KAYBEDEN HASTA YAKINLARI İÇİN HİÇBİR YAPTIRIM YOKTUR. Türkiye’de doktor şikayet etmek, YAĞLI BİR KAZANÇ KAPISI haline gelmiştir. Yılda en az 10.000 avukat mezun edilen bir ülkede de zaten bu beklenen bir şeydir. Ve işin trajikomik tarafı, halk Devlet tarafından kendisine verilmiş olan “canı istediği gibi doktor şikayet etme” hakkını büyük bir lütuf sanırken, bunun asıl, reel zararlarını idrak etmekten acizdir. Defansif Tıp, riskli vaka olunca üniversite dahil her yerden şutlanma, dava edilmemek için yapılan aşırı tetkik ve tedaviler sonucu SGK’nın batışı, en sonunda tedavi için özele gidip eşşek yüküyle para vermek zorunda kalmak gibi felaketleri ne yazık ki henüz anlayamadılar. Geçen ay Bodrum’da yapılan “Tıp Hukuku” kongresinde bu hususların gündeme gelmesini değerli hocalardan defalarca rica etmiştim. Ne gezer ! Bilimsel programda: "Osmanlı Hukuku’na Göre Rıza", "Eczacıların Hukuki Sorumluluğu", "Sünnet", "Kıbrıs Hukuku’nda Hekim Sorumluluğu", "Yehova Şahitlerinin Kan Naklini Reddi" gibi başlıklar bile vardı. Ama en önemli şeyler nanay. Eh, doğal olarak hiçbir şey değişmeyecek.
1
Cevapla
bey
Kadın doğum değil ,uzmanlık bitti..
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir