Köşe yazıları platformu Akademik Akıl'ın bu ayki konusu değişen doçentlik kriterleri... Prof. Dr. Mustafa Güneş, kaleme aldığı köşe yazısında şunları ifade etti:
"Ülkemizde akademik yükseltilme ve atama kriterleri sürekli bir değişim içinde olduğunu ve nihai net kriterleri belirleme kararsızlığımızın devam ettiğini üzülerek takip ediyoruz. Her ne kadar gelmek istediğimiz akademik unvana sahip olsak da ardımızdan gelen genç, dinamik, meraklı ve çalışkan akademisyen adaylarımızın bu süreçten menfi yönde etkilenmesi elbette bizi de üzmektedir. Bir dönem sonrası için gerekli kriterlerini yerine getirmiş iken tekrar kriterlerin değişmesi ilgili arkadaşlarımızın ivmesini iyice düşürmektedir. Elbette akademik kriterlerinin çağdaş bilime uygun olarak değişikliğe uğraması normal kabul edilebilir. Bu anlamda kolay kazanılan bir unvan olmaması gerekir. Bu durum, ülke şartları, akademik süreçte uluslararası ve ulusal bilimsel dergilerin çalışmalara bakış açısı, özellikle uluslararası bilimde objektifliğin ve tarafsızlığın darbe aldığı ve bilimin paraya mahkûm olduğu günümüzde bu konu daha da önem kazanmaktadır. Dünya standartlarına baktığımızda mutlaka her ülkenin belirlenmiş kendi kriterleri vardır. Bu ülkenin şartları doğrultusunda yapıldığı da bir gerçektir.
En son revizyona uğrayan akademik kriterlerdeki değişim birçok tartışmayı ve itirazları beraberinde getirmiş ve çok sayıda arkadaşımız bu yüzden mağdur olmuş ve bir sonraki dönemde başvuru hayalleri tabiri caizse suya düşmüştür. Ben burada bu kriterleri tek tek gündeme getirip değerlendirmekten çok yüzeysel ve sosyal anlamda yol açtığı yaraları ifade etmek amacıyla bu satırları kaleme alıyorum. Kriterler neye ve hangi ihtiyaca binaen değişikliğe gidilme ihtiyacı duyulmuştur?
...
Öyle bir noktadayız ki hekimler için konuşursam, artık akademisyen olmanın maddi olarak bir avantajını kalmadığını ve uzmanın bile maddi manada ve emeklilik maaşı konusunda daha iyi olduğunu belirtmek isterim."