Medimagazin logo

Hastaneler ticarethane oldu!

Hürriyet Gazetesinden Rahmi TURAN'ın köşe yazısı..
Hastaneler ticarethane oldu!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

BAZI olayları duydukça tiksiniyorum. Birçok hastane artık ticarethane gibi!

Ölecek hastaya umut verip kandırarak zorla ameliyat ediyorlar, sonra da hasta ölüyor tabii... Ve suçu Tanrı’ya yüklüyorlar: “Ne yapalım, kader! Allah öyle istedi!”
İnsanları, insan değil, mal olarak, meta olarak görüyorlar. Bazı özel hastaneler, doktorlara “Haftada kaç ameliyat yaparsın?” diye sözleşme imzalayarak iş veriyor.


¡ ¡ ¡


Bir arkadaşım, yakını olan bir doktorun uzun süredir işsiz olduğundan yakındı. Sebebi, o doktorun, Hipokrat yeminine sadık, düzgün, dürüst bir kişiliğe sahip olması...
Hastaya, ihtiyacı olan işlemlerin dışında hiçbir şey yapmıyormuş... Oysa, hastanın bir-iki aspirinle geçecek önemsiz bir baş ağrısı bile olsa, kafatasının röntgeni çektirilmeli, tomografi yaptırılmalı, idrar tahlili, kan tahlili, elektro gibi işlemler de ihmal edilmemeli!
Doktorun, çalıştığı özel hastaneye mutlaka para kazandırması gerekiyormuş!
O doktor, “Ben insanıma böyle kazık atamam, neye ihtiyaçları varsa onu yaparım” diye ısrar edince, her yerden kapı dışarı edilmiş!
Uzun zamandan beri, hemen her gün öyle şikâyetler geliyor ki, değil bu sütuna, kitaplara bile sığmaz! Zavallı insanlarımızı, çaresizliklerinden yararlanıp, kaz gibi yoluyorlar!
Bu arada, sağlam, düzgün doktorlarımızı ve hastanelerimizi tenzih ederim. Hepsi değil ama önemli bir bölümü maalesef yukarıda anlattığım gibi...


¡ ¡ ¡


Size, iki yıl önce kendi başımdan geçen bir olayı anlatayım. O günlerde “Bu kişisel bir meseledir” diye düşündüğüm için yazmamıştım. Aradan iki yıla yakın zaman geçti. Benzeri şikâyetler artınca, anlatmam gerektiğine karar verdim.
Eşim Emel’in ablası, yani baldızım Yücel Suarık hastalanmıştı... Durumu çok ciddiydi. Bünyesi o kadar zayıftı ki, ben onun “ağır bir kalp kapakçığı ameliyatını” kaldırabileceğine inanmıyordum. Birçok tanıdık doktor da aynı şeyi söylüyor, sadece ilaç tedavisi öneriyordu.
Bu arada, ünlü bir profesör doktor ve lüks bir hastane adı verdiler. Adlarını özellikle yazmıyorum, çünkü amacım onları yerin dibine batırmak değil, insanlarımızı uyarmak!


¡ ¡ ¡


Kalkıp gittik. Ünlü doktor, güleryüzlü bir profesördü... Kimliğimi açıklamadım. Gazeteci olduğumu söylemeyi sevmem. Tüm incelemelerden sonra baldızım yalvaran gözlerle bakarak “Umut var mı doktor?” diye sordu. Doktor kendinden emin ve inandırıcı bir ses tonuyla:
“Ne demek umut var mı? Hemen ameliyat yaparız, bir hafta sonra sapasağlam taburcu olursun, onuncu günde seninle diskoya gidip dans ederiz!” dedi. Güçlükle konuşan hasta “Sahi mi doktor? İyileşir miyim?” derken, fersiz gözlerde ümit ışığı parladı.
Ben, hastanın durumunun umutsuz olduğunu görüyordum ama “Herhalde doktorun bir bildiği var” diye düşündüm. O kadar emin konuşmuştu ki, inanmamak elde değildi.
Hastane görevlileri “Ancak” dediler, “doktorun ameliyata girmesi için veznemize hemen 8 bin 500 lira yatırmanız lazım! Peşin para olmazsa ameliyata girmez! Doktorun parası nakit yatacak, kredi kartı olmaz! Diğer masrafları sigortanızdan alacağız!”
Bulup buluşturup doktor parasını nakit olarak yatırdık!


¡ ¡ ¡


Ameliyat yapıldı ve hastamız öldü!
Hiç şaşırmadım! Böyle olacağını biliyordum zaten ama ah o umut yok mu?
Koskoca profesör doktor, kendisine ve hastanesine para kazandırma uğruna yalan söylemiş ve hastayı resmen aldatmıştı! O ve onun gibiler insan hayatını “ticari bir meta” olarak görüyordu. Özel lüks hastanelerde tek amaç maddi kazanç sağlamak mıdır?
Para kazanma hırsının bütün değerleri yok ettiği günümüzde her şeye rağmen insanlık ölmemeli! Fakat ne çare ki birçok yerde doktorluk mesleği de tüccarlığa dönmüş!

hastaneler
ticarethane
oldu!
Yorum (36)
CAN HASAN
Sadece özel hastanelermi performans adına devlet hastanelerininde farkı yok
0
Cevapla
Dr Hakan
Bu yazıya cevabı Sayın Sağlık Bakanı vermelidir. Çünkü iktidarları tarafından yapılan performans sistemi ve sağlıkta dönüşüm politikalarının bir sonucudur bu. Ayrıca yazıda sadece özel hastaneler suçlanarak haksızlık yapılmış. Aynı olaylar devlet hastanelerinde de oluyor. Gereksiz ameliyatlar, bir kerede yapılacak bir işlemin bir kaç seansa bölünmesi, hastaların sayısız kontrol ve tahlillere boğulması gibi. Ancak oralara gidenler garibanlar olduğundan başlarına geleni duyuramıyorlar. Aslında halk memnun olmalı. Alın size sağlık hizmeti bol bol, hiç hesapsız çılgıncasına alın tedavi olun ameliyat olun ilaç için...
0
Cevapla
ismilazımdeğil
bu yazıyı okuyunca 2 şey birden aklıma geldi. 1. Hekimler davalardan korktukları için defansif tıbba yöneldiler ve bunun sonucunda daha fazla tetkik, film, Mr vs istemeye başladılar. 2. bu biraz daha karışık. Hastanın beklenen yaşam ömrünün kısa olduğunu düşünerek ameliyat olmazsa ölecek ama ameliyat olursa yaşama ihtimali var. Siz hangisini seçersiniz? bir şey yapmak mı yoksa hiçbir şey yapmamak mı???....
0
Cevapla
ahmet karaman
Muallesef özel hastanelerin yüzde 99u böyle. Ama sağlık bakanlığı çoğu yandaş olan bu özel hastenelere bilerek göz yumuyor. Mesela eğer yürekleri yetiyorsa şu dokuz günlük bayram tatilinde gidip özel hastelerin ilan tahtasında çalışıyor görünenle, gerçekte o anda aktif çalışanları bir mukayese etsinler. Hemen hemen hepsinde yasak olmasına rağmen asistanlar çalışıyor. Ama arayan ve bakan var mı acaba?
0
Cevapla
e.a
bu yazar takımı başına bişey gelince haberdar olup yazı yazıyorlar. neden ülkenin sorununa direkt bakamıyorlar. ayrıca hiç soruyorlar mı ülkedeki savcı-hakım sayısı 11 bin iken dr sayısı neden 130 000 biz bu kadar zenginsek neden medeni haklarımız için sayıyı artırmıyoruz ilginç. hukuk sistemindeki sayının da dr sayısı ile aynı olduğunu biran hayal edelim neler olabilir
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir