Medimagazin logo

Geciken tedaviye 336 bin lira tazminat

Yediği mantardan zehirlenerek karaciğerini kaybeden ve nakil ameliyatıyla hayata tutunan Sakaryalı Esra Yıldırım, hukuk mücadelesini kazandı. Mahkeme, tedavide geç kalındığı iddiasıyla Sağlık Bakanlığı hakkında tazminat davası açan Yıldırım'ın ailesine 336 bin lira ödenmesine karar verdi.
Kaynak: ZAMAN
Geciken tedaviye 336 bin lira tazminat
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Esra Yıldırım (16), Sapanca'da yaşayan İlhan ve Sündüz Yıldırım çiftinin üç çocuğundan en büyüğü. Yaşına rağmen son üç yılda neredeyse yaşamadığı acı kalmadı. Önce hastanelerde hayatta kalma savaşı verdi. Ardından adliye koridorlarında hak arama mücadelesine girişti. Ancak sonunda iki alanda da kazanan taraf oldu. Her şey 23 Ekim 2010'da başladı. Esra ve babası, yedikleri mantardan zehirlendi. Mantar nedeniyle karaciğeri iflas eden Esra için nakil yapılacak kadavra bulunamayınca, teyzesi Fatma Özbek Akan'dan alınan karaciğer nakledildi. Teyzesinin karaciğeriyle hayata tutunan Esra'ya, nakil sonrası yüzde 70 oranında sakatlık raporu verildi. Baba Yıldırım ise tedaviyle sağlığına kavuştu. Zehirlenme sonrası 3 kez başvurdukları Sapanca Devlet Hastanesi'nde teşhis ve tedavi ile sevk işlemlerinin zamanında yapılmaması sonucu kızlarının karaciğerini kaybettiğini öne süren Yıldırım ailesi, Sağlık Bakanlığı hakkında Sakarya 1. İdare Mahkemesi'nde 450 bin liralık tazminat davası açtı. Ailenin avukatları Özgür Eray ve Hatice Ballı Taş, idarenin hizmet kusuruna işaret etti. Bakanlık ise Sapanca Devlet Hastanesi tarafından yapılan tetkik ve tedavilerde hata bulunmadığını savundu. Tedavinin geç yapılmasının İlhan Yıldırım'ın olayı gizlemesinden kaynaklandığını ileri süren bakanlık, davanın reddini istedi.

Mahkeme de, Esra Yıldırım'ın sakat kalmasının yanlış teşhis ve tedaviden kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi amacıyla dosyayı Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu, hastanın babasının yanlış yönlendirmesi sonucunda gerekli tetkiklerin yapılmadığı ve teşhiste geç kalındığı sonucuna vardı. Daha erken teşhis konulması durumunda karaciğer nakline gerek kalmaksızın hastanın iyileşme ihtimalinin bulunduğu ifade edilen raporda, ‘yanlış yönlendirmeye rağmen gerekli ayırıca tanıyı tam olarak yapmayan hekimlerin hatalı olduğu' vurgulandı. Bunun üzerine davayı karara bağlayan mahkeme, mantar zehirlenmesi şüphesi bulunan kişinin eve yollanmasının uygun olmadığı, hastanın acil serviste yatırılarak ayrıca tetkiklerinin yapılması ve takip edilmesi gerektiği hükmüne vardı. Kararda, Esra Yıldırım'ın karaciğer nakli olmasına, ilgili sağlık kuruluşunca yapılması gereken tıbbi müdahalenin yapılmamasının yol açtığı, dolayısıyla idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğu belirtildi.

Mahkeme, zamanında tanı konup tedaviye başlanılsa bile mantar zehirlenmesi vakalarında karaciğer nakli gerektirecek karaciğer yetmezliği ve buna bağlı ölüm meydana gelebileceği ihtimalini de göz ardı etmedi. Ancak bu durumun gerekli tıbbi müdahalenin yapılmasından sonra değerlendirilebilecek bir husus olduğunun altını çizdi. İdarenin maddi ve manevi zarar tazmin sorumluluğuna dikkat çeken mahkeme, Esra Yıldırım'a 260 bin 37 lira maddi, 20 bin lira manevi, baba ve anne Yıldırım'a da 4 bin lira manevi tazminat ödemesini kararlaştırdı. Bakanlık, faiziyle birlikte 336 bin lirayı bulan tazminat kararını, Danıştay'da temyize götürdü.

geciken
tedaviye
336
bin
lira
tazminat
Yorum (18)
Md
Bir din büyüğüne sorulmalı ama bence bu paralar haram... İnsanlar rant haline getirdi olayı...
0
Cevapla
y.yılmaz
burada mahkemeye kızacak bir şey yok adli tıp daki meslekdaşlarımızın verdiği süper karar var.
0
Cevapla
gölgelice
Sağlık Bakanlığı parayı öder, oradaki pratisyen hekim arakadaşımıza rücu edilir. Olay böylece kapanır. Hiç kimse de o gün acil servise kaç tane hasta geldiğini, kaçının acil olduğunu, acil servisteki 1 doktorun kaç hasta baktığını, kaç hasta bakması gerektiğini sorgulamaz. Üstelik hastanın babasının yanlış yönlendirmesine rağmen! sonra da gelsin yeni bir olay, düşsün başka bir hekimin kafasına, ne yapalım piyango sana çıktı. Bu işi hala nasıl yapabiliyoruz, anlamıyorum.
0
Cevapla
celil
Acil servislerimizin durumu bu kadar berbatken (altyapı eksikliği, doktor eksikliği, kalite ve nicelik olarak eksik ekip vs) mükemmel bir hizmet beklemek ve bu olmayınca da ceza vermek tek kelimeyle KOMEDİDİR. 2. Basamak bir acil servise günlük başvuru sayısı ortalama 600 civarında. Bazı yerlerde 1000'i bulabiliyor (bizzat şahidim). Acilde çalışan pratisyen hekimlerin çoğu acil eğitimi almamış kişilerden oluşuyor (yönetmelikte acilde çalışacak hekimlerin ya acil uzmanı ya da acil kursu görmüş sertifikalı doktor olması gerektiği yazıyor) Son yıllarda acil servislere acil uzmanlığı dışındaki uzmanlar bakıyorlar. Mantar zehirlenmesi bu arkadaşlardan birine denk gelebilir. Bir KBB uzmanına denk geldiğini düşünelim. Karın ağrısı, bulantı, kusmanın ayırıcı tanısını yapabilmesi çok çok zordur. İlk saatlerde veya günde laboratuvar parametreleri de normal olabilir. Bu hastayı ne yapacak KBB uzmanı? Dahiliyeye danış dersen günde 100 tane karın ağrısı gelebilir, hepsini mi danışacak? Dahiliyeci orda nöbet tutsun dersen aynı şey onun için de geçerli, travma hastalarını ne yapacak dahiliyeci? Mahkeme sağlık sistemini ne sanıyorsa artık hastalıkları atlamamanın mucize sayıldığı acillerde yetersiz müdahaleden ceza kesiyor. Sormak lazım başvuran 600 hastanın kaçına doğru dürüst bakılabiliyor? Sağlık sistemi ölmüş de ağlayanı yok bence.
0
Cevapla
Kasabalı
Aile Hekimi iken o tarihte eksiklik nedeniyle nöbet tutturulan bu arkadaşımız,çocuk için bütün gece çabalıyor,zehirlenme şüphesi artınca da sevk ediyor,mantar sözünü duyunca hemen uğraşmayıp sevk de edebilirdi,bakanlık zehirlenme kılavuzuna göre de yaptığı doğru,çocuğuna olur olmaz mantarı yediren baba da alsın o parayı yesin
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir