Lise öğrencisi Anıl Güven (16), doğuştan skolyoz (omurga eğriliği) ve Jeune sendromu (göğüs kafesinin gelişmemesi) hastasıydı. Hiçbir zaman yaşıtları gibi rahatça koşup oynayamadı çünkü efor gerektiren durumlarda nefes darlığı çekiyor, kalbi sıkışıyordu. Akciğerleri ve kalbi kaburgaları arasında hapsolmuştu adeta. Anıl büyüyüp serpilse de göğüs kafesi gelişmiyor, onu her gün ölüm riskine daha da yaklaştırıyordu. Ailesi, yıllarca oğullarına çare aradı. Ancak hiçbir cerrah bu operasyonu yapmaya cesaret edemiyordu. Konya’da organları ters doğan bir çocuğun ameliyatıyla ilgili gazetelerde çıkan haberlerden Marmara Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yüksel’den haberdar olan aile, hemen Yüksel’e ulaştı. Anne Aynur Güven, “Anıl’a 3 yaşındayken teşhis konuldu. Başvurmadığımız hastane kalmadı. Kimse hastalığın tedavisini bilmiyordu. Skolyozu için ameliyat olması gerekiyordu, akciğer yetmezliği olduğu için anestezi alamaz dedi doktorlar, o kadar riskliydi durumu. Mustafa Bey’e ulaştığımızda çok ümitlendik çünkü çok güven verdi bize. Hiçbir şey çaresiz değil diye yola çıktık” diye konuşuyor.
Anıl artık rahat nefes alıyor
Prof. Dr. Mustafa Yüksel, Türkiye’de daha önce hiç yapılmamış bir ameliyat için dünyada bu işi yapan sayılı cerrahlardan, Şili’den bir meslektaşına ulaştı ve tekniği öğrendi. Anıl, geçtiğimiz Eylül ayında ilk ameliyatını oldu ve sol kaburga kemiklerinden 3’üne titanyum bar takılarak göğüs kafesi yaklaşık 3 santim genişletildi. Operasyon başarılı olduğu için solunum sıkıntısı bile hafifleyen Anıl, “Hatta ameliyattan sonra omuzlarım genişledi” diyor. Anıl’a ikinci operasyon da 6 ay sonra yani 19 Ocak’ta yapıldı. Bu kez sağ tarafındaki 5 tane kaburgası kesilerek açıldı ve titanyum barlarla sabitlenerek 4-5 santimlik bir genişlik daha sağlandı. Anıl, Türkiye’nin ilk vakası olarak literatüre geçeceği günü bekliyor. Prof. Dr. Mustafa Yüksel, daha önce de göğüs duvarında çökme ya da çıkıntı olarak doğuştan gelişen bozukluklarla ilgili Rusya, İsviçre ve Güney Afrikalı meslektaşlarını eğiterek tıp dünyasında adından söz ettirmişti. Prof. Dr. Yüksel, Anıl’ın hastalığının çok nadir görüldüğünü söyleyerek “Normalde bu yaşa kadar hayatta kalmış olması bile mucize. Bu çocuklar daha 4-5 yaşında kalp veya akciğer yetmezliğinden kaybediliyor. Anıl artık ömür boyu rahatça nefes alabilecek” diyor.
‘BİRKAÇ YIL İÇİNDE KAYBEDERDİK’
Anıl’ın operasyonunu bu yıl Avrupa Göğüs Cerrahisi Kongresi’nde de (ESTS) sunacaklarını anlatan Prof. Dr. Yüksel, sözlerini şöyle tamamlıyor: Bu hastalık yani Jeune Sendromu, anne babanın ikisinde de taşıyıcı genlerin bulunmasıyla çocukta ortaya çıkıyor. Hiçbir belirti vermiyor ancak çocuk büyümeye başladığında doktorlar tarafından tesadüfen farkediliyor. Çocuk normal şekilde büyüyor, gelişiyor ama göğüs kafesi aynı oranda gelişmediği için akciğer ve kalp baskı altında kalıyor. Efor durumunda nefes darlığı, kalp yetmezliği gibi tablolara sebep oluyor. Ayrıca böbrek ve karaciğer fonksiyonları da bozuluyor. Bu nedenlerle de bu çocuklar daha 1 yaşına gelmeden kaybediliyor. Anıl’ın bu yaşa kadar dayanmış olması bile mucize. Şayet bu ameliyatı yapmasay-dık birkaç yıl içinde Anıl’ı da kaybederdik. Bu ame-liyatı dünyada da yapabilen cerrah sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Nadir görülen bir hastalık.