İngiliz İlaç Endüstrisi Birliği (Association of the British Pharmaceutical Industry =ABPI) geçtiğimiz günlerde nizamnamesinde birçok değişiklik yaptı. Bunlar içinde bence en önemlilerinden biri tüm ilaç firmalarına doktorlara konuşma, danışmanlık, kongre sponsorlukları için yaptıkları tüm harcamaların miktarını ve sayısını açıklamak mecburiyeti getirilmesi.
İlk zorunlu açıklama 2013 senesinde 2012’ de yapılan ödemeleri ortaya koymuş olacak ama bu açıklamada ne doktorların isimleri ve ne de uzmanlık alanlarının bildirilmesi şart koşulmuyor. Harcamaların bölgelere göre dağılımının belirtilmesi de mecburi değil.
İngiliz İlaç Endüstrisi Birliği elbette iyi bir adım atmış atmasına da, ilaç firmalarından çıkar sağlayan doktorların isimlerinin açıklanma zorunluluğu olmaması yapılan değişikliğin değerini neredeyse sıfırlıyor.
Nizamnamede yapılan bir başka önemli değişiklik de ilaç endüstrisinin doktorlara kupa, kalem ve diğer kırtasiye ürünlerinin verilmesine getirdiği yasaklar. Sadece, pahalı olmayan ve resmi hasta destek programlarında kullanılan gereçlere izin var. Doktorların konferanslarda kalem ve not defteri gibi hediyeleri almaları tamamen yasak değil, ancak bunların üzerinde sadece firmanın ismi bulunabilecek; bu ürünlerde herhangi bir ilacın adının bulunması yasak.
NHS yani Milli Sağlık Servisi ile ilaç endüstrisi arasındaki müşterek çalışma kuralları da yeniden tanımlanıyor. Buna göre, bu çalışmalarda doktorların herhangi bir ilacı reçetelerine yazmaya, tedarik ve tavsiye etmeye, alma veya satmaya yönlendirilmeleri de önlenmiş oluyor.
Amacı doktorlar ve ilaç endüstrisi arasındaki çalışmalarda şeffaflığı artırmak olan bu değişiklikler 2009’ da Royal College of Physician tarafından yayınlanan Physicians and Pharmaceutical Industry (Doktorlar ve İlaç Endüstrisi) isimli rapordan harekete geçilerek hazırlandı. Bu raporda “Daha dengeli ve karşılıklı saygılı bir ortaklık için doktorlara verilen tüm hediyeler, yemek ve seyahat harcamalarının karşılanması sona erdirilmelidir.” görüşüne yer veriliyor.
BMJ’ ye konuşan Pratisyen Doktorlar Kraliyet Akademisi (Royal College of General Practitioners) Başkanı Steve Field doktorlara verilen ıvır-zıvırlara son verilmesini övüyor ve şunları söylüyor: “Artmış şeffaflığı memnuniyetle karşılıyoruz. İlaç endüstrisi doktorların ilaç seçme kararlarını etkilememeli. Reçeteler bilimsel delilerle dayanmalı ve tarafsız olmalıdır.”
BMJ isimli tıp dergisinde yer alan habere göre, İngiltere’ de ilaç firmalarının doktorlara yaptıkları ödemeleri yılda bir kere bildirmeyi zorunlu kılan kanuni düzenleme doktorlar tarafından memnuniyetle karşılanmış.
Bir meslek uyanıyor
Son zamanlarda tüm dünyada ilaç endüstrisinin ‘pazarlama oyunlarına’ karşı çıkan kurum ve doktorların sayılarının giderek arttığını görüyor ve mutlu oluyorum.
Amerikan İlaç Araştırması ve Üreticileri Derneği’ nin yeni tüzüğünde, ilaç firmalarının sağlık kuruluşları ve çalışanlarına firmanın adının yazılı olduğu kalem, defter, saat, çakmak, kupa, anahtarlık gibi ‘eğitim amaçlı olmayan’ promosyon ürünlerinin verilmesini yasakladı.
Amerikan Psikiyatristler Birliği doktorların ilaç reçete etme alışkanlıklarını etkileyebilecek olan ilaç firması yemekleri ve firma tarafından finanse edilen eğitim seminerlerinin kademeli olarak azaltılacağı ve durdurulacağını açıkladı.
Dünyanın önde gelen tıp kurumlarından Cleveland bünyesinde çalışan bin 800 uzman ve araştırmacının ilaç firmaları ile olan finansal ilişkilerini internet sitesinde sürekli olarak açıklama kararı aldı.
İspanya’ da ‘Halk Sağlığını Koruma Dernekleri Federasyonu’ isimli kuruluşun öncülüğünde ilaç firmalarının promosyonlarına karşı ‘No Gracias’ yani ‘Hayır Teşekkür Ederiz’ isimli bir platform oluşturuldu.
Gelelim neticeye
Senelerden beri ilaç endüstrisi ile doktorlar arasındaki ilişkilere mutlaka bir düzenleme ve şeffaflık getirilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum.
Bizde gerçi Türk Tabipleri Birliği’ nin, Sağlık Bakanlığı’ nın ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin doktorlara pahalı hediye verilmesini yasaklayan bir takım etik ilkeleri var ama bunlara uyulduğunu pek sanmıyorum.
Birçok ülkede tıp kurumları, doktorlar çeşitli girişimlerde bulunurken, bizde bu konuda ne doktorlardan ne ilaç endüstrisinden hiçbir ses çıkmıyor. O zaman da insan “Acaba alan razı, satan razı mı?” diye düşünmekten kendini alamıyor.
KAYNAK