Tam Gün Yasası, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) tarafından 18-23 Mayıs 2010 tarihleri arasında düzenlenen 8. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’ne de damga vurdu. Yasanın şimdiden neden olduğu ve gelecek dönemde neden olacağı sorunlar yapılan sunumlar ile gözler önüne serildi
TJOD tarafından düzenlenen 8. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’nde Tam Gün Yasası ile ilgili bir oturum da gerçekleştirildi. Oturum başkanlığını Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil ve TJOD İkinci Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş’ın yürüttüğü oturumda; Prof. Dr. İsmail Mete İtil, Uşak Devlet Hastanesi 1 Eylül Kampusu Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Uzman Dr. Beyhan Tevfikbirer konuşma yaptı. Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Orhan Tekinsoy ise konunun hukuki boyutunu içeren sunumuyla katılımcıları aydınlattı.
“Kamudaki yığılma yine önlenemedi”
Gerçekleştirilen Tam Gün oturumunda Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği ve Kongre Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, uzmanlık derneklerinin görüşünü aktardığı bir konuşma yaptı. Türkiye’de sağlığa ulaşım imkanlarının arttığını, hastanelerin yayılmasıyla hizmete ulaşımın kolaylaştığını ifade eden Prof. Dr. İtil, bunun karşısında sosyal güvenlikte açıklar oluştuğunu ve istenilen hedeflere ulaşılamadığını belirtti. Uygulama doğrultusunda hedef kitle olarak alınan kesimin özel hastanelerden yararlanamadığını söyleyen İtil, “Özel hastanelerde katkı payı alıyorsunuz, halkın tamamına istedikleri hastaneye gitme olanağı verdiğinizi söylüyorsunuz. Fakat halk yine o parayı ödeyemiyor. Peki kamu hastanelerindeki yığılma önlendi mi? Bizim hastanemizde sedyelerde bile yer yok” ifadelerini kullandı.
“Sınıfsal statümüz ve saygınlığımız giderek azalır”
Sağlıkta Dönüşüm Programından kesin olarak zarar görecek kesiminin sağlık çalışanları olduğunu söyleyen İtil, hekim haklarının korunması gerektiğini ifade etti.
Tam Gün uygulamasının, farklı branşlardaki hekimler arasında bütünlük sağlamada sorunları olduğunu belirten Prof. Dr. İtil, “Bugün çocuk cerrahisinde tam gün çalışma oranı yüzde 96-96’lerde. Ortopedide oranlar yine çok yüksek. Bizim durumumuza bakıldığında ise oranlar yüzde 50-60 arasında değişiyor. Muayenehanesi olan branşlar arasında en önde gelen alan kadın doğum. Dolayısıyla bu yasa bizi çok ilgilendiriyor” diye konuştu.
Tam gün konusunda realitenin idealler ile çeliştiğini ve çözüm konusunda ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini savunan Prof. Dr. İtil, “Hekim hakları korunmalı. Bu program iyice oturursa hekimler olarak sınıfsal statümüz ve saygınlığımız giderek azalacak. Bu sınıfsal bir değişimi gösteriyor. Eğer hekimleri ekonomik olarak güçsüzleştirirseniz, o zaman o sınıf siyasal olarak da güçsüz duruma gelir. Türk hekimleri Kurtuluş savaşını başlatan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda en önde yer alan hekimler. 150 yıldan beri bu hekimlerin part time çalışma hakkı var. Siz şimdi bu hakkı alıyorsunuz yerine ne veriyorsunuz? Hiçbir şey” açıklamasında bulundu. İtil sözlerini emeklilik konusundaki düzenlemelerle sürdürerek, “Emeklilik konusunda düzenleme yapıldığı ve daha iyi şartlar sunulduğu yönünde iddialar var. Çalışandan kesilen Prim Türkiye’de yüzde 36. Bunun yüzde 20’sini devlet ödüyor, yüzde 16’sını da döner sermayeden ödüyorsunuz. Düzenlemeler sonrasında ise yüzde 36’nın tamamını çalışan ödüyor. Dünyada böyle bir sistem yok” ifadeleri ile sürdürdü.
“Tam Gün, sonunu kendi eliyle getirecek”
Prof. Dr. İtil konuşmasında Tam Gün konusundaki düşüncelerine de değindi.
Anayasa Mahkemesi’nin bir şekilde bu uygulamayı engelleyeceğine inandığını; hatta bu engellemenin, darboğazda olan SGK tarafından da istendiğini savunan İtil, “Tam Gün ile birlikte kamuya aktarılacak bir kararın olmadığını düşünüyorum. Sistem bizzat sistem tarafından geriye gidecek. Tam Gün’ün bu açıklarla sürdürülebilirliği mümkün değil” dedi. Prof. Dr. İtil sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü:
“Hekim gruplarının istekleri ve beklentileri netleşmelidir. Türk Tabipleri Birliği’nin Tam Gün anlayışı sorgulanmalı ve çağdaş bir anlayış geliştirilmelidir. Bizler yüksek vasıflı işçileriz. Dünyanın her yerinde yüksek vasıflı çalışanlar, kurumları ile istedikleri gibi sözleşme yapma hakkınsa sahiptir. Tektip hekim anlayışı kesinlikle çağdaş değildir. Bu durum ne halkın ne hekimlerin ne kamu hastanelerinin ne de özel hastanelerin yararınadır. Özel sektör düşmanı değiliz; çünkü hepimiz özel sektörde çalışıyoruz, Muayenehanelerimiz var. Her şey kamusal olsun diyenlerden de değiliz. Biz çağdaş, reel, uygar bir çözüm istiyoruz. Biz siyasi bir grup da değiliz. Bu siyasi bir duruş değildir. Bu hekim haklarını korumak üzere hekimlerin hangi siyasi görüşte olursa olsun birleşmesi gereken bir konudur. Part time hakkımızın da savunucusu olmak zorundayız çünkü onun yerine bize bir şey verilmiyor.”
“Geriye dönme şansım olsa bu branşı yeniden seçmezdim”
8. Ulusal Jinekoloji Ve Obstetrik Kongresi kapsamında gerçekleştirilen Tam Gün oturumunda konuşan bir diğer isim de Uşak Devlet Hastanesi 1 Eylül Kampusu Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Uzman Dr. Beyhan Tevfik oldu. Dr. Tevfik “Bir Uzman Olarak Ben Ne Yapmalıyım” konulu konuşmasında, “Kolay kazanılmayan, yüksek puanlar alarak seçilebilen, dikkat ve efor gerektiren bu branşa, başka branşları çok daha kolay seçme şansımız olmasına rağmen kendi isteğimizle giriyoruz. Ben 15 yıldır bu alanda görev yürütüyorum. Eğer geri dönsek bu branşı tekrar seçer miyim diye kendime sorduğumda cevabım ‘Bu koşullar altında hayır’ oluyor” dedi.
“Madem muayenehaneler kapatılacaktı, yatırım yapmamıza neden izin verildi”
Tam Gün yasasının varlığından 2002 yılından beri kamuoyunun da haberdar olduğuna dikkat çeken Dr. Tevfik, hükümetin bu yolla kendine destek sağlamaya çalıştığını savundu. Tevfik, “Tam Gün konusu gündeme geldiğinde hekimler olarak kamuoyuna muayenehanelerimizde hizmet vermiyormuşuz, ellerimiz hastaların ceplerindeymiş, birtakım şeylerin sağlık için değil tamamen maddi amaçlarla yapıyormuşuz gibi gösterildik. Bunlar basında da yer aldı” ifadelerini kullandı.
Yasanın kazançlarda artış sağlamadığı gibi mevcut yatırımları da baltaladığını belirten Dr. Tevfik, “Bizler muayenehanelerimizi açarken özveride bulunduk. Bugün bir muayenehane açmanın masrafları 80-90 bin dolara kadar çıkabiliyor. Madem bu yasa gelecekti, neden yatırım yapılmamsına izin verildi? Bu hak şimdi neden elimizden alınıyor” diye konuştu.