Medimagazin logo

Başhekimden tartışılacak yazı: Evet deyin MR'ınız çekilsin! (2)

Trabzon Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Algün, MR çekimlerinde yaşanan sıkıntıları dile getirdiği köşe yazısında bir de çözüm önerdi: Keşke sokaktaki vatandaşımız sığ tartışmalar yapmak yerine statükoyu değiştirmek için diyeceği bir 'Evet'in günlük hayatındaki karşılığını kavrayabilse...
Kaynak: AKŞAM
Başhekimden tartışılacak yazı: Evet deyin MR'ınız çekilsin! (2)
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye 12 Eylül'de yapılacak referanduma kilitlenirken, Trabzon'dan ilginç bir haber geldi. Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ekrem Algün, Trabzon'da yayımlanan Günebakış adlı yerel bir gazetede kaleme aldığı köşe yazısında, önce kurumda yaşanan sağlık sorunlarını anlattı. Sonra da çözüm için referandumda verilecek 'Evet' oylarını adres gösterdi. Algün, 9 Ağusto 2010'da yayımlanan 'MR raporları ve statüko' başlıklı yazısında, özetle şu görüşleri dile getirdi:

STATÜKOCU YÜKSEK YARGIYA TAKILIYOR

Hastanemizde en fazla şikayet aldığımız konu MR çekimleriyle ilgili yaşanan gecikmeler. MR raporlarının yazımı 45 güne kadar uzamakta. Problemin ana nedeni hastanemizde olması gerekenin yarısı kadar radyoloji uzmanının bulunması. Sağlık Bakanlığımızın elindeki raydoloji uzman sayısı yetersiz. Bakanlık, 8 yıldır istatistiklerle doktor açığını ortaya koyup, tıp fakültelerinin kotenjanlarını artırmak istediği halde Türk Tabibler Birliği ve YÖK tarafından muhalefetle karşılaştı. Bakanlığımızın ürettiği çözümler ise statükocu yüksek yargıya takılıyor.

 

Hukuk sistemi, küresel gelişmeye uyum sağlayamıyor

Mesela yabancı hekim istihdamı projesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Yine özel kuruluşlardan sağlık hizmeti için yapılan çabalar idari mahkemelerden dönüyor. Poliklinikte bakılan hasta başı 80 kuruş ödeyerek gereksiz MR istemlerini önlemeyi amaçlayan paket sistemi de Danıştay tarafından iptal edildi. Yani küresel gelişmelere uyum sağlamakta zorlanan hukuk sistemi çoğu zaman vatandaşın işini çok daha zorlaştırıyor. Keşke sokaktaki vatandaşımız sığ tartışmalar yapmak yerine statükoyu değiştirmek için diyeceği bir EVET'in günlük hayatındaki karşılığını kavrayabilse.

 

YAZININ TAM METNİ (www.gunebakis.com.tr'den)

 


MR Raporları ve Statüko

Bugünlerde Numune Hastanemizde en fazla şikâyet aldığımız konu MR çekimleriyle ilgili yaşanan gecikmeler. Birkaç gün içinde çekilen MR’ların raporlarının yazımı bazen 45 güne kadar uzamakta. Haklı olarak da vatandaşlarımız olaya tepki göstermekte. Konunun özü hastane yönetimiyle ilgili olmadığı için, direkt olarak başhekimliğin olayı çözmesi zor gözüküyor.


Problemin ana nedeni Numune Hastanemizde hâlihazırda olması gerekenin yarısı kadar radyoloji uzmanı bulunması. İyileşen sağlık hizmetleriyle artan hasta sayısının karşılanması için uzman sayısının artması gerekirken 2004 yılında 7-8 olan radyoloji uzman sayımız bugünlerde 3-4’e inmiş durumda. Radyoloji uzmanlarının diğer hekimlere göre daha çok kanuni izin kullanan bir grup olduğunu düşünürsek bu sayının böylesine büyük bir hastaneye yetmeyeceği aşikâr.
O halde Sağlık Bakanlığımız niye daha fazla radyoloji uzmanını bölgeye göndermiyor? Çünkü Bakanlığın elindeki Radyoloji uzmanı sayısı yetersiz. Peki, niye TUS (Tıpta uzmanlık sınavı) ile daha fazla radyoloji uzmanı yetiştirilmiyor? Çünkü ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetlerinin en önemli elemanı olan pratisyen hekim sayısı da yetersiz. TUS ile açılan her kadro pratisyen hekim havuzundan çekilen birkaç fazla pratisyen hekim demek. Bu da 112 Acil ve sağlık ocakları başta olmak üzere birinci basamak hizmetlerinin sekteye uğramasına neden oluyor.


Sağlık Bakanlığımız sekiz yıldır ülkemizdeki doktor açığını istatistiklerle ortaya koyup, Tıp Fakültelerinin kontenjanlarını arttırmak istediği halde ne yazık ki TTB (Türk Tabipler Birliği) ve YÖK tarafından muhalefetle karşılaştı. Oysa artan ortalama yaşam süresi nedeniyle bizim öngördüğümüz hekim sayısı bile belki bir süre sonra yetersiz hale gelecek.


TTB’nin muhalefeti devam etmekle beraber YÖK yönetiminin değişmesiyle Tıp Fakültelerinin kontenjanları bir derecede arttırıldı. Yine de bu hızla hekim yetiştirilmesi durumunda bile en erken ancak 2023 yılında hekim açığının kapatılması bekleniyor. Bu da bu dönem içinde bu ve benzer sıkıntıların bir derecede devam edeceği anlamına geliyor.


Peki, bu gibi sorunlar diğer ülkelerde nasıl çözülmüş? Mesela A.B.D.’ deki bazı hastanelerde çekilen MR ve BT gibi çeşitli grafiler internet yoluyla kurulan sistemlerle (Teletıp, Teleradyoloji) Hindistan’da okutuluyor.


Bakanlığımızın ürettiği çözümler ise çoğu zaman statükocu yüksek yargıya takılıyor. Mesela ithal doktor olarak bilinen yabancı hekim istihdamı projesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Yine ülke içindeki özel kuruluşlardan sağlık hizmeti için yapılan çabalar da çoğu kez idari mahkemelerden geri dönüyor. Poliklinikte her bakılan hasta başı 80 krş ödeyerek gereksiz MR istemlerini önlemeyi amaçlayan paket sistemi de Danıştay tarafından iptal edildi.


Yani küresel gelişmelere uyum sağlamakta zorlanan hukuk sistemi çoğu zaman vatandaşın işini çok daha zorlaştırıyor. Keşke sokaktaki vatandaşımız sığ tartışmalar yapmak yerine statükoyu değiştirmek için diyeceği bir EVET’in günlük hayatındaki karşılığını kavrayabilse!

 

OKUYUCU YORUMLARI


sayın prof olayı çok güzel özetlemiş
İşte bu yüzden evet demeli ki
yarın asgari ücretle çalışın dediklerinde yada gece gündüz hastanede yatın hastadan en ufak şikayet gelirse seni sürüm sürüm süründürürüm dediklerinde.
tıp fakültesi kontenjanlarını arttırıp zaten yerde sürünen eğitim kalitesini dahada ayaklar altına aldıklarında


Muhterem prof. dr. hocamız sağlık sistemindeki sorunu tamamen tersinden anlamış ve kendisini başhekim yapanlara vefa borcunu ödediğini düşünüyor herhalde.

Bulunduğu resmi konum ne olursa olsun kendisi bir ilim adamı olarak! siyasi mülahazalarla sağlık sistemindeki sorunları yorumlaması ilim adamı ağırlığına!

yakışmaz. MR ların geç okunmasının temel sebebi radyolog sayısındaki eksiklik değil gereksiz yere istenen MR sayısının fazlalığıdır. Türkiye'de 1 yılda çekilen MR sayısı gelişmiş ülkelerin tamamınınkinden fazladır. Dünyada en fazla MR cihazı bizdedir ve her  hastaya istemi halinde MR çekilebilmektedir.

Yurtdışından gelen gurbetçilerimiz birkaç hastane ve hekim gezdikten sonra ve zorlukla MR çektirebildiklerini ifade etmektedirler.  Bizde ise hasta kendisi MR çekilmesini isteyebilmekte ve hekimi icbar etmekte sonunda hekim de sadece bilgisayardan istem yapabilmektedir.

Referandumda evet veya hayır demenin gerekçeleri ise tamamen farklıdır. Bunun MR çekilmesinin kolaylaşması ile de bir ilgisi bulunmamaktadır.

Başhekim olan zat ilgisiz bir konuyu siyasi zemine çekerek zaten ayaklar altında olan hekimlik titrini daha da indirmektedir.

Saygılarımla Dr. M. A.

ekrem algün
trabzon numune hastanesi başhekimi
tartışmalı yazı
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir