Medimagazin logo

Bakanlık: İsteğe bağlı sezaryen yapılmamalı

Hekimin malpraktis korkusu, ağrısız doğumun yaygın uygulanamaması, ebelerin aktif olarak doğumu takibi ve yaptırmasındaki yetersizlikler, isteğe bağlı yapılan sezaryen uygulamaları ve sezaryen endikasyonların genişletilmesi gibi faktörler, sezaryen oranlarını yükseltiyor
Bakanlık: İsteğe bağlı sezaryen yapılmamalı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Hekimin malpraktis korkusu, ağrısız doğumun yaygın uygulanamaması, ebelerin aktif olarak doğumu takibi ve yaptırmasındaki yetersizlikler, isteğe bağlı yapılan sezaryen uygulamaları ve sezaryen endikasyonların genişletilmesi gibi faktörler, sezaryen oranlarını yükseltiyor


Sağlık Bakanlığı, sezaryen oranlarının düşürülmesi ve sadece tıbbi gerekçelerle yapılmasına yönelik, hekimlerin klinik pratiklerinde yol gösterici olması amacıyla bir rehber hazırladı.
Sağlık Bakanlığı, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, Türk Perinatoloji Derneği, Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği ile birlikte doğum ve sezaryene ilişkin bir rehber yayınladı.

Rehberde, sezaryenın vajinal doğumun güvenle tamamlanmasının mümkün olmadığı durumlar veya vajinal doğum ile birlikte maternal ve/veya fetal morbidite ve mortalitede artış riski olması durumunda uygulanması gerektiği belirtildi.

Sezaryen oranı yükseldi
Türkiye’de 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına (TNSA) göre yüzde 21 olan sezaryen oranının, 2008 TNSA ‘da yüzde 37’ye yükseldiği açıklandı. Dünya Sağlık Örgütünün maternal ve perinatal mortalite oranlarını dikkate alarak hedeflediği sezaryen oranı da yüzde 15 kaydedildi. Gelişmiş batı ülkelerinde de sezaryen oranları, 2008 itibariyle, yüzde 17 (Norveç) ile yüzde 37 (İtalya) arasında değişiyor. Bakanlığın bunun nedenlerini ortaya koyacak geniş ölçekli çalışmalar planladığı belirtilerek sezaryen oranının yükselmesinde hekimin malpraktis korkusu, ağrısız doğumun (epidural anestezi ile) yaygın olarak uygulanamaması, ebelerin aktif olarak doğumu takibi ve yaptırmasındaki yetersizlikler ve isteğe bağlı yapılan sezaryen uygulamaları (buna bağlı olarak da mükerrer sezaryenlerin artması) ve sezaryen endikasyonların genişletilmesi gibi faktörlerin rol oynadığı anlatıldı.

İsteğe değil tıbbi nedenlere bağlı
Sezaryenin tıbbi nedenlerle yapılması gerektiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Günümüzde anestezi, kullanılan ilaç ve malzemeler, cerrahi ve postoperatif bakımdaki gelişmeler sezaryenlere bağlı mortalite ve morbiditeleri azaltmış olmakla birlikte halen enfeksiyon, kanama, transfüzyon ihtiyacı, tromboembolik riskler, hastanede daha uzun kalma, iyileşmenin daha geç olması, daha çok ağrı çekilmesi gibi riskler devam etmektedir. Dünyada, isteğe bağlı sezaryen konusunda etik tartışmalar devam etmektedir. Uluslararası Jinekoloji ve Obstetri Federasyonu (FİGO) sezaryeni isteğe bağlı olarak değil, tıbbi nedenlerle yapılması gerektiğini belirtmektedir. Amerikan Jinekoloji ve Obstetri Birliği (ACOG) 2008’de yaptığı açıklamada 39. haftadan önce isteğe bağlı sezaryen yapılmasını kabul etmemektedir. Tıbbi nedenler dışında sezaryenlerin anne ve bebek sağlığına getirdiği ağır yükler göz önüne alındığında, endikasyon dışı sezaryenlerden kaçınılması zorunluluk arz etmektedir.”

Doğumlar izleniyor
Bakanlık, anne sağlığını korumak amacıyla ülke genelinde kamu ve özel sağlık kuruluşlarında doğum eylemi ve sonuçlarının izlenmesi çalışmaları yapıldığını belirterek, “Bu çerçevede sezaryen endikasyonları ve sonuçlarının izlenmesi de önem arz etmektedir. Modern doğum hekimliğince önerilen tıbbi gerekçe ve endikasyonlara uyulması, hasta dosyalarına kayıtların belirli bir formda ve uygulama birliği içinde, detaylı ve doğru olarak yazılması, istatistiklerin düzgün tutulması ve etik kurallara uyulması bu hedefe ulaşmayı sağlayacak en önemli önlemlerdir” dedi.
bakanlık:
i̇steğe
bağlı
sezaryen
yapılmamalı
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir