Abbas Güçlü-MİLLİYET
O kadar çok üniversite açıldı ki, akademisyen sıkıntısı had safhada. YÖK, yeni kurulan üniversitelere öğretim üyesi yetiştirme zorunluluğu getirmediği için devlet üniversitelerinin içi adeta boşaltıldı. Sadece birkaç profesörlü üniversiteler var. Peki, bu vahim durum nereye kadar gidecek? Akılcı bir yol haritası ortaya koyan da maalesef yok.
Bu konuda uzun süredir dile getirilen farklı bir öneri var. Belki kişisel, belki de ihtiyaca yönelik. Paralı askerlik kapsamında değil, asker öğretmenlik gibi değerlendirilebilir. İşte öneri:
Kürsüde askerlik
- Erkek akademisyenlerin yaşamında askerlik büyük dert; önemli bir kısmı doktoralarını bitirdiklerinde 30’lu yaşlarının ortalarına geliyor. Bu yaştan sonra 20 yaşındakilerle birlikte aynı koşullarda askerlik yapmak fiziksel olarak da zorlaşıyor
- Askerlik, akademik çalışmaları önemli ölçüde kesintiye uğratıyor. Zira kışlada çalışmak mümkün değil; dönüşte de intibak problemleri dahil birçok sorun yaşanıyor.
- Akademisyenler, çeşitli nedenlerden dolayı tezlerini bitirmeden askere gitmek zorunda kaldıklarında da, mesleği sürdürmeyi zorlaştıran bir sürecin içine giriyorlar.
- Akademisyenlerin bir kısmı ise yardımcı doçentliğini alma şansını yakalar yakalamaz askere gidiyor. Halbuki bu bilim insanları yeni dersler açarak birikimlerini öğrencilerine aktarabilecek potansiyele sahipler.
- Askerlik “vatana hizmet” olarak düşünüldüğünde, kanımca akademisyenlerin ülkelerine en büyük hizmetleri -tıpkı askerliğini doktor olarak yapan uzmanlar gibi- görevlerini ihtiyaç duyulan birimlerde yapmalarıdır. Böylece kadro problemi yaşayan üniversiteler önemli ölçüde rahatlayacaktır.
Kafaları karıştırdı
Hemen her konuda kamplara ayrılmaya hazırız. Atılan her adımı destekleyenler kadar, karşı çıkanlar da var. Tıpkı MEB’in yayımladığı yeni atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde olduğu gibi. Öğretmenler bir yandan yılan hikâyesine dönen sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirecek yasanın hâlâ TBMM’ye gelmemesini eleştirirken, öte yandan da yeni yönetmeliğe teşekkür ve tepki yağdırıyorlar. İşte bazı satır başları:
- 2010 affına onay veren ve bu konuda üstün çaba sarf eden, emeği geçen tüm bakanlık yetkililerimize ve sendikalarımızın değerli yöneticilerine şükran ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ama öğretmenlerin hepsi böyle düşünmüyor. İşte karşı çıkanlar:
Adaletsizlik getirdi
* Bu yönetmelik eski yönetmeliğe göre birtakım değişiklikler ve yeniliklere imza attıysa da bir takım hassas noktalarda çok büyük ve derin adaletsizlikleri de beraberinde getirdi.
Zorunlu çalışma yükümlülüğünün her ne kadar yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 06.05.2010’dan önce atananlar bakımından muafiyet getirmiş olsa da, ilk defa ya da zorunlu yükümlülüğünü yerine getirmek üzere zorunlu hizmet bölgelerine atananların zorunlu çalışma yükümlülükleri kaldırılmış olmasına rağmen, bulundukları ilde çalışmaları gereken 3 yıllık süreyi doldurmayanların serbest bölgelere yer değiştirme isteğinde bulunabilmelerine imkân tanınmamıştır.
- 2006 şubat atamasıyım. Geçen 29 Mayıs 2009’da 2 kere çekilen şaibeli bir kurayla zorunlu kapsamında memleketimden 21 saat öteye atıldım. Üstüne üstlük hemen ardından bizimle bir göreve başlayıp bizden daha yüksek puanlılardan bile yerinde kalanlar, ataması 2010’a bırakılanlar olduğunu öğrendim. Hemen ardından da muafiyet haberleri gündeme geldi. 1 yıldır yeni yönetmeliği sabırla bekledim. Çıkan yeni yönetmelikte ilinde 3 yılı doldurma şartı konularak buraya mahkûm edildiğimi öğrendim, hem de ataması bu yıla bırakılanlar yerlerinden muaf edilmişken!
‘Değişiklik istiyoruz’
Yönetmelikte sıkıntı oluşturacak olan ve acil olarak çözülmesi gereken konu konular:
1. Şu an zorunlu hizmette olup aftan faydalanacaklara tayin hakkının açıkça verildiğini belirtecek geçici bir madde.
2. Özür durumu yer değiştirmelerde il emri uygulamasının olmaması.
3. İl içi tayinlerde sıraların çalıştırılacağına dair bir hüküm bulunmaması.
Özetin özeti: Başta çocuklarından ayrı öğretmen anneler olmak üzere tüm annelerin, Anneler Günü’nü canı gönülden kutluyoruz.
2010–TUS İlkbahar Dönemi: Düzeltme
(04.05.2010)
17-18 Nisan 2010 tarihinde uygulanan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavının,
a) Klinik Tıp Bilimleri Testi (KTBT) A kitapçığında yer alan 78. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 93. sorunun doğru cevabının C olarak bildirilmesine rağmen doğru cevabının E olduğu,
b) Temel Tıp Bilimleri Testi-1 (TTBT-1) A kitapçığında yer alan 31. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 51. sorunun doğru cevabının E olarak bildirilmesine rağmen doğru cevabının A olduğu,
c) Temel Tıp Bilimleri Testi-1 (TTBT-1) A kitapçığında yer alan 54. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 34. sorunun doğru cevabının C olarak bildirilmesine rağmen doğru cevabının seçenekler arasında bulunmadığı,
anlaşılmıştır.
Bu nedenle, (a) daki sorunun doğru cevabının E olarak, (b) deki sorunun doğru cevabının A olarak düzeltilerek, (c) deki sorunun ise tüm adaylar tarafından doğru cevaplandığı kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır.
Kamuoyuna duyurulur.
ÖSYM BAŞKANLIĞI
Merhaba,
2010 TUS nisan dönemine girmiş bir pratisyen hekimim. Herkesin aylarca uykusuz çalışarak girdiği bu sınavda beklediğim puanı alamadım ve doğal olarak kendimi suçladım ama internet üzerinden diğer hekim arkadaşlarımla yaptığımız görüşmelerde sınav değerlendirilmesinde bir dengesizliğin farkına vardık. A kitapçığından giren arkadaşlar beklediği puanları alırken, benim gibi B kitapçığından girmiş arkadaşlara gelen puanlar hesaplanandan 1-2,5 puan daha düşük idi. Vardığımız son ortak düşünce ÖSYM'nin B kitapçığını değerlendirirken birkaç sorunun yanlış işlendiği bir cevap anahtarından değerlendirme yapmış olabileceği yönünde. Biz bu konuda gerekli yerlere itirazımızı yaptık, ÖSYM'ye itiraz ve yeniden değerlendirme isteği dilekçelerimizi gönderdik ancak ne kadar çok kişi bize destek olursa, haksızlığın düzeltilmesi o kadar kolay olur kanaatindeyim. Sitenizde bu duruma yer verirseniz mağdur olmuş 5000 kadar hekimin yüreğine bir nebze de olsa su serpilecektir. İlginiz için şimdiden teşekkürler.
Dr. Şebnem KUTER
Sayın Medimagazin ekibi,Türkiye'deki binlerce hekimden biriyim.ÖSYM nin 18 Nisan 2010'da gercekleştirdiği 2010 Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı(TUS) sonuçları 4 Mayıs 2010'da acıklandı.Fakat, ilginçtir ki sınava B kitapçığından giren doktor arkadaşların hepsi bekledikleri puanlardan en az 2-3 puan düşük aldılar.A kitapçığından sınava giren arkadaşlar ise netlerinin karşılığı olan ve dersanelerin tahmini olarak hesapladığı puanları aldılar.Bu durumda haklı olarak B grubundan sınava girmiş adayların cevap anahtarında bir hata olabileceği şüphesi doğdu.ÖSYM'ye gerekli itirazımızı yaptık,fakat olayın geçiştirilmesinden ve örtbas edilmesinden korkuyoruz.Çünkü bu sınava binlerce doktor gecelerini gündüzüne katarak çalışıyor,istediği dalda eğitim almak için bir yandan kötü koşullarda,teçhizatsız,personelsiz pratisyen hekimliğini yapmaya çalışıyor,kalan vaktinde sınava hazırlanıyor.Bu ÖSYM nin tek hatası değil.Güvenilmezler,çünkü sınavda kendi sordukları 3 soru birebir hatalıydı,itiraz ettik düzeltmek zorunda kaldılar,sitelerinde 'Düzeltme' başlığı altında duyurmak zorunda kaldılar.Her dönem mutlaka ve mutlaka çelişkili,yanlış,özensiz sınav hazırlamakta ve ortalama 3-4 soru iptal etmek zorunda kalmaktalar.Sayın Medimagazin ekibi,biz doktorlar olarak bu sınava emeğimizi vererek hazırlanıyoruz,maddi ve manevi sarsılıyoruz,ortalama 25 yaşındayız ve ailelerimizin desteğiyle sınava hazırlanıyoruz,onların bir hatası bizim 6 ayımız ve verilmiş emeklerimizin boşa gitmesi demek.Size bu maili atmamın sebebi yapılan haksızlığın kimse duymadan kapatılmasını,geçiştirilmesini engellemeye calışmak.Binlerce doktor mağdur durumda.Herkesin bunu öğrenmesi için elimizden geleni yapacağız.İstediğimiz çok fazla birşey değil,sınavın sonuçlarının doğru bir şekilde tekrar değerlendirilmesi ve hatasız olarak acıklanması.Destekleriniz için şimdiden tesekkür ederim.
merhaba ben 2010 nısan tus sınavına gıren bı hekımım sınav sonrası netımı hesapladıgımda 129 netım vardı bu nete tekabul eden puan nısan 2010 puanlamasına gore 61.6 olması gerekırken 59.6 geldı,yanlıs mı hesapladım acaba dıe dusundum fakat sınavın son dakıkasına kdr sınavdaydım en az uc kere yaptıklarımı ısaretledıklerımı kontrol ettım hemde ceavp kagıdıyla ayrıca aynı netı yapan arkadasım a kıtapcıgındaa 62 aldı yanı nerdeyse beklenen hatta bıraz ustu..daha sonra farkettıkkı ulasabıldıgımız butun b kıtapcıgı arkadaslarda bu durum mevcut.. akıtapcıgından boyle bı durum yok.. dılekcelerımızı yazdık yanlız basının da destegının yanımızda olmasının buyuk bır sey oldugunun farkındayız.. desteklerınızı beklıyoruz .. cok tesekkurler..cok fazla emek ve zman harcadıgımız bır sınavda bızım ıcın cok onmlı olan bır mevzuda en azından maıllerımızı dıkkate almanızı umut edıyoruz ..