Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sağlık Yöneticileri Bilgilendirme Toplantısı'nda Üniversite, eğitim-araştırma ve büyük devlet hastanelerinin başhekimleriyle hastane müdürlerine hitap etti. Bakan Akdağ, buradaki konuşmasında tam gün konusunda yaşanan tartışmalara değindi.
Akdağ, "Ben özel hastane sahipleri ile görüştüğüm zaman onlara soruyorum, 'Siz hastanenizde çalışan bir hekimin bir başka hastaneye, sizin hastanızı götürmesine, bir başka hastanede hastanızı ameliyat etmesine müsaade ediyor musunuz?' Böyle şey olur mu efendim, diyorlar. Arkadaşlar biraz amiyane kaçacak ama bağışlayın beni, bu devleti yönetenler ya da devlet hastanelerinin ekonomik anlayışı bir enayi anlayışı mıdır? Benim işletmem nasıl ayakta kalacak?" diye sordu.
Bu konuda muhalefetin tavrını anlamakta zorluk çektiğini vurgulayan Akdağ, "Tabip örgütlerinin bu işi sürdürmek için mahkeme kapılarında nöbet beklemeleri anlaşılır değil." dedi. Öğretim üyeleri, doktor ve diğer sağlık çalışanlarına daha fazla kazanma imkanı sağlamak için gayret ettiklerini belirten Akdağ, "Elbette biz onların özlük haklarını iyileştirmek, çalışma şartlarını mükemmelleştirmek için gayret sarf ediyoruz." diye konuştu.
"HOCA VE TİCARET İLİŞKİSİNİN OLMADIĞI ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE MALİ SIKINTI YOK" Bazı Üniversite hastanelerinin girdiği Mali sıkıntıya dikkat çeken Akdağ, "Neden Kayseri, Gaziantep, Malatya, Kocaeli sıkıntıya girmiyor? Gidin, bakın bu fakültelerde hoca ve ticaret ilişkisi ya yoktur ya da işletmeye tesir etmeyecek kadar küçüktür." dedi. Akdağ, bunu görmemek için işletmecilik anlayışının sıfırın da altında olması gerektiğini vurguladı. Tam gün meselesine bazı üniversitelerin sahip çıkarken, bazılarının rektörleri dahil inanılmaz bir direnç gösterdiğini ifade eden Akdağ, "Rant sisteminin, Üniversite içine girmiş ticaret sisteminin devam etmesi lazım. Mantıkları bu. Bu, üniversitelerdeki eğitimi de katleden bir şeydir." şeklinde konuştu.
Kendisinin de uzun yıllarda üniversitede çalıştığını anımsatan Akdağ, "Rantiye ve ticaretin devam etmesini isteyenlerle istemeyenler arasında küçük bir mücadele. Küçük diyorum, çünkü bu iş bize göre bitmiştir." ifadesini kullandı. Sağlık Bakanlığı'ndaki 30 bin uzmanın artık muayenehane sıkıntısı olmadığını söyleyen Akdağ, üniversitelerde 10 bin klinisyen bulunduğunu, bunlardan 630'unun dışarı ile ilişkisi bulunduğunu kaydetti. "630 kişinin çıkardığı gürültüye, şamataya bakar mısınız." diyen Akdağ, basın ve meslek örgütleri dahil herkesin bununla meşgul olduğunu dile getirdi. Akdağ, "Bu 630'un tamamının o tarafı tercih edecek diye bir şey de yok üstelik, bunun da altını çizerim." dedi.
"YÖK'E YAZI YAZDIK"
Akdağ şöyle devam etti: "Nedir bu gürültü, patırtı. Hastanelerde ameliyatlar durdu, duracak, deniyor. Hadi canım sen de. Çok açık söylüyorum. Bu istismara fırsat vermeyeceğim. Çok kararlıyım. 'Falanca üniversitede 5 hoca birden gitti, bittik öldük.' YÖK yönetimine acil ve günlü olarak yazı yazdık: Nerede eksiğinizi varsa bize söyleyin. ya orada o işi yapacak insanı göndereceğiz ya da hastayı alıp tedavi olması gereken yere tedavi ettireceğiz."
"BÜTÜN HEKİMLERE CANIM KURBAN, ALLAH HEPSİNDEN RAZI OLSUN"
Akdağ, basın mensuplarına hitaben, "Basın mensuplarından istirham ediyorum. Bakan yine doktorlara sert çıktı, diye manşet atmayın. Bakan'ın doktorlara sert çıktığı yok. Bakanın gönlü doktorlara inanılmaz yumuşak. Ben doktorların kıymetini bu ülkede en iyi bilenlerden biriyim. Bütün hekimlere canım kurban. Allah hepsinden razı olsun. Hekimler bakanın başının tacıdır. Bunun bilinmesini istiyorum." diye konuştu.
"SAĞLIKTA ŞİDDETE SIFIR TOLERANS, İNŞALLAH ÜLKEDE ŞİDDETE SIFIR TOLERANSA DÖNER"
Akdağ, sağlık personeline şiddete yönelik de değerlendirmelerde bulundu. Bu konunun üzerine kararlılıkla gitmeye devam edeceklerini kaydeden Akdağ, "Tedbirlerimizi arttıracağız, farkındalığı artırmak için gayret edeceğiz." dedi. Hasta ve yakınları, sağlık çalışanları ile medya mensuplarına yönelik eğitimler yapılacağını söyleyen Akdağ, 'Şiddete Sıfır Tolerans' isimli bir kampanya başlatacaklarını aktardı. Akdağ, "Kendi sağlık kuruluşlarımızda başlattığımız hareket, ülkede şiddete sıfır toleransa inşallah döner. Buna hepimizin ihtiyacı var." şeklinde konuştu.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE YÖNETİCİLERİNİN DE 184'Ü OLACAK Bakan Akdağ, toplantıda, sağlık çalışanlarının 184'ü denilebilecek bir hat oluşturulması talimatını da verdi. Akdağ, "Sağlık çalışanı da hiyerarşiyi atlayarak bir ihtiyacını ya da kendisine yapılan bir haksızlığı bize kolay iletebilsin, telefonla ve elektronik posta ile." dedi. Yöneticilerin de 184'ü denebilecek bir hattın da olması gerektiğini söyleyen Akdağ, "Yöneticiler her zaman ulaşmak istedikleri kişilere ulaşamıyorlar, ulaşsınlar. Hiyerarşinin atlanmasına müsaade edelim. Klasik anlayışlar hiyerarşiyi atlayana ceza verir, biz bu klasik hiyerarşinin dışına çıkıyoruz." şeklinde konuştu.
"SSK HASTANELERİNİN DEVRİNDE GÖSTERİLEN DİRENÇ, BUGÜN ÜNİVERSİTELERLE ORTAK ÇALIŞMA NOKTASINDA GÖSTERİLİYOR"
Sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde önemli adımlar atıldığını hatırlatan Akdağ, "Devlet hastanelerinde memnuniyet, özel hastanelerden fazla. Belki biraz para verdiği için vatandaş memnun olmuyor orada. İşimiz eskiye göre daha zor. Çıta çok yükseldi, artık kimse bu çıtanın altına bakmıyor." dedi.
Sağlık Bakanlığı ile Üniversite hastanelerinin ortak çalışması konusuna da değinen Akdağ, "SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrinde gösterilen direnç, bugün üniversitelerle ortak çalışma noktasında gösteriliyor." diye konuştu.