Doktorlar, 81 yaşındaki babaanneme kanser teşhisi koydu. Bu yaştaki bir insana bu kadar ağır bir haberi vermelerini anlamsız buluyorum. En azından, söylemeden önce babaannemin bakımını üstlenen akrabalarından izin almaları gerekmez miydi? (İsimsiz *)
İnsan hakları bir yaşa kadar geçerli, bir yaştan sonra hakka hukuka gerek yok mu, diyorsunuz yani? 51 yaşındaki bir hastayla 81 yaşındaki hasta aynı haklara sahip olmayabilir mi? İnsan hakkı dediğiniz şey, yaşa, renge, ırka, cinsiyete göre değişebilir mi?
Yoksa hak hak mıdır? Türkiye'de de, Afrika'da da? 51'inde de, 81'inde de?
Her insanın kendisine uygulanacak tedaviyi, yan etkilerini, risklerini bilme hakkı var. Bu bir hak. Tıpkı düşünce özgürlüğü gibi.
Daha da ileri gideyim, babaannenizin kendisine uygulanacak tedaviyi reddetme hakkı bile var. Evet, bu da bir hak. ("Aydınlatılmış onam" diyor buna hekimler.)
Eskidenmiş hastaların hekimlere "Tanrı" gibi baktığı dönemler. 21. Yüzyıldayız. Tıp etiği çok değişti. Bakın, Dünya Hekimler Birliği tarafından yayınlanan Tıp Etiği kitabı ne diyor:
Tıp etiğinin bazı boyutlarının zaman içinde değiştiğine kuşku yoktur. Son zamanlara dek hekimler, hastalarını nasıl tedavi edeceklerini belirleme hakkına ve görevine sahiptiler; hastanın aydınlatılmış onamını alma zorunluluğu yoktu. Buna karşın Dünya Hekimler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi'nin 1995 uyarlaması şu ifadeyle başlamaktadır: "Hekimlerin meslektaşlarıyla, hastalarıyla ve toplumun bütünü ile ilişkileri son zamanlarda anlamlı derecede değişikliğe uğramıştır… Artık birçok birey sağlık hizmetine birincil olarak kendilerinin karar vereceğini düşünmekte ve hekimlerin rolünü danışmanlık olarak görmektedir. Bu anlayış evrensel olmamakla birlikte yayılmakta ve hekime öncekinden farklı ahlaki yükümlülükler getiren hasta-hekim ilişkisinin evriminin bir belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır."
Biraz karışık bir pasaj. Aynı kaynaktan daha basit bir bölüm okuyalım mı:
Hekim hastayı kararının sonuçları hakkında bilgilendirecektir. Yeterli ve yetişkin bir hasta herhangi bir tanı veya tedavi işlemine onam verme ya da reddetme hakkına sahiptir. Hasta karar verebilmek için gerekli bilgiyi edinme hakkına sahiptir. Hasta herhangi bir test ya da işlemin amacını, olası sonuçlarını ve onam vermemesi durumunda neler olabileceğini açık biçimde anlamalıdır.
Dünya Hekimler Birliği böyle diyor ama Türk Tabipleri Birliği farklı düşünüyor olabilir mi? Bakalım, Türk Tabipleri Birliği'nin bu yıl kitaplaştırdığı "Aydınlatılmış Onam Bildirgesi" ne diyor:
Aydınlatılmış onam; karar verme yeterliğine sahip bir bireyin, kendisine uygulanacak tanı, tedavi yöntemleri ve diğer uygulamalar konusundaki tüm
seçenekleri, bu yöntemlerin olası olumlu ya da olumsuz sonuçlarına ilişkin
bilgileri aldıktan ve anladıktan sonra, yapılacak işlemlere izin verme, kabul etme sürecidir. Bu uygulamanın temel amacı, bireyin kendisi hakkında karar verme hakkını korumak ve her tür tıbbi uygulama sürecinde sorumluluğu paylaşmaktır.
Ve bu da Türk Tabipleri Birliği'nin Hekimlik Meslek Etiği Kuralları'nın 21'inci maddesi:
Hekim hastasının sağlığı ile ilgili kararlar alırken; bilgilenme hakkı, aydınlatılmış onam hakkı, tedaviyi kabul ya da red hakkı vb. hasta haklarına saygı göstermek zorundadır.
Bir hastaya, tedaviyle ilgili bilgi vermenin tek istisnası, olsa olsa, intihar etme olasılığıdır. Yine Dünya Hekimler Birliği'nin Tıp Etiği kitabından okuyalım:
… terminal bir hastalığı olduğunu öğrenecek hastanın özkıyım girişiminde bulunacağı öngörülüyorsa, hekim hastayı bilgilendirmeyebilir. Bu ayrıcalık kötüye kullanıma çok açıktır ve sadece çok ender durumlarda kullanılmalıdır.
Başka söze gerek var mı?..
(*) Okurumuz isminin açıklanmasını istemiyor.