Medimagazin logo

10. Ulusal Romatoloji Kongresi Belekte devam diyor

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül, ''İstanbul'da yapmış olduğumuz bir taramada her 250 kişiden birinin Behçet hastası olduğunu belirledik'' dedi
10. Ulusal Romatoloji Kongresi Belekte devam diyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

BELEK (A.A) - İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül, ''İstanbul'da yapmış olduğumuz bir taramada her 250 kişiden birinin Behçet hastası olduğunu belirledik'' dedi.

Romatoloji Araştırma ve Eğitim Derneği (RAED) tarafından, Antalya'nın Belek beldesinde düzenlenen ''10'uncu Ulusal Romatoloji Kongresi''nin başlaması dolayısıyla, Dernek Başkanı Prof. Dr. Orhan Aral ile dernek yöneticileri düzenledikleri basın toplantısında, romatizmal hastalıkların günümüzdeki tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

RAED Yönetim Kurulu üyesi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat İnanç, uzun süre devam eden ve eklemleri tahrip ederek, hastanın hareket etmesini engelleyen bir hastalık olan ''romatoit artritin'', son zamanlarda yapılan çalışmalar sonucunda, uzun dönemde kalp damar hastalıkları gibi başka hastalıklara da yol açabildiğinin belirlendiğini bildirdi.

Günümüzde hekimlerin artık daha bilgili olduğunu ifade eden İnanç, ''Hastalığın erken teşhisi çok önemli. Bunun için deneyimli hekime gerek var. İşte bu hekim grubu da romatologlar. Elimizde yeni tanı testleri de var. Bir takım kan tetkikleriyle romatoit artritin kimde daha kötü gidebileceğini önceden biliyoruz'' dedi.

Son 10 senede bu hastalığın tedavisinde önemli gelişmeler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İnanç, şöyle devam etti:
''Kimyasal ilaçların dışında, biyolojik ilaç denilen, özel biyolojik tekniklerle üretilen protein yapısında ilaçlar var. Bu ilaçlar yıllardır Türkiye'de de ruhsatlı olarak kullanılıyor. Kötüye gitme ihtimali olan hastalarda erken kullanıldığı zaman sakatlıkları, başka hastalıklara yol açmasını ve uzun vadede sağlığı çok bozan problemleri engelleyebiliyoruz.''

Romatizmal hastalıklar arasında damarları etkileyen ama ihmal edilen hastalıklar olduğunu aktaran Prof. Dr. Murat İnanç,''Bunlar az sayıda hastada görüldüğü için ihmal edilen hastalıklar. Oysa bu hastalıklar uzun vadede iç organlarda iltihap yapabiliyor. Bu konuda da gerek teşhis gerek tedavide yenilikler var. Bu kongrede konuşulan önemli konulardan biri bu'' diye konuştu.

-YANLIŞ TANI RİSKİ-

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül de ise Behçet ve ailevi Akdeniz Ateşi hastalıklarının dünyadaki diğer ülkelere göre Türkiye'de daha sık görüldüğünü söyledi.

Gül, bir tür damar iltihabı olan Behçet hastalığının, gözlerde görme kaybına kadar varan iltihap yapabildiğine dikkati çekti. Türkiye'de Behçet hastalığının görülme sıklığının binde 4 civarında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gül, ''İstanbul'da yapmış olduğumuz bir taramada her 250 kişiden birinin Behçet hastası olduğunu belirledik'' şeklinde konuştu.

Ailevi Akdeniz Ateşi mutasyonunun taşınma oranının ise yüzde 10 ile 20 arasında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Gül, şu bilgileri verdi:

''Bu çok yüksek bir oran. Karadeniz ve Orta Anadolu'nun kuzeyinde bu oran daha da yükseliyor. Tekrarlayan ateşli iltihap ataklarına neden oluyor. Karın ve göğüs ağrısı, eklem şişlikleriyle seyrediyor. Maalesef bu hastalıklar iyi bilinmediği için hastalar sıklıkla yanlış tanılarla yanlış tedaviler alabiliyor, apandisit tanısıyla ameliyat edilebiliyorlar. Oysa çiğdem çiçeğinden elde edilen bir ilaçla tüm bu belirtileri baskılamak ve böbrek yetersizliğini tetikleyen bir hastalığı engellemek mümkün.''
RAED Başkanı Prof. Dr. Orhan Aral da toplantıda, kongre hakkında bilgi verdi.
''10'uncu Ulusal Romatoloji Kongresi'', 3 Kasımda sona erecek.


**********************

ROMATİZMAL HASTALIKLARI OLANLARA DOMUZ GRİBİ AŞI ÖNERİSİ

BELEK (A.A) - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, romatizmal hastalıkları olan ve tedavi için bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanan hastaların domuz gribi aşısı olmalarını önerdi.

Prof. Dr. Ertenli, Romatoloji Araştırma ve Eğitim Derneği (RAED) tarafından Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen 10'uncu Ulusal Romatoloji Kongresi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, koruyucu hekimlik açısından çok önemli olan aşının erişkinlerde çok ihmal edildiğini söyledi.

''Aşı, büyüklerde çok ihmal ediliyor. Oysa aşı pek çok hastalıktan korunmamızda işe yarar ve hastalık ortaya çıkmadan yapıldığı için maliyetleri de çok düşürür, hastanın hayatını da kurtarır'' diyen Ertenli, şu bilgileri verdi:

''İltihaplı romatizma hastalarının tedavisinde bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılıyor. O zaman da hastaların enfeksiyona yatkınlığı artıyor. Bu hastalar daha sık enfeksiyon geçiriyor. Bu ağır hastaların, kalp ve akciğer hastalığı gibi iç organ tutulmaları da var. Dolayısıyla komplikasyonların görülme sıklığı da daha fazladır. Bu nedenle bu hastalarımızı enfeksiyon hastalıklarından korumak isteriz. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan hastalarımıza H1N1 (Domuz Gribi) aşısı yaptırmalarını öneriyoruz''
H1N1'in seyir açısından klasik mevsimsel gripten çok fazla farkı olmadığını vurgulayan Ertenli, sözlerine şöyle devam etti:

''Ölümcüllük oranı da farklı değil. Yaklaşık binde 1'lik ölümcüllük oranı var ama çok hızlı yayılma potansiyeli var. Sağlık Bakanlığı'nın öngörülerine göre Türkiye'de 5 milyon kişinin enfeksiyona yakalanma riski var. Bu kadar büyük bir salgını tabii ki aşılama ile kırmak lazım. Bu konuda tartışma olmaması lazım. Bağışıklık sistemi baskılanan ağır hastalara kesinlikle aşıyı önereceğiz. Hastalarımıza bu hastalığı bulaştırma riski taşıdığımızdan dolayı onları koruyabilmek için sağlık çalışanları olarak bu aşıları yaptıracağız. Aşının güvenirliğini tartışacak bir şey yok. Mevsimsel grip aşısı neyse bu da o.''

Bağışıklık sistemi baskılanan hastalara canlı aşıların yapılmamasını önerdiklerine da dikkati çeken Ertenli, canlı aşıların bu hastalarda enfeksiyonun daha ağır seyretmesine yol açabileceğini ama Türkiye'ye getirilen domuz gribi aşılarının cansız aşı olması nedeniyle böyle bir risk olmadığını vurguladı.

Prof. Dr. Ertenli, İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği olarak yaptıkları bir çalışmada, ''Haydi Büyükler Aşıya'' kampanyası başlattıklarını hatırlattı. Ertenli, ''Erişkin yaş grubunda pnömokok (akciğer enfeksiyonu), mevsimsel grip aşısı, difteri ve tetanos aşılarının takvimlerine uygun şemalarda yapılmasını öneriyoruz. Hele risk altındaki hastalar için mutlaka yapılmalı'' dedi.

10.
ulusal
romatoloji
kongresi
belek&#8217
te
devam
diyor
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir