İSTANBUL- Eylül, 7 yaşında. Konuşamıyor, yürüyemiyor, ellerini kullanamıyor ve yemek yiyemiyor. 24 saat boyunca bakıma muhtaç. Nedeniyse anne Nil Kaplan’ın 2005’te doğum sancıları üzerine gittiği Muğla Devlet Hastanesi’ndeki ihmal. Doğuma 4.5 saat geç alınınca annesinin karnında oksijensiz kalan minik Eylül, yüzde 96 engelli olarak dünyaya geldi. Aile, Sağlık Bakanlığı’na 250 bin TL’lik tazminat davası açtı. Üç yıl sonra raporunu mahkemeye gönderen Adli Tıp Kurumu da, doğumun tıp kurallarına uygun gerçekleşmediğine kanaat getirdi. Bilirkişi ailenin toplam maddi zararını 653 bin TL olarak hesapladı.
Normal bir hamilelik
Nil Kaplan, doğum sancılarının artmasıyla 4 Eylül 2005’te Muğla Devlet Hastanesi Kadın Doğum Bölümü’ne kaldırıldı. Sancılarının yoğunlaştığı ve bekleme esnasında ateşinin yükseldiği doktorlara söylenmesine rağmen doğuma alınmadı. Bir müddet sonra sancılara dayanamayarak bayılan Kaplan’a elektroşok uygulandı. Kaplan, hastaneye getirilişinden tam 4.5 saat sonra doğuma alındı. Sezaryenle doğduğunda mosmor olan bebek hemen küvöze konuldu.
Uzun bekleme sürecinde annesinin karnında oksijensiz kalan Eylül, dünyaya geldiğinde yüzde 96 engelliydi. Oysa hamilelik sürecindeki kontrollerde her şey normal görünüyordu. Eylül 23 gün boyunca küvözde kaldı. Beyin hücreleri kalıcı hasar gören Eylül, 3 yaşına kadar burundan verilen boru vasıtasıyla beslenebildi. Hiç yürüyemedi, konuşamadı. Başını dik tutmakta dahi çok zorlanan Eylül, şu an 7 yaşında. Hâlâ sıvı besinlerle besleniyor ve sürekli ağlıyor. Bedeninde sürekli ve belirsiz aralıklarla kasılma olduğu için kalçaları çıkmış durumda.
Rapor üç yılda açıklandı
Çocuklarının sağlığına kavuşması için gezmedik doktor bırakmayan aile, doğum esnasındaki doktor ihmalini de yargıya taşıdı. Doğumun tıbbi esaslara uygun şekilde gerçekleştirilmediğini iddia eden aile Sağlık Bakanlığı’na 250 bin TL’lik maddi ve manevi tazminat davası açtı. Sağlık Bakanlığı, iddiaları reddetti. Üç yıl sonra davanın görüldüğü Muğla İdari Mahkemesi’ne gönderilen Adli Tıp Kurumu raporu ise hastanenin ihmalini gözler önüne serdi. Raporda, “Doğum eylemi takibinin eksik yapıldığı cihetle idarenin eyleminin tıp kurallarına uygun olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur” denildi.
Mahkemenin tayin ettiği bilirkişi raporunda ise fonksiyon kaybı nedeniyle 169 bin, bakıcı gideri nedeniyle 484 bin olmak üzere ailenin maddi zararı 653 bin TL olarak belirlendi.
Baba Berkan Kaplan, yaşadıkları sıkıntıları Radikal’e şöyle anlattı:
“Eylül doğumundan ilk altı aya kadar iyileşme gösterdi. Fakat daha sonra durumu kötüleşti. Gitmediğimiz doktor kalmadı. İşimizi de sürdüremez hale geldik. Çocuğumu dışarı dahi çıkaramıyorum. İnsanlar daha önce hiç engelli birini görmemiş gibi bakıyorlar.”
‘AİHM’ye gidebiliriz’
Ailenin avukatı Nihat Kaplan ise devam eden dava süreciyle ilgili “Özellikle Adli Tıp raporunun uzun süre beklenmesi davada kısa sürede karar verilmesini engelledi. Hesap raporuyla belirlenen gerçek zararın tazmin edilmesi yasal olarak mümkün değil. Gerçek zararımızın tazmin edilmeme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde haklarımızı arama düşüncesindeyiz” diye konuştu.
Adli Tıp: Tıp kurallarına uyulmamış
Adli Tıp raporunda, anne Nil Kaplan’ın saat 10.00’da geldiği hastanede saat 14.50’de acilen sezaryene alındığı belirtilerek şöyle denildi: “Doğan bebekte solunum olmadığı, mevcut tıbbi belgelere göre bebeğin ağır mekonyum aspirasyonlu (bebeğin anne karnında kakasını yutması) olarak doğduğu, bunun da doğum öncesi asfikside (oksijensiz) kaldığını gösterdiği, genelde doğumda bir gebenin en az 15-20 dakikada bir ÇKS (çocuk kalp sesi) yarım saatte bir NST tetkikinin gerektiği, bunun yapılmamasının eksik olduğu, NST ve ÇKS kayıtları olmadığından bebekte asfiksinin ne zaman geliştiği hakkında fikir belirtilemeyeceği, doğum takibinin eksik yapıldığı cihetle idarenin eyleminin tıp kurallarına uygun olmadığı oybirliği ile mütalaa olunur.”