MEDİMAGAZİN - Salk Enstitüsü ve UC San Diego arasında yürütülen ortak bir araştırma, yüksek yağlı diyetlerin bağırsak bakterileri ve safra asitleri üzerindeki etkilerini ve bunun sonucunda farelerde kolorektal kanser riskini artırdığını ortaya koydu. Cell Reports'ta 22 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanan bulgular, diyet, bağırsak mikrobiyomu ve kanser riski arasındaki önemli ilişkiyi vurguluyor.
Salk Gen İfade Laboratuvarı direktörü ve çalışmanın eş kıdemli yazarı Profesör Ronald Evans şöyle açıklıyor:
"Bağırsaklardaki mikrop dengesi beslenme ile şekilleniyor ve bağırsak mikrobiyal popülasyonundaki (bağırsak mikrobiyomu) değişikliklerin kansere yol açan sorunları nasıl yaratabileceğini keşfediyoruz. Bu da kanser riskini azaltacak müdahalelere giden yolu açıyor."
Safra asitleri ve bağırsak mikrobiyomunun rolü
2019 yılında Evans ve meslektaşları, yüksek yağlı diyetlerin farelerde genel safra asidi seviyelerini nasıl artırdığını ve bağırsaktaki önemli bir proteini-Farnesoid X reseptörünü (FXR) etkileyerek kanser yaygınlığını nasıl teşvik ettiğini gösterdi. Son çalışma, yüksek yağlı diyetler nedeniyle bağırsak mikrobiyomu ve safra asitlerindeki değişiklikleri daha da araştırıyor.
Yüksek yağlı diyet alan farelerde daha fazla safra asidi görülmüş ancak çeşitlilik daha az olmuştu. Ayrıca, bu farelerin mikrobiyomlarında, modifiye safra asitleri üretebilen Ileibacterium valens ve Ruminococcus gnavus gibi bakterilerin varlığı da dahil olmak üzere farklılıklar vardı. Şaşırtıcı bir şekilde, yüksek yağlı diyetin mikrobiyom ve safra asitleri üzerindeki etkisi, kansere yatkınlığı artırdığı bilinen genetik bir mutasyondan daha büyüktü.
Evans laboratuvarında eski bir doktora sonrası araştırmacı olan ilk yazar Ting Fu, "Yüksek yağlı diyetin bağırsak mikrobiyomunu nasıl etkilediğini ve safra asitleri havuzunu yeniden şekillendirerek bağırsağı iltihaplı, hastalıkla ilişkili bir duruma nasıl ittiğini belirledik" diyor.
Gelecekteki çıkarımlar ve araştırma
Yüksek yağlı diyetlerin neden olduğu spesifik değişiklikleri anlamak, araştırmacıların kanserle ilişkili etkileri tersine çevirmenin ve önlemenin yollarını keşfetmelerini sağlar. Ekip, FXR proteinini hedef alarak ve yüksek yağlı bir diyet tükettikten sonra mikrobiyomun ne kadar hızlı değiştiğini araştırarak, bu tür diyetlerin olumsuz etkilerine karşı koymak için yeni yaklaşımlar ortaya çıkarmayı umuyor.
Evans, "Yüksek yağlı diyetlerin neden sizin için iyi olmadığını çözdük ve yüksek yağlı diyetlerle alevlenen belirli mikrop türlerini belirledik" diyerek yeni önleyici ve tedavi edici stratejiler için potansiyeli vurguluyor.
Çalışmanın ortaya koyduğu bulgular, diyet ve kanser riski arasındaki bağlantıyı anlamaya yönelik önemli bir adımı işaret etmekte, araştırma ve potansiyel müdahaleler için umut verici yollar sunuyor. Bağırsak mikrobiyomunun ve bunun diyet kaynaklı sağlık sorunlarıyla ilişkisinin giderek daha iyi anlaşılması, diyet seçimlerinin önemini ve bunların bireysel sağlık ve esenlik üzerindeki geniş kapsamlı etkilerini vurguluyor.
