Sağlık Bakanlığı, yenidoğan yoğun bakım ünitelerini denetlemek amacıyla geçen ay alanında uzman 13 profesör ve doktorla 'Yenidoğan Yoğun Bakım, Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu'nu kurdu.
Komisyon Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, komisyondaki bu hocaların Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki üniversitelerde ve devlet hastanelerinde çalıştığını belirterek, "Bize görev olarak bildirilen konu yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin denetlenmesi, orada aksaklıklar varsa bunların raporlanması ve yenidoğan yoğun bakım hizmetlerinin ülke genelinde daha iyileştirilmesi için çalışmalar yapılması. Biz komisyon olarak çalışmalarımıza başladık. İlk olarak da bu denetlemeler sırasında o hastanelere gidecek ekiplerin denetlemede kullanmaları için detaylı formlar hazırladık, yani o hastanelerde nelere bakacaklar, neleri denetleyecekler; bunları yazılı olarak o formlara geçirecekler. Biz de daha sonra bunları toplayarak hepsini gözden geçirip daha ana bir rapor hazırlayarak bakanlığa sunacağız. Bu formların hazırlanması bitti. Bundan sonraki basamak denetlemelerin başlaması olacak. Bu denetlemelerde sadece özel hastaneler ya da sadece İstanbul değil, Türkiye'deki gerek devlet gerek üniversite, yani kamudaki yenidoğan yoğun bakım üniteleri ve de özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım üniteleri denetlenecek" dedi.
'Detaylı denetimler yapmayı planlıyoruz'
Denetlemelerin mesai saatleri dışında da olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Koç, "Yıllardır bütün yoğun bakımlar denetleniyor ama genellikle her yıl Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı hastane denetlemeleri vardır. Yani hastanede yangın merdiveni, asansör, jeneratör var mı, hastane koşulları uygun mu diye bakılır. Bir de yoğun bakım ünitelerinin özel denetimleri vardır. Bu özel denetimlerde; hemşire sayısı yeterli mi, uzman hekim çalışıyor mu, işte ventilatör, monitör gibi donanımlar seviye 3'e uygun mu; bütün bunlar denetlenir. Biz bu denetimlere ek olarak biraz daha detaylı ileri denetimler yapmayı planlıyoruz. Yani orada yatan bebekler, yatış endikasyonları seviye 3 yoğun bakıma uygun mu, orada yatmaları gerekiyor mu? Ya da taburcu olmaları gerektiği halde taburcu olmamışlar mı? Doğru tedaviler uygulanıyor mu? Bunları da denetlemeyi planlıyoruz. Bu denetlemeleri de ancak yenidoğan uzmanları yapabilir. Bu nedenle denetleme ekipleri içinde diğer ekip üyeleri dışında yeni doğan uzmanları olacak. Denetlemeler tüm ülke genelinde ve kamudaki ve özeldeki yenidoğan yoğun bakım ünitelerini hepsinin denetlenmesi şeklinde, habersiz bir şekilde gerçekleştirilecek" diye konuştu.
'Yenidoğan çetesi' tabiri bizleri üzüyor'
Prof. Dr. Koç, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun 'çete' olayı çıkmadan önce de çeşitli bilim kurulları, komisyonları kurup, yoğun bakımlarda aksaklıklar varsa bunları saptayıp iyileştirme yolunda çalışmalar yaptığını anlatarak, "Ancak bu çete olayından sonra tabii yenidoğan kısmı ve denetleme kısmı daha ön plana çıktı. Biz burada 'Yenidoğan Çetesi' tabirini hiç beğenmiyoruz. Çünkü bunlara 'Yenidoğan Çetesi' deyince yanlış bir algılama oluyor. Sanki yenidoğan uzmanlarının ya da yenidoğan doktorlarının oluşturduğu bir çete gibi yanlış anlamalara yol açabiliyor. Oysa burada insanların değil doktorlukla insanlıkla bile ne kadar ilgileri var onu tartışıyoruz. Sayın Bakanımız da 'çürük elmalar' ya da 'insanlıktan nasibini almamışlar çetesi' diye adlandırıyor bu çeteyi. Biz de açıkçası yıllardır gece gündüz gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bu bebeklere emek veren, yaşamaları için uğraşan doktor ve hemşireler olarak halk tarafından yanlış algılamalara yol açan bir tabirin kullanılması bizleri üzüyor" ifadelerini kullandı.
'Türkiye'de yenidoğan uzmanları iyi eğitimli'
Türkiye'nin yenidoğan alanında çok iyi bir durumda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Koç. "Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinde ya da Amerika'da yenidoğan bebeklere neler yapılabiliyorsa, ne kadar küçük bebekler yaşatılabiliyorsa ülkemizde de aynı şekilde bütün tedaviler uygulanabilir. Bütün tanı, tetkikleri, teşhis yöntemleri kullanılabilir ve çok çok küçük bebekler yaşatılabilir. Ancak bazı bebekleri ne kadar uğraşırsak uğraşalım kaybedebiliriz. Ama Türkiye'de gerçekten yenidoğan uzmanları son derece iyi eğitimli ve işlerini çok iyi bilen doktorlardır. Bu nedenle aslında halkımızın bu konuda çok rahat olması lazım. Çok iyi, kaliteli hemşirelerimiz de var. Ama işte her alanda olduğu gibi bu alanda da bazen böyle kanunsuz işler ortaya çıkabiliyor. Bütün doktorlara, hemşirelere hele hele de yenidoğan uzmanlarına hiçbir şekilde mal edilemeyecek bir olayı bütün özel hastanelere de mal etmek çok büyük haksızlık olur" değerlendirmesinde bulundu.
'Yenidoğan uzmanlığı özendirilmeli'
Türkiye'de yenidoğan uzmanı sayısının yeterli olmadığına da dikkat çeken Prof. Dr. Koç, "Çünkü bu çok ağır bir ihtisas alanıdır. 6 yıl tıp eğitiminden sonra 4 yıl çocuk ihtisası, üzerine de 3 yıl yenidoğan yan dal ihtisası yapmak gerekir. Ayrıca yoğun bakımda çalışmak da hiç kolay değil. Gerek doktorlar gerek hemşireler bu kadar küçük ve ağır bebeklerle gece gündüz uğraştıkları için sadece fiziksel olarak değil ruhsal olarak da yorulurlar. O yüzden çok tercih edilen bir branş değil son zamanlarda. Ama özendirilirse ve yenidoğan yoğun bakım uzmanı sayısı artarsa bu tür aksaklıklar çok çok azalacaktır diye düşünüyorum" dedi.