Medimagazin logo

'Yanlışlıkla' HIV virüsü bulaştırılan Yusuf, dramıyla baş başa kaldı

Şanlıurfa'da, 4 yıl önce Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, HIV virüslü kan verilmesi sonucu AİDS hastalığına yakalanan 4 yaşındaki Yusuf Ç., sürekli olarak annesine 'Anne bana ne olacak?' diye soruyor.
Kaynak: RADİKAL
'Yanlışlıkla' HIV virüsü bulaştırılan Yusuf, dramıyla baş başa kaldı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

ŞANLIURFA - 8 çocuk babası Mehmet Çoban, oğlunun halen ilaç tedavisi gördüğünü, ancak son zamanlarda vücudunun çeşitli yerlerinde kaşıntı ve yeşil renkli yaraların çıkması yüzünden öleceği korkusuna kapıldıklarını, ailece psikolojilerinin bozulduğunu söyledi.

Şanlıurfa’da, Işıkgöz Ailesi’ne Kızılay’dan AIDS’li kan verilmesinin üzerinden 12 yıl geçtikten sonra, aynı kentte ikinci AIDS’li kan skandalı, 2008 yılında merkeze bağlı Ulucanlar Köyü Karagöz Mezrası’nda yaşandı. Mezra sakinlerinden Mehmet Çoban’ın oğlu, o yıl 1 yaşında olan Yusuf Çoban, üzerine sıcak çay dolu çaydanlığın devrilmesi soncu haşlandı. Sol omuz ve kolunda oluşan yanık nedeniyle ailesi tarafından Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Yusuf Ç., yanık ünitesinde tedavi altına alındı. Burada tedavisi sırasında küçük çocuğa, daha önce bir bağışçıdan alınan verildi. Daha sonra yapılan tetkiklerde çocuğun HIV virüsü kaptığı saptandı. Sağlık Bakanlığı Başmüfettişi’nin hazırladığı ön raporda hatanın, HIV virüslü kanın, hastane kan merkezinde görevli hemşire A.A.B. tarafından yanlışlıkla ’negatif’ yazılmasından kaynaklandığını belirtildi.

KÖYLÜLER DIŞLADI
Çocuğunun AİDS hastalığına yakalanmasında hastanenin sorumlu olduğunu belirten 8 çocuk babası Mehmet Çoban, hastalığın ortaya çıkmasının ardından köy sakinlerinin kendilerini dışladığını ve babasına ait tarlada valilik tarafından yapılan evde hayatlarına devam ettiklerini söyledi.

Oğlu Yusuf ile diğer çocukların oynamadığını, oğlunun bu nedenle hayata küstüğünü belirten baba Çoban, davacı olduklarını ancak davanın henüz sonuçlanmadığını anlattı. 3 ayda bir Ankara’ya götürdüğü oğluna ilaç tedavisi uygulandığını söyleyen Mehmet Çoban, bu masrafını karşılamak için Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın talimatıyla bir sağlık ocağında asgari ücretle işe başladığını hatırlattı.

’KADERİMİZLE BAŞBAŞA KALDIK’
Hiç bir yetkili ve sorumlunun kendilerini aramadığından yakınan Çoban şunları söyledi:

"Adeta bizi kaderimizle baş başa bıraktılar. Çocuğumun son günlerde ayak ve göğsünde kaşıntı ve yeşil renkte yaralar çıkmaya başladı. Sabahları ağzında sararma oluşuyor. Bunun için oğlumu Harran Üniversitesi Tıp Fakültesine götürdüm. Doktorlar, bana bu yaraların kullanmış olduğu ilaçların yan etkisinden olabileceğini söyledi. Ama biz yine çok tedirgin olmaya başladık. Sanki oğlumun ölüm vakti gelmiş gibi ailece hepimizin psikolojisi bozulmaya başladı. Oğlum Yusuf ise büyüdüğü için oda sanki bu hastalığını anlamış gibi kaderine küsmüş kimseyle konuşmuyor, oynamıyor, yüzü hiç gülmüyor" dedi.

Arap kökenli olan Çoban ailesinde baba Mehmet Çoban dışında ailenin diğer fertleri Türkçe bilmiyor. Her gün küçük kardeşi tarafından ilacı verilen küçük Yusuf, ise annesine Arapça ’Yumma drit şiyici ala rasi’ (Anne bana ne olacak?) diye soruyor.

DAHA ÖNCEKİ SKANDAL
1996 yılında Şanlıurfa Doğum Hastanesi’nde sezaryenle yaptığı doğum sırasında Kızılay’dan alınan bir ünite kanla AIDS hastalığının pençesine düşen Siverekli Müzeyen Işıkgöz, 2 yıl sonra bebeği Rukiye Işıkgöz’ü kaybetti. Müzeyyen Işıkgöz de 2007’de yaşamını yitirdi. Işıkgöz Ailesi, açtığı davada 110 bin YTL tazminat almıştı.

'yanlışlıkla'
hiv
virüsü
bulaştırılan
yusuf
dramıyla
baş
başa
kaldı
Yorum (2)
filiz
Sisteme bak,hemşire yanlışlıkla negatif yazmış o kanda hastaya verilmiş.Ne bu çocuk ouyncağımı,hıv pozitif bulunan kan örneği laboratuvarda tespit edilmiyormu.Hemşire ile ne alakası var,sonra tespit edilen bu kan neden imha edilmiyorda kullanılmak zorunda kalınıyor.İnsanlar hata yaparlar önemli olan iyi bir sistem kurup insan hatalarını minimum düzeye çekmek ve bu özellikle hatayı kabul etmeyen sağlık alanı olunca daha da önem kazanır. Yusuf a çok geçmiş olsun ve minicik ellerinden öpüyorum.
1
Cevapla
dr. jane doe
Yavrum benim:(( HIV'li hastanın kendinden başka kimseye zararı olmaz. O köydeki insanlara bari bir hemşire, ikna edici güzel konuşan bir hekim gönderin de hastalığı anlatsın. Hiç değilse bu kadarını da mı yapamıyuor sağlık müdürlüğü? İnanlar insanlıkla, destekle , güleryüzle kazanılır. Sadece ilgilenilmek bile psikolojilerini düzeltir, sadece muhtarı ikna edip o köylülerin büyüklerine hastalığı anlatmakla o ailenin yaşam kalitesi yükseltilir. Sayın Sağlık bakanlığı, bünyenizdeki sosyal hizmet elemanlarına bu işleri organize ettirmeyi neden aklınıza getirmiyorsunuz? o insanlar, istemeden de olsa, boş otururken, size ekstra bir maliyet getirmeyecek, zaten maaşını ödediğiniz adamları neden kullanmazsınız?
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir