Seksenli yıllarda yapılan et ithalatının günümüz şartlarını oluşturduğunu belirten Türk Veteriner Hekimleri Birliği, yeniden gündeme getirilen et ithalatının uzun vadede çok daha büyük sorunlar yaşatacağını savunuyor
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yükselen et fiyatlarının düşürülmesi için çağrı yaparak et ithalatını tekrar gündeme getirmesi üzerine bir açıklama yaparak Hükümetin yanlış ve tehlikeli olarak tanımladıkları et ithalatı uygulamasından vazgeçerek konuyu siyasetten uzak bir devlet politikası olarak ele almasını istedi.
Et ithalatının tekrar gündeme getirilmesi ve bu konuda ilgili Bakana talimat verilmesi üzerine yapılan basın açıklamasında Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Mehmet Alkan, “Gelişmeler üreticiler ile birlikte biz Türk Veteriner Hekimleri Birliğini de endişeye sevk etmiş ve hayal kırıklığına uğratmıştır. Biz bu filmi daha önce görmüştük. Bu kısır bir döngüdür. Mevcut et fiyatlarını spekülatif fiyat artışı olarak değerlendirmek kadar yanlış bir yaklaşım olamaz. Serbest piyasa ekonomisi şartlarında tüm emtia ve gıda fiyatları arz-talep dengesi içerisinde oluşmaktadır” diye konuştu.
“Yüksek fiyatların sebebi, uygulanan yanlış hayvancılık politikaları”
Dr. Alkan açıklamasında, muhafaza ve stok şartlarının zorluğu nedeniyle fiyatı üzerinde spekülasyon yapılabilecek en son ürünün et olduğuna dikkat çekti. Etin kaynağı olan besisini almış canlı hayvanın spekülatif amaçla bekletilmesinin, her türlü bilimsel yaklaşıma ters olduğunu savunan Dr. Öehmet Alkan, ayrıca etin spekülatif amaçla bekletilmesi için yeterli depolama imkanlarının da bulunmadığını sözlerine ekledi. Alkan, “Bugün fiyatlar yüksek bulunuyorsa tek bir nedeni vardır. Özellikle küçük baş hayvan başta olmak üzere arz eksikliğidir. Bunun sebebi de; uygulanan yanlış hayvancılık politikalarıdır. Bununla birlikte, Kamuoyu et fiyatları ile ilgili olarak yanlış şekilde bilgilendirilmektedir. Kilosu 40-50 TL olarak belirtilen et Bonfile, Kontrfile, pirzola gibi bir hayvandan çok az miktarda çıkan kıymetli etler olup, bu etlerin fiyatları tüm ülkelerde pahalı olarak satılmaktadır” açıklamasında bulundu.
“1980’de yapılan ithalat günümüz şartlarını oluşturdu”
Açıklamasında, piyasada arz darlığı nedeniyle besilik materyal fiyatlarının; buna bağlı olarak da karkas et maliyetlerinin yükseldiğine değinerek üretici ve besicinin hiçbir zaman aşırı bir kazanç sağlamadığını söyleyen Dr. Alkan, Et ve Balık Kurumu’nun bugünkü yapısı ve uygulama politikası ile piyasada fiyat istikrarını sağlama görevini yerine getiremediğini savundu. Alkan, “Bilindiği gibi, Türkiye, 1980-84 yılları arasında toplam ihracatı 5 Milyar dolar iken Ortadoğu ülkelerine yıllık 300-400 Milyon dolarlık kırmızı et ihracatı gerçekleştirmekteydi. 1980’li yılların ikinci yarısında yapılan damızlık ithalatı, 1990 yılında başlayan kasaplık hayvan ve et ithalatları ülke hayvancılığına hiçbir katkı sağlamadığı gibi 80’li yıllardan günümüze özellikle küçük baş hayvan sayılarımızda çok fazla olmak üzere hayvan sayılarında hızlı bir düşüş yaşanarak günümüzün şartları oluşmuştur. 1991 yılında 60 milyonun üzerinde olan küçük baş hayvan sayısı 2009 yılında 30 milyonun altına düşmüştür. 1990 yılında nüfusumuzun 60 milyon, 2009 yılında 72 milyon olduğu dikkate alındığında, bu rakamlar kişi başına düşen küçükbaş birim hayvan sayısının dramatik bir şekilde azaldığını göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“İthal etlerin kalite ve sağlığı konusunda emin olunamaz”
Dr. Mehmet Alkan, insanların sağlıklı beslenmesi, fiziksel ve mental gelişimleri için özellikle kırmızı etin hayati önem taşıdığını kaydederek. “Ülkelerin gelişmişlik ölçütlerinden birini de fert başına yıllık et tüketim oranları oluşturmaktadır. Her devletin halkına sağlıklı ve yeterli kırmızı et tüketebileceği şartları oluşturmak temel görevidir. Halkın alım gücündeki sıkıntılara ve piyasa şartlarındaki olumsuzluklara karşılık, bizim gibi ülkeler için ithalat hiçbir zaman gündeme getirilmemesi gereken bir konudur” dedi.
Et ithalatının hayvancılığın gelişmesine telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini ifade eden Dr. Alkan, ithal etin, halk sağlığı ve hayvan sağlığı açısından önemli riskler ortaya koyacağını savundu. Dr. Alkan, hiçbir ülkenin kaliteli etini ihraç etmek istemeyeceğini; kesim öncesi ve sonrası veteriner hekim muayeneleri ile ilgili ise, bilgi sahibi olunmayan etlerin kalitesi ve sağlığı konusunda yorum yapılamayacağını sözlerine ekledi.
“2011, Hayvancılık Yılı olsun”
Et ithalatının halk sağlığı, hayvan sağlığı ve hayvancılığımız açısından ortaya koyduğu bu riskler nedeniyle et ithalatını desteklemediklerini ifade eden Dr. Alkan açıklamasının sonunda, “Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak tüm meslek örgütlerimizle birlikte üreticilerimizin yanında yer alarak, et ithalatının önlenmesi için her türlü tepkiyi göstereceğimizi hükümet yetkililerine duyuruyoruz. Dileğimiz Hükümetin bu yanlış ve tehlikeli uygulamaya başlamadan, hayvancılığımızı siyasi mülahazalardan uzak bir devlet politikası şeklinde ele alarak, 2011 yılını ‘Hayvancılık Yılı’ olarak ilan etmesidir” ifadelerini kullandı.