Devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamında göreve başlamak için başvurulduğunda Üniversite hastanesinden uzmanlık alan tabipler ile sağlık bakanlığı hastanelerinden uzmanlık alan tabipler arasında görev yolluğu verilmesi bakımından farklı uygulamalar yapan kurumlar bulunmaktadır.
Üniversite hastanesinde asistanlık yapan uzman tabiplerin devlet memuru olmadıkları gerekçe gösterilerek, açıktan atandıları şeklinde bir algı üzerinden hareket eden bu kurumlarda üniversite hastanesi kökenli uzmanlara harcırah verlmesine belli bir oranda engel konulmaktadır.
Ne varki bu uygulama tamamen hukuksuzdur ve devlet memurları kanunun yetersiz algılanmasından kaynaklanmaktadır. Bu konuda yapılan bir başvuru sonrasında DANIŞTAY 5. DAİRESİ 'nin E: 2007/5618 k: 2008/2284 no'lu ve 21.04.2008 tarihli açık bir kararı bulunmaktadır. Danıştay 5. dairesinin kararında " 19.6.2002 tarih ve 24790 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün Asistan başlıklı 13. maddesinde; Asistan;", kurumlarındaki kadro unvanları ne olursa olsun, tıp veya diş hekimliği uzmanlık ana veya yan dallarından birinde uzman olarak yetiştirilmek amacıyla bu Tüzük ve özel mevzuat hükümleri çerçevesinde öğrenim, eğitim, araştırma ve uygulama yapmak üzere atanan tıp doktoru veya diş hekimi" olarak tanımlandığı, 14/b. maddesinde; asistanlığa giriş sınavında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinin (A) fıkrasının 4 ve 5 numaralı bentlerinde sayılan şartların arandığı, 17. maddesinde de; asistanlık giriş sınavlarında başarılı olanların uzmanlık ana dallarına asistan olarak atanacakları hükme bağlanmış, yine 21.6.2005 gün ve 5371 sayılı Kanunla Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa eklenen Ek 3. maddede; ilgili mevzuata göre yurt içinde veya yurt dışında öğrenimlerini tamamlayarak tabip, uzman tabip ve yan dal uzmanlık eğitimini tamamlayarak uzman tabip unvanını kazananların; Sağlık Bakanlığı veya Sağlık Bakanlığınca uygun görülen diğer kuruluşlarda Devlet memuru (veya ilgililerin talebi halinde sözleşmeli sağlık personeli) olarak Devlet hizmeti yapmakla yükümlü olacakları, Ek 4. maddede ise; Tıp Fakülteleri Dekanlıklarının uzmanlık öğrenimlerini tamamlayan tabip ve uzman tabiplerin isim ve adreslerini onbeş gün içinde Sağlık Bakanlığına bildirmekle yükümlü olduğu, Sağlık Bakanlığınca da en geç iki ay içerisinde atamaya ilişkin sürecin başlatılacağı belirtilmiştir.
Bu düzenlemeler karşısında sonuç olarak Tıp Fakültesinden uzmanlık alan asistanların; asistanlık sınavını kazanıp asistanlığa başlamakla Devlet memuru statüsüne girmiş, uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra da 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ek maddelerinde belirtilen süreçler içerisinde Devlet Hastanesine uzman hekim olarak naklen atanmıştır.
Bu durumda, Üniversiteki asistanlık eğitimini tamamlayarak Devlet Hastanesine doktor olarak atananların ; istek üzerine ve açıktan atanan kişi değil, devlet memuru olarak yaptığı asistanlık görevinden, Devlet Hizmet yükümlülüğünü yerine getirmek üzere 6245 sayılı yasanın, işlem tarihinde yürürlükte olan 10/1. maddesi uyarınca naklen atanan kişi konumunda olup, maddede belirtilen görev yolluğunu alması gerekmektedir." İbarelerine yer verilmiştir.
Ayrıca sağlık bakanlığı strateji geliştirme daire başkanlığının benzer başvurulurda il sağlık müdürlüklerine görev yolluğunun verilmesi gerektiği yönünde yazısı mevcuttur.
Bu durumda üniversite hastanelerinden uzmanlığını alan hekimlerin açıktan atandığı bahane edilerek görev yolluklarının ödenmemesi hukuka aykırıdır. Görev yolluğu bu gerekçelerle ödenmeyen arkadaşların danıştay' ın ilgili kararını ve Sağlık Bakanlığı strateji geliştirme daire başkanlığının yazısını ekledikleri bir dilekçe ile konuyu takip etmelerini öneriyorum...
Dr. A.Y