Hipertansiyonla Mücadele Derneği ve Mustafa Nevzat İlaç, sağlık için ciddi bir risk oluşturan hipertansiyonun, başlıca nedenleri arasında yer alan aşırı tuz tüketimine karşı toplum bilincini arttırmak adına çalışmalar düzenliyor. 11-17 Mart Dünya Tuz haftası kapsamında, 16 Mart Cumartesi günü İzmir Karşıyaka’da düzenlenen “Hipertansiyon Farkındalık Yürüyüşü”, dernek üyeleri ve Mustafa Nevzat İlaç çalışanlarından oluşan bir grup tarafından gerçekleştirildi.
Toplum sağlığına katkıda bulunmayı temel bir görev ve sorumluluk olarak kabul eden Mustafa Nevzat İlaç, ilkini 11 Kasım 2012 de İstanbul’da gerçekleştirdiği “Hipertansiyonun Farkındayız” etkinliğinin ikincisine verdiği destekle, bu alandaki sosyal sorumluluk faaliyetlerine devam etti.
Katılımcılar “Daha Az Tuz, Daha Çok Egzersiz, Daha Düşük Kan Basıncı” temalı pankartları ve bilgilendirici broşürleriyle hipertansiyon konusundaki farkındalığı artırmayı hedeflediler.
Üç kişiden biri hipertansiyon hastası
Hipertansiyonla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. İstemihan Tengiz, günümüzde hipertansiyonun, yüksek kan basıncı tanımlamasının çok ötesinde; kalp ve damar hastalıkları için bağımsız bir risk faktörü olarak kabul edildiğine dikkat çekti. Hipertansiyonun önemli bir sağlık sorunu haline gelmesinin bir nedenini de hastalığın toplum içindeki farkındalık durumunun, ilaç kullanım ve kan basıncının kontrol altında olma oranlarının düşüklüğünün oluşturduğunu belirten Tengiz, “Türkiye’de her üç yetişkinden biri hipertansiyon hastası. Dernek olarak başlıca amacımız halkın hipertansiyon konusundaki farkındalığını arttırmak ve bilgilendirmek.” dedi.
Prof. Dr.Tengiz ayrıca, Dünyanın en büyük ve en önemli kongreleri arasında gösterilen Dünya Hipertansiyon Kongresi’ne bu yıl kendilerinin ev sahipliği yapacağını ve İstanbul’da gerçekleştirileceğini söyledi.
Üç kat fazla tüketiyoruz
Tuz tüketiminin Türkiye için özel bir sorun oluşturduğunu dile getiren Prof. Dr. Tengiz, Türkiye’de kişi başı günlük tuz tüketiminin 15 gr civarında olduğunun tahmin edildiğini, bunun da Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği değerin yaklaşık 3 katı olduğunu ifade etti.
Tengiz, şunları söyledi:
“Kentsel ve kırsal bölge ayrımına bakıldığında, kırsal bölgede 16 gr, kentsel bölgede ise günlük 14,5 gr tuz tüketilmektedir. Bu fark, ev yapımı salça, turşu ve tarhana çorbasının kırsal bölgelerde daha fazla tüketilmesine dayandırılmaktadır. Tuz kaynaklarına baktığımızda, günlük tükettiğimiz tuzu yemeklerden, ekmek ve benzeri gıdalardan ve sofrada tuzluktan ekleyerek aldığımızı görüyoruz. Günlük tüketimimizin yüzde 57’sini yemeklerden, yüzde 30’unu ekmekten ve yüzde 13’ünü de sofrada eklediğimiz tuzdan almaktayız.”
Kahvaltılıkların tuz tüketiminden büyük oranda sorumlu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İstemihan Tengiz, peynir ve zeytinin ilk iki sırada geldiğini kaydetti. Araştırmalara katılan gönüllülerin yüzde 16’sının sofrada yemeğin hiç tadına bakmadan tuz eklediğini dile getiren Tengiz, “Vücudun normal olarak işlevini sürdürebilmesi için sağlıklı bir bireyin günlük 500 mg sodyum alımı güvenli ve yeterli minimum miktar olarak belirlenmiştir. Günlük en fazla sodyum gereksinimi ise 2400 mg’dır. Bu miktar yaklaşık 5 g (1 çay kaşığı) civarında tuzla karşılanabilir. Ağır fiziksel aktivite sonrasında, ter yoluyla kayba uğrayan sodyum ve bazı minerallerin miktarı, ekstra tuz alımına gerek duyulmayacak kadar azdır. Kaybedilen mineraller, yemek ve ara öğünlerle tekrar yerine konulmaktadır. Besinlerin kendi içerdikleri tuz nedeniyle yemeklerinize fazladan tuz eklemenize gerek yoktur.” diye konuştu.
Sodyum miktarı önemli
Prof. Dr. Tengiz, tuz tüketimini azaltmak için şu tavsiyelerde bulundu:
“- Yemeklerinizde tuz kullanmayın. Tuz yerine baharat kullanarak yemeğin lezzetini artırabilirsiniz. Kabartma tozu, karbonat, et suyu tabletleri gibi ürünler fazla miktarda tuz içerdiğinden az tüketin.
- Eğer dışarıda yemek yiyorsanız tuzsuz tercih edin ve yemeğin tuzsuz hazırlandığından emin olun. Ketçap, hardal, soya sosu gibi ürünlerin tüketimini azaltın.
- Yemeklerin tadına bakmadan tuz ilave etmeyin ve masada tuzluk bulundurmayın.
- Tuzlu, hazır işlenmiş besinleri tercih etmeyin. Onların yerine tuzsuz veya tuzu azaltılmış yiyecekleri, taze gıdaları tercih edin. Salamura yapılmış yiyeceklerden uzak durun. Ev salçası, zeytin, turşu gibi gıdaların tuz oranı çok yüksektir.
- Satın almayı planladığınız ürünlerin gıda etiketlerini kontrol ederek, düşük miktarlarda tuz/sodyum içeren besinleri seçin. Besin bilgileri tablosuna bakıp; sodyum miktarını 2.5 ile çarparak tuz içeriğine erişebilirsiniz. Örneğin 100 gram besinde 0.5 g sodyum yani 1.25 gr tuz bulunması, fazla; 0.1 gr sodyum yani 0.25 gr tuz bulunması ise az miktarda tuz anlamına gelir.”
