Türkiye'de bilimsel yayıncılık uluslararası bir boyut kazandı

Türkiye'de bilimsel yayıncılık uluslararası boyut kazandı. Artık araştırmacılar makalesini yurt dışında yayımlamak zorunda değil. Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi Yayın Editörü Doç. Dr. Ahmet Akgül'e göre sorun makale yazımından kaynaklanıyordu. Doç. Akgül, "Maalesef doktorlarımız bilimsel makale yazma konusunda zorlanıyordu. Çok iyi çalışmalar uygun bir dille yazılamadığı için birçok orijinal vaka heba olmuş oldu. Neyse ki durum değişti" dedi.

Türkiye'de tıp bilimi gelişiyor. Dünya tıbbında yaşanan her türlü gelişme aynı anda ülkemizdeki hastalar üzerinde de uygulanabiliyor. Hatta Türk hekimler yaptığı başarılı operasyonlarla dünyada ilklere imza atıyor. Bu durum tıp dünyası bilimsel makalelerine de yansıyor. Türkiye Klinikleri Tıp Dergileri Yayın Editörü, Bakırköy Dr Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül, Türkiye'de bilimsel yayıncılığın uluslararası bir boyut kazandığını söyledi.

BİRÇOK ORİJİNAL VAKA HEBA OLDU
 
Türkiye'de yüzlerce bilimsel derginin bulunduğunu ifade eden Akgül, "Önceden doktorlarımız bilimsel makale yazma konusunda zorlanıyorlardı. Nitekim makale yazılamadığı için bugüne kadar birçok orijinal vaka bilimsel arenada yayınlanmadığı için heba oluyordu. Bu konuda verdiğimiz dersler işe yaradı. Artık hem makale kalitemiz değişti hem de Türk tıp dergileri indekslere kabul edildi. Dergileri indekslere dahil ettikçe yerli makalenin yurt dışında yayımlanma şartı ortadan kalktı" dedi.

İKİ ÖNEMLİ NOKTAYI KAÇIRIYORUZ

Akgül, makale yazımında iki önemli unsurun öne çıktığını belirterek, "Tartışma bölümü ve metodoloji. Bu iki noktayı kaçırıyoruz. Yazıda ne makalenin gönderildiği derginin formatına uyuluyor ne de yazılan makale bilimsel olarak etkin. 'Yazılan makalede yeni ne var ve yazı bilim dünyasına ne kazandıracak?' Bunlara makalede cevap veremediğiniz sürece o yazı hiçbir dergide basılmaz. Yani bir makaleyi yazarken bilim dünyasına ne katıyorsun sorusuna cevap vermek zorunda" diye konuştu.

BAŞARI MAKALEYE YANSIMIYOR

Doç. Dr. Akgül sözlerine şöyle devam etti: "Her derginin kendine özel formatı var. Bu formata uygun yayın hazırlamak şart. Örneğin hekim çok iyi bir cerrah olabilir. Önemli olan onu yazıya aktarmak. Fakat ne yazık ki çoğu hekim yaptığı işlemi yazıya yansıtamıyor. Yazamadığı zaman, o çalışmanın bilimsel olarak literatüre bir katkısı olmuyor. Özellikle İstanbul'da buna çok sık rastlıyoruz. İstanbul'daki hekimler inanılmaz sayıda hastaya bakıyor, ameliyat ediyor ve çok başarılı tedaviler yapıyor ama bunu yazıya aktaramadığınız sürece hem akademik olarak yükselemiyor hem bilimsel arenada görünmüyor. " Tıp literatürüne birçok basarıyla adını duyuran Akgül'e göre bundan sonra açılacak özel üniversitelerin ve kamu birlikleri hastanelerinin en önemli basarı ve prestij alanlarından birinin tıp yayıncılığı olacağını kaydetti.

3 BÜYÜK AMELİYATI AYNI ANDA YAPTI

Doç. Dr. Akgül Türkiye'de bugüne kadar birçok ilke imza attı. İşte o ilkler: Tiroid hormonu yükseklıği olup ilaçla düşürülemeyen ana damarı yırtık bir kalp hastasının kanını tamamen değiştirerek hayata tutunmasını sağladı. Kendi soyadını taşıyan teknikle varis (iç varis) ameliyatları yaptı ve dünyadaki meslektaşlarına sundu. Son olarak yine Türkiye'de ilk olan şah damarı, kalp, beyin gibi 3 önemli ameliyatı aynı anda yaparak tıp literatürüne geçti.