Bugün Hürriyet Gazetesi'nden yayımlanan ilanda şunlar kaydedildi:
KADINLARIMIZA VE HALKIMIZA SESLENİŞİMİZDİR,
Sayın Başbakan, 18.06.2013 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Aile Olmak' Projesi’nin tanıtım töreninde, kürtaj ve sezaryenle "adeta cinayet işlendiğini" ve bilinçli olarak yıllarca "kadınların bu yollarla ve doğum kontrol yöntemleri ile kısırlaştırıldığını" belirtmiştir. Türkiye'nin konu ile ilgili uzmanlık dernekleri olarak aşağıdaki bilimsel açıklamaları yapmamız ve kamuoyunu aydınlatmamız gerekmiştir:
1- Sezaryen ile doğum, annenin ve bebeğinin hayatını kurtaran, bebeğin cerrahi olarak doğurtulmasıdır; asla "kısırlaştırma" yöntemi değildir.
2- Kadınlarda kullanılan kısırlaştırma yöntemleri, tüplerin bağlanmasıdır. Kadının ve eşinin mutlak istegine dayanarak ve onayları alınarak yapılabilmektedir.
3- Sezaryen ile ikiden fazla doğum yapılamaz diye bir bilimsel kural yoktur. Nitekim ülkemizde ve dünyada halen birçok kadın çok sayıda sezaryen olabilmektedir.
4- Doğum kontrol yöntemleri topluma amaçları doğrultusunda iyi anlatıldığında ve sunulduğunda, istenmeyen gebeliklerin kürtaj ile sonlandırılma gereksinimini ortadan kaldırmaktadır ve nitekim ülkemizde son 30 yılda kürtaj yaptırma oranı 3 kat azalmıştır.
5-Sezaryene ulaşımın zor, kürtajın yasak olduğu ülkelerde bu nedenlerle her 8 dakikada bir kadın ölmektedir. Ülkemizde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlarının özverili çabaları ile anne ölüm hızı son 30 yılda altı kat azalmıştır.
6- Son on yılda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sezaryen oranları yükselmiştir. Ülkemizde durumun böyle olmasında ana faktörlerin uygulanan sağlık politikaları ve hekimin hastası ile yasal sorunlar yaşama korkusunun olduğu unutulmamalıdır.
7- Türkiye’de anne ve bebek ölüm oranları önemli bir ölçüde azaltılmıştır. Bu başarının en önemli nedeni ülkemizin dört bir yanındaki özverili, fedakar meslektaşlarımızın, gece gündüz demeden canla başla çalışarak kadınlarımıza dünya standartlarında sunduğu sağlık hizmetidir.
8- Türk hekimlerini, haksız ve rencide edici bir şekilde, "hastalarımızın haberi olmadan onları kısırlaştıran bilinmez bir gücün piyonlari" gibi sunmak, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlarını üzmüş ve derinden yaralamıştır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları kürtaj ve sezaryen konusunda bilim ve yasalara uygun şekilde hareketle meslek ve görevlerini yerine getirmişlerdir. Yasalara uydukları için hekimlerin suçlanması hukuken kabul edilemez bir durumdur.
9- Kadın Hastalıkları ve Doğum alanındaki ulusal uzmanlık derneğimiz ve yan dal derneklerimiz olarak, hekime şiddet dahil tüm olumsuz koşullara rağmen, bu mesleği seçmemizdeki ana etken olan İNSAN SEVGİMİZ VE İNSANA YARDIM ETME ARZUMUZ ile şevkimiz kırılmadan, yorulmadan halkımıza hizmete devam edeceğimizi, değerli Halkımızın ve Kadınlarımızın takdirine saygılarımızla sunarız.
TJOD