Kars'ta bir aile yenidoğan bebeklerinden topuk kanı aldırmak istemedi. Konu yargıya taşındı.
Kars Aile Mahkemesi, anne-babanın topuk kanı vermeme özgürlüğüne sahip olduğuna hükmederek, kararda bir alternatif tıp uzmanı olarak adlandırılan ve 2014'te ölen Ukraynalı Aidin S.'nin yazılarını gerekçe gösterdi.
Hekimler ise karara tepki gösterdi ve tamamen bilim dışı olduğunu vurguladı.
Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş "Mahkeme kararında beni gerçekten üzen ve şaşırtan bir şey burada eğer hakimin kafasında bir soru işareti oluştuysa bunu Türk Tabipleri Birliği'ne, Sağlık Bakanlığı'na bir başka yetkili sorabilirdi. Kendine alternatif tıpçı diye tanımlayan bir kişi, kim olduğunda hiç bilmiyorum. Öyle birisine danışıp, oradan görüş alması beni son derece şaşırttı ve üzdü gerçekten. Orada ileri sürülen gerekçelerin de hiçbirisi kabul edilebilir değil. Sağlık Bakanlığı'nın bu tür davalarda müdahil olması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
Topuk kanı ile teşhis hayati önemde
Topuk kanı yenidoğanlardan alınan bir örnekle ile aralarında SMA'nın da olduğu kalıtımsal ve metabolik hastalıklara erken tanı konulmasını sağlıyor ve kalıcı hasar oluşmadan tedaviye başlanabiliyor. Yani bebeklerin hayatını kurtarabiliyor. Ancak hem topuk kanı testine hem de aşıya karşı ailelerin sayısı artıyor.
Prof. Dr. Çokuğraş "Bunun sonucu karşımıza ileriki dönemde birtakım aşıyla korunulabilir hastalıklara yakalanan bu hastalıklardan sakat kalan hatta ölen bir takım çocuklarla karşılaşacağız. Ya da topuk kanı sayesinde bizim erkenden fark edip önlem alarak çocuğun sağlıklı bir hayat sürmesini sağlayacağımız yerde o çocuklar maalesef işte ne bileyim kistik fibrozis olacaklar." dedi.
Sağlık Bakanlığı kararı istinafa taşıdı
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Kars aile mahkemesi tarafından, 20 Ağustos'ta, topuk kanı alınması hakkında verilen kararın, ilk derece mahkemesi kararı olduğu ve kesin hüküm taşımadığı bildirildi.
Topuk kanının, Yenidoğan Tarama Programı kapsamında çocukların hastalıklarını erken teşhis ederek tedavilerini başlatmak amacıyla alındığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
"Kesin hüküm niteliği taşımayan mezkur kararın hatalı olduğunu değerlendirdiğimizden, bu karara karşı Bakanlığımızca istinaf yoluna başvuru süreci ivedilikle başlatılmıştır. Hukukun, adalet ve doğruluk temelinde vereceği karara olan inancımız tam olduğundan, yargı süreci sonuçlanıncaya kadar Yenidoğan Tarama Programı aynı şekilde devam edecektir."