Medimagazin logo

Tam Gün’de revizyon yok

Üniversite doktorlarının özel muayene yapabilmesi için esnetilen Tam Gün Yasası’nda revizyon yapılmayacak. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “üniversiteye geri dönüşü sağlamaz” dediği yeni yasa, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği süre uyarınca 1 Temmuz‘a kadar çıkmış olacak
Kaynak: MİLLİYET - MİTHAT YURDAKUL
Tam Gün’de revizyon yok
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol


Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği Tam Gün Yasası, iptal kararının yürürlüğe gireceği 1 Temmuz’a kadar yenilenmiş haliyle yürürlüğe girmiş olacak.
Mevzuat uyumlaştırma çalışmaları devam eden yeni yasada, hekimlerin itirazlarına göre yeni bir düzenleme yapılmayacak. TTB’nin, özellikle özelden üniversiteye dönüş için yetersiz bulduğu yeni Tam Gün Yasası, şu çerçevede olacak:


Özel muayene 55 lira
Üniversite hocaları mesaiden sonra özel muayene yapabilecek. Özel muayene olan vatandaşlar, Sağlık Uygulama Tebliği’ne göre şu anda 55 lira olan ücreti ödeyecek. SGK bu ücreti artırmaya yetkili olacak. Katılım payı hocalar ve hastaneler arasında paylaşılacak. İlave ücretler ameliyat gibi bazı işlemler için de uygulanacak. Devlet kadar hasta da bazı ameliyatlarına para ödeyecek.

tam
gün’de
revizyon
yok
Yorum (15)
Hasan Canerler
sağlık harcamalarının 5-10 yılda 100-150 milyar tl yi aşacağını düşünüyorum
0
Cevapla
A.K.
Hocanın eline net geçecek para 17 TL'miş,hesaplamışlar.22 iş gününün her günü 10 hasta baksa(ki bakamaz,bu hastaların ben özelim,benimle şöyle ilgileneceksin,bunu yapacaksın gibi kaprisleri olur;ayrıca ameliyat yapılması gerekenler olacak) 3740 TL eder.:))
0
Cevapla
Dr. Aydın
Yeni profesör kadrosuna atanmış bir akademisyenim. Günlerdir bu sütunlarda çıkan yorumları takip ediyorum. Akıllı insanlarız diyen doktor grubunun ne kadar heterojen bir bölünme içinde olduğunu, herkesin saçma sapan yaşanmışlıklar üzerinden (bir kısmı kuyruk acısıyla) birbirine nasıl çemkirdiğini görüp halimize acıyorum. O bu şu değil arkadaşlar. Konuşmamız gereken, mesleğin ve liyakat-kıdeme göre konumun gerektirdiği, performansa bağlı olmayan, emekliliğe yansıyan adam gibi bir maaş olması gerekirken, performans ve mesai dışı çalışma gibi anormal dayatılmış konularla birbirimizi heba ediyoruz. Eski sistemin hataları ve içimizde bunu kötüye kullananlar nedeniyle vatandaş bize kızgın. Siyasetçiler de bunu görüp, bir de üzerine "IMF - Dünya Bankası tarafından dayatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı" ile tam bir işbirliği içinde canımıza okuyorlar. Kendi üzerimden örnek vereyim: Ben şu anda hastalansam ve bir ay çalışamaz durumda olsam, ya da yıllık iznimi kesintisiz kullanmak istesem, alabileceğimden emin olduğum tek gelirim maaşım olan 3700 TL. Bunun dışında vaadedilen ve -vatandaş işte bak doktorlara ne kadar çok maaş veriyoruz- diye lanse edilen anormal paraları kazanabilmek için; endikasyonsuz, zaman sınırlaması olmadan, insani ve ailevi haklarımdan vazgeçerek, akademik çalışmaları yapmaktan büyük oranda vazgeçerek çalışmam gerekiyor. Buna razı insan grubunun ne kadar fazla olduğunu görünce hayal kırıklığım o kadar artıyor. Bana vaadedilen, vatandaşın gerçekten maaş olarak aldığımızı zannettiği, toplam maksimum tahmini gelir 15.000 TL (yukarıda saydığım insanlık ve etik dışı çalışma koşuluyla), dediğim gibi ben bunun yalnızca 3700 TL kısmından eminim ve emekli olduğumda da sadece bu para üzerinden yaklaşık 2500 - 2800 TL arası bir emekli maaşı alabileceğimden eminim. Ek ödeme denen şey, gerçek maaşımın birkaç katı olarak vaadediliyor ve zaten maksimum 3000 - 5000 TL arası gerçekleşiyor. Her insan gibi bu da beni geleceğim açısından güvensizliğe itiyor. Halbuki, kıdem ve statüye uygun, sabit, yasal mesai - nöbet - icap - akademik hizmetlerin karşılığı olarak ve düzgün bir şekilde denetlenen bir sistemde, örneğin eşdeğer kıdem ve statüye sahip hakim ve savcılara verilen düzeyde bir gelir vaadedilse, hem doktor camiasının huzur içinde çalışması sağlanır, hem de yıllık 60 küsur milyar dolar düzeyine çıkan sağlık harcamaları en az yarı yarıya azalır. Daha somut ifade edeyim: Pratisyen Hekimlere ve Asistanlara; mesleğe yeni başlamış hakim ve savcılara verilen 4-5 bin TL maaş Uzman Hekimlere, Başasistanlara, Eğitim Görevlilerine ve Yrd.Doçentlere; 1. sınıfa ayrılmış (yaklaşık 5-10 yıl arası kıdeme sahip) hakim ve savcılara verilen 6-7 bin TL maaş Doçent ve Profesörlere de kıdemine göre; üst mahkemelere (danıştay, yargıtay, devlet denetleme kurulları vs.) üye seçilmiş hakim ve savcılara verilen 8-12 bin TL maaş Daha fazla ek mesai isteniyorsa, bu rakamlar üzerinden, maaşın 1/3'ünden daha fazla olmayacak biçimde ek ödeme öngörülebilir. İşte ancak bu yapıldığı zaman ya muayenehane ya devlet tercihi yapılması istenebilir. Bunun ötesindeki uygulamalar bizleri köle olarak görmektir. Bu rakamları verirsek doktorlar yan gelip yatar, iş yapmaz diye düşünenler olabilir. Denetleyeceksin o zaman devlet olarak. Zaten şu ana kadar olan sorunlar da denetleme (iç yada dış) olmadığı için çıkan sorunlardır. Her meslek grubunda olduğu gibi doktorlar arasında da kötü insanlar her zaman olacaktır ve denetlemezsen ne yaparsan yap bu kötülükleri yapacaklardır, yapıyorlar da. Denetlenemez diyorsanız da devlet zaten bitmiş demektir. Şu anda öğretim üyelerinin muayenehane hakkı -iyi kötü- halen sürdüğü için performanstan bu ödemeler yapılıyor. Bu hak da elimizden alındığında, şu anki performans ödemelerinden memnun olan arkadaşların eline boğaz tokluğuna çalışmak kalacaktır. Tabii ki bunu yaptığınızda sağlık harcamalarından eksilecek olan 30-35 milyar dolarlık tasarruf, uluslarası ortaklı büyük şirketlerin ve zincirlerin işine gelmeyecektir. Bir de buna Sayın Bakan’ın 2023 yılında sağlık harcamaları 200 milyar dolar olacak öngörüsünü eklersek sırtımızdan para kazanmaya ne kadar meraklı olduklarını ve yapmamız gereken şeyleri bir an once yapmamız gerektiğini görmek gerekir. Üzerimizde dönen oyunlar, hepimizin onuruyla oynanarak, yetişmiş insan gücünün değerini zayıflatmaya ve sağlığı bir rant aracı olarak görüp milletin gözünü boyamaya yöneliktir. Aramızdaki tartışmaları bir yana bırakıp, bu konu üzerinde ve bir arada hareket etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla.
0
Cevapla
Tam Güm
yeni çıkacak olan yasa imza haklarını alabilmek için geri dönecek öğretim üyelerini ilgilendirecektir. geri dönmeyenler ise aynen devam edebilirler.çünki anayasa mahkemesinin 2010 da verdiği karar bu yöndedir. buna ek olarak geri dönmeyen öğretim üyelerinin dava yoluyla yeniden imza haklarını almaları da mümkündür. şimdi buna itiraz edileceğini biliyorum. ancak 657 sayılı kanun değişmedikçe ki , değişmesi milyonlarca memurun iş güvencesini kaldırmak anlamına gelecektir, dışarıda çalışan öğretim üyesinin iş akdini sonlandırmak veya sözleşmeliye geçirmek mümkün değildir. buna karşı son derece süratle idare mahkemesinden iptal kararı çıkacaktır ve işlemesi söz konusu değildir. ayrıca " artık hukuk bitti , mahkemeler lehte karar vermez" gibi romantik ve gerçekle bağdaşmayan hayaller görmesin kimse. içimizdeki bazı doktorlar istemiyor veya haset ediyor diye kimse rüya görmek kimseye yarar sağlamaz. kimin haklı olduğunu nasılsa kısa sürede anlayacağız. o zamana kadar belki muayenehaneler kapanır diye umutlu bekleyişlerini sürdürebilir bazı arkadaşlar...
0
Cevapla
ihsan
Aydın hoca siz 20 yıl öncesinde mi kaldınız yoksa düşük maaş ala ala 67 bin tl çok mu görünüyor gözünüze. Demek uzmana 6-7 bin TL maaş vereceksin bitecek öyle mi?. Çok olmuş yahu, 4000 yeter. Allah akıl fikir versin...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir