Medimagazin logo

Tam Gün Yasasının gözden kaçan maddesi

Tam Gün Yasasının gözden kaçan maddesi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Bilindiği üzere Sağlıkta Dönüşüm Programının en önemli etaplarından birisi olan “Tam Gün Yasası” dönemine girilmek üzeredir. Kanun tasarısının gözlerden kaçan 8. maddesi üzerine görüşlerimi aktarmak isterim.

Kısaca değinmek gerekirse kanun tasarısının bu maddesinde tüm hekimlerin (uzman, pratisyen ve diş tabipleri) tıbbi kötü uygulama için mali mesuliyet sigortası yaptırmaları ve bu işlemin mali yükünün çalışan kişi ile kurumu arasında eşit oranda üstlenilmesi öngörülmektedir. Bu madde iki açıdan sakıncalar içermektedir.

Hastanelerde verilen sağlık hizmeti son derece karmaşık, zor ve risklidir. Büyük ve elemanlarının çoğu zaman bir arada ya da farklı mekanlarda fakat bir bütünün parçaları olarak çalışan sağlık ekipleri tarafından yürütülmektedir. Hastane sağlık hizmeti sadece hekimler tarafından veya tüm aşamaları bizzat onların katılımı ile verilen bir hizmet değildir. Örneğin servis hemşiresi yatan bir hastaya sorumlu hekim adına fakat fiilen zamanının çoğunda tek başına sağlık hizmeti sunmaktadır. Yine birçok ameliyatta cerrah hemşire, teknisyen vb. kişilerle birlikte ameliyat gerçekleştirmektedir. Bu durum sağlık hizmet ekibinin bileşenleri olan hekim dışı personelin de sıklıkla suçlama ile karşılaşmasına yol açabilmektedir. Basında “yanlış iğne yapan hemşire” ya da “hastaları karıştıran personel” hatırlanılmalıdır.

Tüm bunların yanında hastane sağlık hizmeti tıbbi kötü uygulama dışında da birçok risk içerebilmektedir. Yangın, patlama, hırsızlık vs. o anda hastane bahçesinde ya da içerisinde bulunan hastane çalışanı, hasta, hasta yakını, o anda hastaneye yolu düşmüş olan her bireyin başına gelebilecek durumlardır.

Buna göre önerilen sigorta sadece hekimleri değil tüm hastane çalışanlarını (ebe, hemşire, teknisyen, müdür vs.) tıbbi kötü uygulama ve diğer tüm olumsuzluklara karşı (teknik aksaklık, cihaz arızası vb.) koruyacak bir kapsamda olmalıdır.

Bir diğer önemli husus ise sigorta poliçesinin mali yükünün karşılanma biçimidir. Önerilen, bu yükün kurum ve hekim arasında eşit olarak paylaştırılmasıdır. Yaklaşık 13 yıldır hekim olarak çalışmaktayım. Bu süre zarfında kamu, özel, askeri alanlarda hem pratisyen hem uzman olarak gerek hekim gerek yönetici olarak çalıştım. Denilebilir ki ülkemizin sağlık sisteminde çalışmadığım kurum tipi ve ünvanı kalmamıştır.

Gözlemlediğim en önemli olumsuzluk hekimlerimizin Sağlık Bakanlığına karşı olan güvensizliğidir. Hekimler bakanlığı neredeyse hasım ya da üvey baba olarak görmektedir. Bakanlığın da kendilerini sürekli olarak çalışma şartlarında ve gelir düzeylerinde aleyhte kararlara imza atan, hekimleri üvey evlat olarak gören bir zihniyette olduğu şeklinde bir düşünsel eğilim vardır. Oysa ki gerek bakanlık (merkezi yönetim) gerek hekimler (taşra) ortak bilinçle ortak sorumluluk alarak meşakkatli bir görev-hizmet sunmaktadırlar. Ortaya çıkabilecek olumsuzlukların tazmini için yapılacak sigorta bedeli söz konusu olduğunda bu önerilen “alman usulü (!)” ödeme şekli bu ayrışmayı ve mesafeli duruşu daha da derinleştirecektir. Yukarıda da değindiğim gibi sağlık hizmeti sunumu, büyük bir ekip ve karmaşık bir teknik donanımı gerektiren içerisinde hastane müdüründen tutun teknisyen, ebe, hemşire, hekim, vasıfsız personelce de belirli oranlarda paylaşılan ortak sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirilen bir süreçtir.

Bir tıbbi kötü uygulama söz konusu olduğunda bunu sadece hekim ile iddia sahibi hasta-hasta yakını arasında bir kozların paylaşımı noktasına indirgemek yanlıştır. Bu noktadan hareketle hekime “sorumluluğun yarısı senin bu durumda sigorta poliçe bedelinin de yarısını sen ödemelisin” şeklindeki peşin hüküm gerçeklikle bağdaşmamaktadır. Bu mantıkla örneğin Türk Hava Yolları uçaklarının ve yolcularının sigorta poliçe bedelinin yarısının pilotlardan talep edilmesi düşünülebilir mi? Yine aynı şekilde Milli Eğitim Bakanlığı’nın da öğrencileri “kötü öğretmenlik uygulamalarına karşı” sigorta ettirme şeklinde bir planı olduğunda poliçe bedelinin yarısının peşinen öğretmenlerden talep edilmesi sizce nasıl bir sonuç doğurur?

Özetlemek gerekirse

1- Önerilen sigorta kapsamına o anda hastane bahçesinde ve içerisinde bulunan herkesi (hasta, hasta yakını, sağlık personeli, taşeron çalışanı vs.) ve her tür durumu (tıbbi kötü uygulama, kaza, yangın, hırsızlık vs.) kapsayan bir çerçevede değerlendirilmelidir.

2 -Sigorta poliçe bedelinin tamamı kurum tarafında karşılanmalıdır. Kusuru nedeni ile sigorta primlerinde ek artışa (zeyilname) yol açanlardan bu miktar ayrıca tahsil edilmelidir.

Op. Dr. Ahmet Deniz UÇAR
İzmir Kiraz Devlet Hastanesi Baştabibi

tam gün yasası
mesleki sorumluluk sigortası
tıbbi hata
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir