Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, geçtiğimiz günlerde endokrin ve metabolizma hastalıklarının pandemi ile ilgili araştırma verilerinin değerlendirmesini Avrupa Endokrinoloji Derneği bilimsel raporu şeklinde Endocrine dergisinde yayımladıklarını belirtti. Araştırmalar Covid-19 ‘un hormon ve metabolizma hastalıkları ile kuvvetli ilişkisi olduğunu gösterdi.
Aynı zamanda Amerikan Endokrin Kongresi Eşbaşkanı olan Prof.Dr.Yıldız “Özellikle obezite, diyabet gibi metabolik hastalıkların ve vitamin D eksikliğinin Covid-19 riskini artırdıkları ve enfeksiyona yakalanma durumunda hastalığın daha ağır seyretmesine yol açtıkları dolayısıyla tedavide özellikli gruplar oldukları ortaya çıktı” dedi.
Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız şöyle devam etti:
“Diyabet, COVID-19'un ciddiyeti ve ölüm oranı ile ilişkili en sık görülen hastalıklardan biri olduğu için bu fenotipte önemli bir role sahiptir. Koruma için tedavi değişiklikleri de dahil olmak üzere dikkatli bir hastalık yönetimi gereklidir. Obezite, Covid 19’a duyarlılığı ve olumsuz sonuç riskini artırmaktadır. Beslenme yönetiminin hem obezitesi olan hem de yetersiz beslenen hastalar için enfeksiyonun şiddetini direk etkilediği ortaya kondu. D vitamin eksikliği, kalsiyum azlığı ve kemik kırıkları da, COVID-19 bağlamında hastalar için daha iyi izleme ve çözüme ihtiyaç duyulduğuna dair giderek artan kanıtlar gösteren diğer alanlardır” .
Yeni verilerle Covid-19’un endokrin ve metabolik hastalıkların seyrini olumsuz etkilediğini ve tedavide salgın döneminde bazı değişiklikler yapmamız gerektiğinin altını çizen Prof.Dr.Yıldız “Salgının sona ermesiyle birlikte salgın döneminde kronik hastalıkların takibinde yaşanan aksama ve gecikmelerin de önümüze önemli bir problem olarak çıkacağını bugünden görebiliyoruz.
Hepimizin değişik öngörüleri olmakla birlikte bu sürecin kesin olarak ne zaman sona ereceğini bilmiyoruz. Hastalarımızın kendilerini takip eden merkezlerle gerekirse uzaktan erişim kanalları ile iletişim halinde olmaları, tedavi, ilaç ya da doz değişikliklerini doktorlarının önerisi olmadan yapmamaları gerekiyor. Alınan tedbirler ve artan aşılama hızlarıyla salgının bir süre sonra kontrol altına alınacağını biliyoruz. Ancak salgının biyolojik etkileri ortadan kalksa bile psikolojik etkileri çok daha uzun sürecek gibi görünüyor. Bugün artık Covid-19 yorgunluğu şeklinde tıbbi bir kavramı konuşuyoruz ve salgın sonrası travma ve stres ilişkili psikolojik bozuklukların artabileceğine işaret eden bilimsel veriler var” diye konuştu.