Tüm Sağlık-Sen Genel Başkanı Okay Erözgün artan şiddet olayları ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “şiddetin diğer iş yerlerine göre en çok sağlık alanında ortaya çıktığını bunun da sağlık çalışanlarını tedirgin ettiğini” belirtti.
Sağlık alanındaki iş yeri şiddetinin, diğer sektörlerdeki şiddetten doğası gereği farklılıklar gösterdiğini belirten Erözgün, sağlık kurumlarında çalışmanın, diğer iş yerlerine göre şiddete uğrama yönünden daha yüksek oranlarda seyretmekte olduğunu ve risk teşkil ettiğini vurguladı.
RESMİ VERİLER YETERSİZ
Sağlık kurumlarındaki şiddetin az oranda bildirildiği, bunun nedeni olarak da, sadece yaralanma gibi ciddi olayların şiddet olarak algılanarak resmiyete intikal ettirildiğini, diğerlerinin önemsenmediğini belirten Erözgün, sağlık çalışanları uğradıkları şiddeti özel sorun olarak değerlendirdikleri için adli takibat yapılmadığından kayıtlara yansıma oranı düşük kalmaktadır. Gerçek medyaya yansıyan oranların çok üstündedir. Kaldı ki son günlerde medyaya yansıyanlarda bile ciddi artış meydana gelmektedir dedi.
Tüm Sağlık-Sen Genel Başkanı Okay Erözgün, şiddet, toplumda ve iş yerlerinde yaygın bir halk sağlığı sorunu ve mesleki tehlike halini almıştır. Giderek artış gösteren iş yeri saldırganlığı önemini her geçen gün artırmaktadır dedi.
Alınan tüm önlemlere ve önerilere rağmen, yıllardır sağlık çalışanlarına karşı şiddetin gittikçe arttığını ve sağlık personelinin şiddet yönünden risk altında olduğunu belirten Erözgün, şiddetle karşılaşmanın, hekimler kadar diğer sağlık personeli ve hatta hastalar için de ciddi bir sorun haline geldiğini, hasta ya da yakınlarının değişik nedenlerden kaynaklanan gecikmeleri kabullenemeyip saldırganlaşma eğilimi göstermekte olduklarını belirtti.
ŞİDDETE KARŞI ÇALIŞANLAR EĞİTİLSİN
Şiddetin önlenmesi için alınması gereken tedbirlere değinen Erözgün, şiddeti önlemek için; etkili sağlık kurumu yönetimi ve şiddet konusunu ele alan korunma ve önleme araştırmalarının yapılması, riskli durumun önceden farkına varma ya da başa çıkma gibi sağlık personelinin şiddet konusunda eğitilmesi ile şiddet riskinin azaltılması gerektiğini vurguladı.
Şiddetin daha yoğun karşılaşıldığı işyerlerinde; 112 acil ekipleri ve acil servislerin girişlerinin denetlenmesi ve kontrol edilmesi gerektiğini belirten Erözgün, 112 acil ekipleri ve riskli birimlerde güvenlik görevlilerinin sürekli hazır bulundurulması, hasta yakınlarının acil servis içine girmelerinin yasaklanması, çalışma birimlerine güvenlik kameralarının yerleştirilmesi, saldırganlaşma eğilimi gösterebilecek kişilerde görülen davranış ve beden dilinin (hızlı nefes alıp verme, ani hareketler, bağırma, azarlama, meydan okuma, burun deliklerinin açılması, kaşların çatılması) ve bu durumlarda gösterilecek davranış ve tepkilerin sağlık çalışanlarına hizmet içi eğitimlerle öğretilmesiyle şiddetin bir ölçüde önlenebilineceği bu konularda gerekli tedbirlerin alınması için idarecilerin özel programlar yaparak uygulamaları gerektiğinin altını çizdi.
ŞİDDETE KARŞI CAYDIRICI YASAL DÜZENLEMELER YAPILSIN
Şiddete karşı caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmasını isteyen Erözgün, Devlet memurlarını korumaya yönelik olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “isnat ve iftiralara karşı koruma” başlığını taşıyan 25 inci maddesinde; “Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikâyetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler.” Şeklindeki hüküm şiddet gören personeli de koruyacak şekilde yeniden tanzim edilmeli saldırganların caydırıcı olacak şekilde cezalandırılacağı hüküm altına alınması halinde önemli ölçüde şiddetin azalmasına yol açacağını belirterek acil düzenleme yapılmasını talep etti.