İSTANBUL- Frost & Sullivan'ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre sağlık hizmetleri teknolojisi endüstrisinin, 2013 mali yılı sonuna dek olgunlaşıp istikrara kavuşması ve net marjının genişlemesinin yanı sıra satış ve genel idari masraflarının (SG&A) sabit seyretmesi bekleniyor. Analistler, bu gelişmeye bağlı olarak endüstrideki artan nakit rezervinin, muhtemel birleşme ve satın almalara işaret ettiğini belirtiyorlar.
Sektörün kar marjı düşük seyrediyor
Frost & Sullivan'ın "Küresel Sağlık Hizmetleri Teknolojisi Sektörünün Finansal Değerlendirmesi" başlıklı araştırması, 2009 - 2012 mali yılları arasında yüzde 3 oranında brüt marj artışı olduğunu, buna paralel olarak aynı dönemde yüzde 3 net marj artışı meydana geldiğini ortaya koyuyor. Ancak, 2012 mali yılı için yüzde 66 brüt ve yüzde 14 net marja sahip olan eczacılık sektörü ve sağlık hizmetleri alanındaki diğer sektörlerle karşılaştırıldığında net marj itibariyle sağlık hizmetleri teknolojisi sektörü çok düşük bir seviyede bulunuyor.
Frost & Sullivan sağlık sektörü analistleri göre fiyatlandırma konusundaki sıkı baskı ve yüksek SG&A giderleri henüz çok genç olan sağlık hizmetleri teknolojileri sektöründeki düşük net marjlarına yol açsa da, teknolojik çözümlerin giderek benimsenmesi ve SG&A giderlerinde azalma yaşanması yakın gelecekte net marjların yavaşça artmasını sağlayacak.
Frost & Sullivan sağlık sektörü analiti Hilal Cura araştırmadan çıkan sonuçlara ilişkin olarak şu görüşü ileri sürüyor: "2010 mali yılından sonra kullanılan sermayenin getirisi hariç kârlılık oranları toplam varlık cirosundaki düşüş nedeniyle azalmış bulunuyor. Fakat, faiz masraflarını düşüren borç sermayesindeki azalma sayesinde kullanılan sermayenin getirisi yükselmiş durumda. Uzun vadeli borçlar düşmeyi sürdürdükçe bu eğilimin de devam etmesi bekleniyor."
Ufukta birleşme ve satın almalar var
Araştırmaya göre sağlık hizmetleri teknolojileri firmalarının borçlarındaki azalma, temel olarak düşük net marj oranlarına ve hızlı teknolojik gelişmenin sonucu olan kısa ürün ömürlerine bağlanıyor. Sonuç olarak, borç-özsermaye oranı, 2009 - 2012 mali yılları arasındaki dönem boyunca yüzde 38 oranında azalmış bulunuyor. Analistlere göre bu durum şirketlerin sermayelerindeki özsermaye hissesini artırmayı hedefledikleri anlamına geliyor.
Araştırmadan çıkan bir başka önemli sonuç ise 2011 mali yılı içerisindeki hafif düşüş haricinde, 2009 - 2012 mali yılları arasındaki toplam varlıkların yüzdesi oranında sağlık hizmetleri teknolojileri sektöründeki artan nakit rezervi, küresel sağlık hizmetleri sektöründeki firmaların elinde bulundurduğu likiditenin varlığına işaret ediyor.
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse artan nakit rezervlerinin (özellikle büyük işletmeler ölçeğinde), büyük eczacılık ve tıbbi cihaz şirketleri ile yaşanabilecek muhtemel birleşme ve satın almalara işaret ettiğini ifade eden Cura, şirketlerin aynı zamanda uzun vadeli borçlarını azaltmaya ve özsermaye hisselerini güçlendirmeye çalışacaklarına vurgu yapıyor.
